Ermenistan Ne Yapmak İstiyor?
Ermeni Diasporası’nın gerçek yüzünü ortaya sermeliyiz.
Fotoğrafları var, videoları var.. Var oğlu var...
Ellerindeki dövizlerde neler yazdığına bakmak bile yeterli.
İçimizdeki Diaspora yandaşları “kabul edelim, özür dileyelim” derken diaspora gözümüze sokarcasına,“kazın ayağı öyle değil” dercesine işler yapıyor.
Lâkin gel gör ki, içimizdeki beyinsizler, gönlü körleşmiş İslâm düşmanları bunu bile göremiyorlar...
Ermeni Diasporasının gerçekte ne istediğini deşifre etmek ne kadar kolay oysa..
Önceki gün önemli bir haber vardı.
Ermeni gösterileri sırasında Türk bayrağını bir ermeni çapulcunun ayakları altından alan kahraman bir Türk genci vardı. Önce orada ermenilere tepki verenlerin çoğu Azeri Türkler olduğu için onu da Azeri diye yazmıştı ajanslar..
Kahramanımız Konya’lı bir gencimiz imiş. Hoş Azeri olsa da farketmezdi. Bahtiyar Vahapzade merhum ne demişti? Biz Azeri kardeşlerimizle iki devlet, bir milletiz.
Allah ondan razı olsun... Kostantaniyye surlarındaki Ulubatlı Hasan gibiydi...
Bütün önemli haber kaynakları bu haberi verirken, kindaş medya lavukları hálâ laga luga ediyor, hattâ bu haberi sansürleyip görmezden geliyorlardı...
Yandaş medya bile bunu adam gibi anlatamadı...
İnternette yer alan videoyu izleyin: Slogan atan ermeni çapulcuları ve elinde/sırtında bayrakla görünen genç, bu ermeni çapulcuların önünden tek başına yürüyor..
Kostantaniyye surlarındaki Ulubatlı Hasan mübarek... Fakat asıl görülmesi gereken bu gencin geçişi sırasında, arka plandaki diaspora Ermenilerinin ne haltlar ettikleriydi.
Çapulcuların elinde (ermeni diasporasının bianenaleyh Ermenistan’ın) ne yapmak istediklerini açık ve net olarak gösteren dövizler, pankartlar...
Ulubatlı Hasan’ımızı tebrik ederken, asıl dikkatimizi bunlara teksif ediyoruz biz...
En soldaki pankartta ingilizce yazılı lafın türkçesi şu: “Doğu Türkiye (Doğu Anadolu) Batı Ermenistandır...” Buyrun burdan yakın...
Ortadaki ise, “Türkiye soykırım suçunun bedelini (ücretini) ödemeli” anlamında bir döviz.
En sağdaki de, birinci (en soldaki) pankartı iyice açıklasın diye yazılmış olmalı: “Şehitlerimizi hatırlıyoruz, topraklarımızı istiyoruz.”
Ve bir harita-pankart üzerinde yazanlar: “Bu topraklar Ermenilere aittir...”
Durun bitmedi, bir başkasında “Dallarımı kes, yapraklarımı yak ama köklerime dokunma!” yazıyor!..
Şerefsizler köklerini derken aslında Kars, Ağrı, Van, Erzurum, Muş, Bitlis... hasılı bütün Doğu Anadolu topraklarımızı istiyorlar tabi!..
Şimdi yerli işbirlikçiler, içimizdeki diaspora söylesin.. Bu istenen topraklar ve tazminat konusunda fikriniz nedir?
Bu istediklerini babanızdan kalan mirasla mı ödeyeceksiniz? Yoksa bana ne devlet ödesin mi diyeceksiniz?
İstenen topraklar size babanızdan miras kalan tarlalar mıdır, yoksa aziz vatanımız mıdır? Siz ermeni tohumu musunuz, yoksa Müslüman Türk evlâdı mısınız? Elbette bu tavrınızla ikinci şıkta olmadığınız áşikâr, hattâ bunu ilân ediyorsunuz.
«We want justice» − «Adalet istiyoruz» diyenler aslında adalet yerine ne arıyorlarmış anladınız mı?
Ve olan biteni kaygısızca izleyen saftirik, adamsendeci Müslüman yığınlar!..
Siz hálâ 1915 senaryolarının anlamını basit bir hak arama ya da ölenlerin acıları mı zannediyorsunuz?
Pardon, kızım sana söylüyorum gelinim sen anla...
«Gelin» yerinde telli duvaklı bir genç kız falan yok tabi..
İrfan sahibi aziz okurlarımızı tenzih ederek söylüyoruz.
En açık hadiseleri bile anlamakta zorlanan tipler bolca olduğu için biz de böyle abuk sabuk izahat yapma durumunda kalıyoruz kimi zaman...
Alooo... Kardeş, o «gelin» var ya, o gelin, o ricâl-i devlettir.
Saftirikçe bir hakşinaslık lavukluğu ile devletin valisini Ermeni Patrikhanesindeki «soykırım» ayinine gönderen ricâl-i devlet...
Baksana Papa ile barış çubuğunu tüttürmüşler bile. Biz büyükelçimizi çağırdık derken Soykırımcı Papa’yı bir vesile ile çağırmışlar Türkiye’ye...
Vallahi pes, billahi pes... Bu kadar mı olur abes? 30 Nisan 2015