Günümüz İnsanının Sorunu: ŞİŞMANLIK
Şişmanlık (Obezite) Nedir?
Şişmanlık (obezite) günümüzün en önemli sağlık sorunlarından biridir.
Televizyon karşısında geçirilen hareketsiz saatlerin, günlük yaşantımıza giren teknolojik araçların da katkısıyla şişman insanların sayısı gittikçe artmaktadır.
Şişmanlık, alınan kalori miktarının harcanan kalori miktarından fazla olması sonucu vücutta yağ miktarının artmasıyla sonuçlanan bir hastalıktır. Besinlerle alınan enerji, harcanan enerji miktarından fazla ise kilo alımı ortaya çıkar. Endüstrileşmiş ülkelerde, yetişkinlerin yaklaşık %20'si şişmandır. Bu oran, kadınlarda daha fazladır ve yaşla her iki cinste artar.
Peki şişman olduğumuzu tıbbi yönden nasıl anlarız?
Yetişkin bireylerin kilo durumunu ve sağlık riskini değerlendirmek için Beden Kitle İndeksi (BKİ) ve Bel/Kalça Oranı (BKO) hesaplanır.
Beden Kitle İndeksi (BKİ)
Beden kitle indeksinizi hesaplamak için kilonuzu, boyunuzun karesine bölmek yeterlidir. Çıkan değer 18’in altında ise hastalıklı zayıf, 18-19.9 arasında ise zayıf, 20-25 arası ise normal, 25-29.9 arası ise şişman, 30-35 arası ise ağır şişman, 35’in üstünde ise obez olarak değerlendirilir. Örneğin; boyu 1.62 m olan bir bayan 52 kilo ise beden kitle indeksi: 52/1.62 x 1.62 = 19.81 yani zayıf grubundadır fakat normal sınıra yaklaşmıştır.
Bel/Kalça Oranı(BKO)
Ayakta iken belin en ince yeri ile kalçanın en geniş olan yeri ölçülerek birbirlerine olan oranı (bel/kalça) hesaplanır.
Bel çevresi için: Erkeklerde 102cm, kadınlarda 88cm’nin altında olması önerilmektedir.
Şişmanlık Nedenleri
Fazla yeme,
Fiziksel hareketlerin azlığı,
Psikolojik bozukluklar,
Kalıtımsal faktörler,
Metabolik ve hormonal bozukluklardır.
Şişmanlığın yol açtığı rahatsızlıklar nelerdir?
-Şişmanlık artık basit bir estetik sorun değil, ciddi sonuçlara yol açabilen bir hastalık olarak kabul edilmektedir.
-Yük altında zorlanan iskelet ve kas sisteminde, düz tabanlık, diz ve kalça kireçlenmeleri şişmanlarda daha sık görülmektedir. Varisler ve varis yaraları kolay oluşmakta, karın kaslarında gelişen zayıflama sonucunda kolaylıkla fıtık oluşabilmektedir
- Şişmanlık mekanik bir yük oluşturarak solunumu zorlaştırır, uykuya eğilimi arttırır. Uyku apnesi yapar.
-Metabolik hastalıklara neden olur. Bu grup bozuklukların başında şeker hastalığı gelir. Tip 2 (erişkin tipi) şeker hastalığının ortaya çıkmasına sebep olan en önemli neden şişmanlıktır.
-Hipertansiyon, kalp krizi ve kalp yetmezliği şişmanlarda daha sık görülmektedir.
-Psikolojik bozukluklar ve toplumsal uyumsuzluklara neden olur. Özellikle gençlerin şişman olması onların psikolojik olarak olumsuz etkilenmelerine neden olur.
-Adet bozuklukları, kısırlık olur.
-Safra taşına ve taş komplikasyonlarına daha sık rastlanır.
-Ev, iş kazası ve trafik kazalarına daha çok maruz kalırlar.
-Şişmanlık, bu nedenlerle ömrü kısaltan ve tümüyle tedavisi gereken bir hastalıktır.
Şişmanlık nasıl önlenir?
Genellikle şişmanlamak kolay, zayıflamak güçtür. Bu nedenle şişmanlığın tedavisinden önce, önlenmesi gereklidir. Şişmanlığın önlenmesinde en önemli kural, küçük yaştan itibaren enerji dengesine uygun bir beslenme alışkanlığının kazandırılmasıdır. Çocukluktan itibaren fazla şekerli, yağlı sadece enerji veren vitamini ve proteini düşük besinler fazla tüketilmemelidir. Dört besin grubundan her öğünde dengeli bir şekilde beslenme sağlanmalıdır. Çocuklukta alınan kiloları yetişkinlikte vermek çok zordur ve şişmanlığın zararlı etkileri çocuklukta başlamaktadır. Bu nedenle halk arasında bilindiği gibi “şişman çocuk, sağlıklı çocuk” demek değildir.
Zayıflamak veya formda kalmak için nasıl bir yöntem uygulamalıyız?
Zayıflamak isteyen kişi, harcadığından daha az kalori almalıdır.
Kişinin yediği besinler protein, vitamin ve minerallerden yeterli olmalıdır.
Doyurucu ve bireyin beslenme alışkanlığına uygun besinler seçilmelidir.
Diyetle birlikte beden hareketleri arttırılmalıdır.
Az az ve sık sık yemek yemeliyiz. 3 ana ve 2-3 ara öğün yenmelidir. Kesinlikle öğün atlanmamalıdır.
