27 Nisan’da da mı Kreşteydiniz Gezi Zekalılar?
O günleri kısaca hatırlatalım gezi zekalılara…
27 Nisan 2007 günü, cumhurbaşkanlığı seçimi vardı ve AK Parti’nin adayı Abdullah Gül idi.
Öğleden sonra seçim yapıldı. Seçim esnasında ne misafir localarını, eskiden olduğu gibi, apoletliler doldurdu ve ne de meclisin üstünden uçaklar uçtu. Hepsinden de önemlisi adayın şakağına silah dayanmadı (1961’deki cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olan Prof. Dr. Ali Fuat Başgil’in şakağına askerler tarafından silah dayanmış ve adaylıktan çekilmesi istenmişti. Başgil de yurt dışına çıkmıştı. Hafıza derinliği sıfıra yakın olan Gezi zekalılar bunu hatırlamazlar.)
27 Nisan günü, Sabih Kanadoğlu’nun 367 tahrikine rağmen seçim usulünce yürüyordu. İlk tur yapıldı.
Gerekli oy çoğunluğunu alamadı Gül. Seçim diğer turlara kaldı.
Kanadoğlu’nun 367 tahrikine ve CHP’nin mızıkçılığına rağmen ortalık güllük gülistanlıkken, o akşam saat 23.17’de Genel Kurmay, internet sitesinde bir muhtıra yayınladı. Daha sonra “e-muhtıra” diye adlandırılacak olan bu metin, Yeni Türkiye’ye giden yolda çok önemli bir katalizör oldu.
Muhtıra’da öğrencilerin ilahi okumaları, Kur’an okuma yarışmalarının yapılması, müsamere öğrencilerinin kıyafetleri söz konusu ediliyor ve güya ilkokul çocuklarının bu tür faaliyetleriyle cumhuriyet ve laiklik elden gidiyordu.
Sol güçlerin organize ettiği meydan mitinglerinin de olduğu o günlerde verilen e-muhtıra, darbeseverleri bir hayli sevindirmiş, “Aha gidiyorlar!....” coşkusu meydanlara yansımıştı ama sonuç sandığa yansıdığında meydan gülleri hüsrana uğramışlardı.
2002’de % 35 ile iktidara gelen AK Parti’nin ilk genel seçim başarısının sağlamasının yapılacağı ikinci genel seçim henüz yapılmamış; eski alışkanlıklara göre, yapılacak en ufak bir askeri müdahale ile iktidarın çekip gideceği zannedilerek 27 Nisan gece yarısı o muhtıra verilmişti. Sonucu ortada: Bu muhtıra sonucu gidilen erken seçimde Ak Parti % 47 ile iktidar oldu; MHP meclise tekrar girdi ve cumhurbaşkanlığı krizi çözüldü.
28 Şubat’ta kreşte olduklarınısöyleyenler, 27 Nisan’da olanları da hatırlamazlar. Çünkü onların biyolojik yaşları kreş yaşını geçmişse de, akıl, zihin ve hafıza yaşları, 27 Nisan 2007’de de kreşte idiler. Ortalıkta ne döndüğünü, askeri vesayetin, 3 cümlelik hükumet açıklamasıyla (Ki ben hala Cemil Çiçek’in o 3 cümlesini çok hafif bulurum.) kırıldığını görmemişlerdi.
1968 kuşağı ölü sevici eylemcilerinin hikayeleri etrafında oluşan mitik metinlerin büyüsüne kapılanlar, 27 Mayıs darbesiyle görünür hale gelen millet-devlet çekişmesinin her dönemecinde, milletin bir mevzi daha kazanarak ilerlediğini anlayamamışlardı. 27 Mayıs’tan sonra Adalet partisi, 12 Eylül’den sonra ANAP, 28 Şubat’tan sonra da Ak Parti, millet tarafında olanların zaferlerini iktidara taşımışlardır. Nitekim, 27 Nisan da Ak Parti iktidarının temelini sağlamlaştırmış; buna bağlı olarak temel dönüşüm politikalarını uygulama cesareti vermiştir.
Bundan sonra ne olur bilmem artık…
8 yıl önce verilen e-muhtırayı, gezi zekalılara bir hatırlatalım dedik. Hafıza kullanımları pek iyi değil de… Biz onu hatırlatalım dedik.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.