Yakınma, Ders Çıkar
HDP barajı geçer ve AK Parti tek başına iktidara gelemezse, bunun tek bir sorumlusu vardır:
O da AK Parti’nin kendisidir; Hükümet’in Kürt ırkçılığına hizmet eden açılım politikalarıdır.
Bunu sadece biz söylemiyoruz.
Hükümet’e en yakın anket firmalarından MAK’ın, ilk defa oy kullanacak gençler arasında yaptığı anketin sonucu da bunu gösteriyor.
Her 100 gençten 18’i “HDP” diyor.
Yani, yeni nesil Kürt gençlerinin hemen hemen tamamı HDP’ye yönelmiş durumda.
AK Parti’nin bölge milletvekili ve adaylarının başlarına gelenler ile anlattıkları olaylar da bizi doğruluyor.
İktidarın Van Milletvekili Burhan Kayatürk, seçim çalışması için gittiği Muradiye ilçesinden HDP’lilerin tepkisi üzerine ayrılmak zorunda kalıyor.
İktidar milletvekiline ilçeyi terk ettirebilen büyüklükte bir protesto karşısında düşünmemek elde mi?
Ve düne gelelim.
Mardin Milletvekili Adayı Orhan Miroğlu, Hükümet’in açılım politikaları çerçevesinde yürürlüğe koyduğu Büyükşehir Yasası’nın HDP’ye yaradığını itiraf niteliğinde tespitlerde bulundu.
Miroğlu, Star’da şöyle yazdı:
“Mardin’de gördüğüm manzara tam bir hayal kırıklığı.. Desantralizasyon politikaları kağıt üstünde iyi, ama gerçek hayatta bu politikaları mümkün kılacak bir siyasi kültür oluşmamışsa, her şey tam tersi sonuç verebiliyor. Merkezin iktidar alanı daralıyor, ama bu alanı bu defa başka bir iktidar alanı dolduruyor. Halk yine ortada ve yine çaresiz... Hatta devleti arar hale geliyor. Çünkü yeni iktidar alanının sahipleri, kurdukları defakto siyasi sistemi, yani bir çeşit alternatif devlet yapılanmasını, devletin sağladığı bütçe sayesinde yaşatıyor ve büyütüyor. Büyük şehir statüsü, öyle partizanca kullanılıyor ki, büyükşehir belediyesinin görev alanı içine giren parke taşı bile, vatandaştan oy isterken adeta bir silaha dönüşmüş.”
***
Mardin, AK Parti iktidarının Çözüm Süreci kapsamında büyükşehir yaptığı illerden. Van da öyle.
O dönem, iktidarı çok uyardık.
“Bu yasa ile yerel yönetimlerde devlet iradesi zayıflatılırken, siyasi belediye iradesi güçlendiriliyor. Bölgesel yapıyı çağrıştıran yeni düzenlemenin etnik milliyetçilikle birleşmesiyle oluşacak atmosferde bu illerde etnik merkezli siyasal partilerin dışında bir partinin seçim kazanması imkânsız hale gelmiş olacak” dedik.
Örneğin 22.10.2012 tarihli yazımızda “Bu düzenlemeyle terörün finansmanı hususunda çıbanbaşı konumunda olan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine 2 büyükşehir belediyesi daha ilave edilmiş olacaktır. Van’ı, bunların elinden bir daha kimse alamaz, AK Parti’nin elindeki Mardin de onların eline geçer” uyarısında bulunduk.
Samimiyetten değil tamamen koltuk, para ve ün uğruna iktidarın attığı her adımı silahlanıp muhaliflere kurşun sıkabilecek derecede savunup, pohpohlayan kraldan çok kralcıların sorumsuz yayınlarının da etkisiyle bu uyarılarımız görülmedi bile.
Sonra ne oldu?
Yasanın yürürlüğe konulduğu Aralık 2012 sonrasında yapılan ilk yerel seçimlerde yani 30 Mart 2014’te Mardin AK Parti’den HDP’ye geçti; Van’da AK Parti oyları daha da düştü.
Hem de, depremde devletin tüm imkanlarını seferber etmesine, çok iyi bir sınav vermesine rağmen yaşandı bu düşüş.
Etnik milliyetçiliğin doğurduğu beklenen son!
Sonuç:
Büyükşehir Yasası’yla ilgili endişe ve uyarılarımızda da biz haklı çıkarken, açılım politikaları neticesinde palazlanan etnik milliyetçilik bugün ülkenin/milletin birlik ve dirliğini tehdit eder noktaya ulaşmıştır.
Bu tehditten AK Parti’ye de pay düşmektedir.
7 Haziran’da bu “pay” belki de AK Parti’yi tek başına iktidara gelmekten edecektir.
Bu tablo karşısında gün “yakınma” değil, “ders çıkarma” günüdür.