Faruk Köse

Faruk Köse

“Kırsal kalkınma”ya dair AK Parti ne vaat ediyor?

“Kırsal kalkınma”ya dair AK Parti ne vaat ediyor?

Türkiye’nin en önemli sorunlarından olan “kırsal kalkınma”nın seçim beyannamesine girmesi, AK Parti için önemli bir artı değer. Nüfusun şehirlerde toplanmaya başladığı, büyük şehirlerin ülke nüfusunun yarısından çoğunu barındırdığı ülkemizde, neredeyse boşalmakta olan kırsal alanı AK Parti’nin “dengeli kalkınmanın ve şehir-kır bütünlüğü içerisinde sosyal hayatımızın tamamlayıcı bir unsuru” olarak görmesi önemli bir olumluluk.

Ancak “kırsal alan”ın, “kentlerimizi ve ülkemizi besleyen, temel girdiler sağlayan, üzerinde yaşadığımız topraklara ve çevreye değer katan yerler”olarak ifade edilmesi biraz sıkıntılı. Kırsal alana ilginin “kenti beslediği için” değil, “kalkınmaya ihtiyacı olduğu ve devletin de kalkındırmakla vazifeli olduğu için” olduğunun ifade edilmesi daha doğru olurdu.

Beyannamede “kırsal kalkınma”yla neyin kastedildiği şöyle ifade ediliyor:“Kırsal kesimde yaşayan vatandaşlarımıza temel hizmetlerin ulaştırılması, yaşam kalitelerinin artırılması ve kırsal yaşamın korunarak geliştirilmesi...”

Bu ifadenin ardından, sözkonusu “temel hizmetler”in neler olduğunun ve artırılacak “yaşam kalitesi” için “hangi düzey”in belirlendiğinin de sayılması yerinde olurdu. Mesela, kırsalda yaşayanların eğitim, barınma, beslenme, sosyal ve kültürel ihtiyaçlar ve benzeri açılardan kentlerde yaşayanlarla aynı düzeyde ve nitelikte imkânlara kavuşturulacağının, hiç değilse kabullenilebilir bir seviyeye kavuşturulacağının vurgulanması daha yerinde olurdu.

“Kırsal kalkınma”yı “sürdürülebilir kalkınma”nın olmazsa olmaz mütemmimi olarak gören sunum, AK Parti’nin bu alandaki vizyonunun artılarından biri. Bunun için “kırsal nüfusumuzun temel ve altyapı ihtiyaçlarını karşılayarak kırsal alanda üretken bir biçimde yaşamasını sağlamayı ülkemizin sağlıklı ve dengeli bir biçimde kalkınması açısından hayati önemde görmekteyiz” deniyor.

İşte bunun içindir ki, kırsal alanda yaşamayı cazip hale getirecek iktisadi, sosyal, kültürel, sağlık ve diğer iyileştirmeler yapılmalı ve lüzumlu imkânlar sağlanmalı. Nüfusun “kırsal alanda üretken bir biçimde yaşamasını sağlamak” için, “kent yaşamının cazibeleri ve artıları”nın “kır yaşamı”yanındaki cazibesi/çekiciliği kabullenilebilir seviyede olması için kır yaşamı gerekli imkânlara kavuşturulmalı. “Kentlerde gayrimenkul edinme”nin gelecek için büyük kazançlar getirecek bir yatırım olarak görülmesi karşısında, kır yaşamının mali açıdan nasıl cazip hale getirileceği seçim çalışmaları esnasında açık ve net olarak belirtilmeli.

Beyannamede önce “kırsal kalkınma”ya dair neler yapıldığı üzerinde duruluyor ve “kırsal altyapıyı geliştirmek ve kalkınmayı sağlamak amacıyla çeşitli projeler geliştirdik ve Cumhuriyet tarihimizin en büyük kırsal altyapı hamlesini başlattık” deniyor. İddiayı ispat için de bu kapsamda yapılanlar bir bir sayılıyor. Bunlara baktığınızda pek çok iş ve icraat, plânlama ve düzenleme görüyorsunuz.

Ancak bütün bunlar iyi-güzel de, bu kadar icraatın daha hâlâ nüfusu kırsal alanda tutamaması, yapılanların yetersizliğinden midir, yoksa kent yaşamına kat kat daha fazla imkân verildiği için kırsalda yapılanların önemsiz kalışından mıdır, bunun ciddi bir şekilde analiz edilmesi gerekir. Zira boşalan köylere nüfusu yeniden döndürmeyi sağlamadan kırsal kalkınma sözkonusu ol(a)mayacaktır.

Beyannamenin “neler yapacağız” başlığı altında ilk olarak “kademeli bir kırsal alan tanımı üreteceğiz” denilmesi biraz ürkütücü. Zira bu ifade, akla“hangi kademeler?” ve “hangi kriterlere göre kademelendirilecek?” suallerini getirmesinin yanında,  “her şeye sıfırdan mı başlanacak?” algısını da oluşturuyor. Beyannamede vaat edildiği üzere hâlâ “kırsal politikaların coğrafi kapsamının tespiti” yapılamamışsa, “kırsal alan istatistiklerinin sağlıklı bir şekilde üretilebilmesi” temin edilememişse, “idari yapıda meydana gelen değişimlerden etkilenmeyecek” bir “kademeli kırsal alan tanımı” üretilememişse, “kırsal kalkınma”ya dair yapılacaklar daha çok ötelenecek anlamı çıkıyor. Bu hususun seçim çalışmalarında izah edilmesi lazım.

“Kırsal alanda köy bazlı hizmet ve yatırım ihtiyacı analizi” yapılacak olması güzel bir düşünce. Ancak bu analiz sadece mevcutlar üzerinden değil,“köye geri dönüşler” de hesaba katılarak yapılmalı. Çünkü köyler büyük oranda boşaldı ve eğer maksat köye geri dönüşü sağlamak olmayacaksa, kırsal kalkınma projeleri daha baştan çöpe gider.

Bence en önemli vaatlerden biri, “doğal ve kültürel kaynak potansiyeli yüksek yörelerde kırsal turizm altyapısını geliştireceğiz” vaadi. Bunun altlığı iyi doldurulursa, kırsal kalkınmaya büyük fayda sağlar. Bu kapsamda mesela “orman yaşamı turizmi” veya “doğal yaşam kampları” gibi projeler hazırlanabilir.

“IPARD kapsamında, ilave 5 bin tesis açılarak 40 bin yeni istihdam sağlanması” vaadi de önemli. IPARD-2 Uygulama Döneminde ise, kamu katkısının kadın ve genç çiftçilerde yüzde 70’e kadar çıkarılacağı vaadi,“köye dönüş”e katkı sağlayabilir. Bir de buna, beyannamede belirtildiği üzere kırsalda “Yenilenebilir Enerji Yatırımları”nın desteklenmesini eklersek, iyi bir sonuç elde edilebilir.

AK Parti’nin “kırsal kalkınma”ya dair vaatlerinin “ideal kalkınma”yı sağlayabileceğini sanmıyorum. Ancak hep ihmal edilen bir hususun ciddiyetle ele alınması çok önemli bir gelişme. Yetmez ama, hiç yoktan iyidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Faruk Köse Arşivi