Sürecin Diyeti
Hükümet karşıtı marjinal gruplar gibi Cumhurbaşkanı ve AK Parti de, milliyetçi oylar ile HDP’nin barajı aşıp aşmayacağına kilitlenmiş durumda.
Nedeni malum.
1-HDP barajı geçerse, AK Parti tahmin edilen en yüksek oyu bile alsa, milletvekili sayısında ciddi bir düşüş olacak; 300 milletvekilini dahi yakalayamayabilecek.
2-Öte yandan AK Parti’nin milliyetçi oylarında düşüş var.
Bunu ilk gören Sayın Cumhurbaşkanı oldu.
Mimarı olduğu Çözüm Süreci’ne hemen müdahalede bulundu.
Hükümet de İzleme Heyeti oluşturmakla meşgul iken işareti çakarak, Süreci dondurdu.
Şimdi giden milliyetçi oyları geri çekmek için millet, bölücü terör örgütü temsilcileri ve siyasi uzantıları ile hiç masaya oturulmadığına inandırılmaya çalışılıyor.
Hafızalardan son bir iki yıl tamamen silinmek isteniyor.
“Terör örgütüyle aynı masada oturmak devletin çöktüğü anlamına gelir” bile denildi.
Ya halkın olup bitenlerden “Nasıl yani, iki yıldır sizin yaptığınız ne” demeyi akıl edemeyecek kadar bihaber olduğu düşünülüyor,
Ya da halka “nasıl olsa anlamamıştır” gözüyle bakılıyor.
***
Diğer taraftan terör örgütüne artık “terör örgütü” deniliyor, aynı şekilde HDP gerçeğinden söz ediliyor.
Medyanın içinde olan biri olarak, çok iyi biliyorum ki, şurada üç-dört hafta öncesine kadar yazı ve haberlerde PKK’dan “terör örgütü”; Öcalan’dan “teröristbaşı” diye söz edilmesinden rahatsızlık duyuluyordu.
Hele Hükümet’e yakın bir kısım medya organı, Öcalan’a, PKK’ya, HDP’ye toz kondurmuyor; bunların samimiyetsizliğini, bölücülüğünü ortaya seren yazılarımız karşısında bizi “çözüm sürecini sabote etmekle” eleştiriyorlardı.
Bakıyorum da aynı medya organları bugünlerde “bölücü terör örgütü” haberlerini manşetlerinden düşürmüyorlar.
Değerli okurlar, Cumhurbaşkanı ve Hükümet ile bir kısım medya organı ve yazarın burada ciddi bir yanlış yaptığını düşünüyorum.
Tutarlı, omurgalı, neysen o olunmalı.
Herşey milletin gözü önünde yaşanıyor.
Oy için ve konjonktüre göre duruş sergilenerek, halkı aptal yerine koymak yakışık almaz ve bu ters tepebilir.
***
Bu arada, üst perdeden PKK/HDP’ye çakılırken, alttan alttan Çözüm Süreci’ne seçim sonrası kaldığı yerden devam edileceği mesajları veriliyor.
Hükümet’e en yakın gazetelerden birinin baş yazarı önceki gün, öyle “bilgiler” aktardı ki kendinden emin bir şekilde, kaynağı sağlam olmalı.
Bu baş yazara göre, “Cumhurbaşkanı Erdoğan son haftalarda çözüm süreci ve HDP/PKK’yı milliyetçi oylar için, MHP’ye giden oylar için eleştiriyor. Çözüm sürecinde dikkate alınması gereken husus, Erdoğan’ın sözleri değil, partisinin Seçim Bildirgesi. Seçimlerden sonra çözüm sürecinde yeni bir aşamaya geçilecek.”
“Ne anlama geliyor” diye üzerinde uzun uzun durulması gereken bir “strateji” bu.
***
Hükümet’in, Cumhurbaşkanı’nın Çözüm Süreci’nin bu haliyle sadece ve sadece bölücülüğe hizmet ettiğini görmesi ve bundan geri durması gerekir artık.
Bugün “Ya HDP barajı aşarsa” kabusları görülüyorsa, bunun nedeni bu süreçtir.
HDP’yi, PKK’yı, Öcalan’ı süreç legalleştirmiş, kahramanlaştırmıştır. Böyle bir süreç işletilmemiş olsaydı bugün HDP, maksimum yüzde 5-6 oy potansiyeli olan marjinal bir örgüt olarak kalmaya devam edecekti.
Kıvırmaya gerek yok…
Bölücülüğe karşı söylemimizde samimiysek eğer, Çözüm Süreci’nde atılan sorunlu adımları ve sonuçlarını açık yüreklilikle kabul etmemiz gerekir.
Yakışanı budur.