Düzenli olarak yürüyüş yapılmalıdır. Haftada üç kez 30 dakika yürüyüş yapmak formda kalmamız yanında ,kalp-damar sağlımız içinde en iyisidir.
Yediğimiz yemeği çok iyi çiğnemeli ve yavaş yemeliyiz. Yemek yerken başka bir şeyle meşgul olunmamalıdır.
Sabahları mutlaka kahvaltı yapılmalıdır.
Akşam yemekten sonra bir şey yenmemelidir.
Uykularımız düzenli olmalıdır. Her gün 7-8 saat uyku uyumaya özen göstermeliyiz.
Öncelikle şeker, tatlı, pilav, makarna, börek gibi yiyecekler az tüketilmelidir. Yemeklere eklenen yağ miktarı azaltılmalıdır.
Özellikle yemeklerden önce yenen sebze veya meyve, açlığı kısmen tatmin ederek fazla yemeyi önleyebilir.
Kepekli ekmek ve kuru baklagiller tokluk verdiklerinden şişman kişilere önerilmelidir.
Yağlı yiyeceklerden ,kızartmalardan uzak durulmalıdır.
Yemeklerinizi sıvı yağlarla pişirmeli, katı yağ ve margarin kullanmamalıdır.
Tatlı tüketmek istenildiğinde sütlü tatlılar tercih edilmelidir.
En iyi içecek sudur, su enerji vermez. Formda kalmak veya kilo vermek için her gün 8-10 bardak (1,5-2 litre) su tüketmeliyiz. Ayrıca sabahları aç karnına içilen 2 bardak su , bağırsakların çalışmasını ve toksinlerin atılmasını da sağlamaktadır.
Çay ve kahve şekersiz içilirse enerjisi yoktur. Meşrubat ve alkollü içkilerin enerjisi yüksek olduğundan içilmemelidir.
Daha az tuz tüketilmelidir.
Gelişigüzel diyetler uygulamayın. Bunun için mutlaka bir diyetisyenden yardım alın.
Hızlı zayıflayan kişi verdiği kiloları kısa sürede geri alır. Bu nedenle haftada 0.5-1 kg. veya ayda 4 kg. zayıflamak en uygundur.
Tedavi
Diyet tedavisi: Şişmanlık tedavisindeki en önemli basamaktır. Burada bahsedilen diyet, kısa sürede çok az hatta hiç yememekle, ya da bir cins besin maddesine ağırlık verilerek yapılan diyetler değildir. İdeal bir diyet, içerik olarak her şeyi içinde bulunduran ancak miktar olarak az, kalori olarak düşük düzenlenmiş bir diyettir. Kişi her şeyden yiyebilir ancak az miktarda ve günlük olarak belli bir kaloriyi geçmemelidir.
Egzersiz: Kilo vermenin ikinci en önemli çaresidir. Egzersizin yer almadığı bir zayıflama programı düşünülemez ve zaten başarılı olma ihtimali de yoktur. Egzersizin tek basına bile orta derecede kilo verdirdiği görülmüştür. Fiziksel aktivite yağsız dokunun korunmasını sağlar ,bazal metabolizma hızının düşmesini engeller,yağ dokusunun harcanmasını sağlar.
Davranış tedavisi. Davranış değişikliği tedavisinde amaç, beslenme ile ilgili olan olumsuz davranışların ömür boyu kalıcı olarak olumlu davranışlar haline getirilmesini sağlamaktır. Bu tedavi hem kilo vermede hem de kaybedilen vücut ağırlığının korunmasında yararlıdır.
Davranış değişikliği tedavisinin önemli hedefleri vardır. Bunlar;
1. Uygun olmayan beslenme alışkanlıklarından vazgeçmek,
2. Vazgeçilemeyen beslenme alışkanlıklarını azaltmak,
3. Uygun beslenme ve fiziksel aktivite alışkanlıklarını sağlamak ve tekrarlamak,
4. Uygun olmayan beslenme alışkanlıklarının olumsuz sonuçlarını görmek ve düzeltmek,
5. Uygun beslenme ve fiziksel aktivite davranışlarını günlük yaşantı içine sokmak ve sürekliliğini sağlamaktır.
İlaç tedavisi: Egzersiz ve diyet tedavisinin etkili olmadığı durumlarda ve ameliyat gibi ani zayıflama gereken durumlarda doktor kontrolünde ilaç tedavisi uygulanabilir. Bugün için yan etkisi olmayan zayıflama hapı bilinmemektedir. Bu nedenle her tür zayıflatıcı hapı kullanmaktan kaçınılmalıdır.
Cerrahi tedavi: Hayatı tehdit eden bir durum yoksa tercih edilmemelidir.
Aşağıdaki risk faktörlerinden birine sahipseniz kilo vermelisiniz;
Ailede kalp hastalığı riski varsa,
45 yaş üzeri erkek veya menapoz sonrası kadınsanız,
Sigara içiyorsanız,
Düzenli fiziksel aktivite yapmıyorsanız,
Yüksek tansiyonunuz varsa,
Yüksek LDL, düşük HDL, yüksek trigliserid düzeyine sahipseniz,
Ailenizde şeker hastalığı riski varsa,
BKİ değeriniz 25in üzerinde ise.
Haftaya buluşmak üzere sağlıkta kalın…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.