Lütfü Şehsuvaroğlu

Lütfü Şehsuvaroğlu

Tüh Be... Yine Çaktık İyi mi?

Tüh Be... Yine Çaktık İyi mi?

BİLGİ ÜNİVERSİTESİ’NDE MIPEX TEMSİLCİSİ THOMAS HUDDLESTON TÜRKİYE’YE KIRIK NOT VERDİKLERİNİ AÇIKLADI MIPEX DİYE BİR SALAK KURULUŞ GÖÇMEN RAPORU HAZIRLAMIŞ DA BİZİ SINAVDAN ÇAKTIRMIŞ

Göç Raporu yayınlamış Avrupa.Türkiye’ye kırık not vermiş…Merkezi Brüksel’de bulunan bir kuruluş vermiş bu raporu.

Avrupa’nın merkezi olduğunu sanıyor ya kıytırık Brüksel.

AB fonları ile beslenen Brüksel…

Brüksel’de bir kuruluş varmış.

Adı da MIPEX imiş…

Ne havalı isim değil mi?

Göç ve Entegrasyonu Politika İndeksi Türkçesi…

Bu kuruluşun sözcüsü Thomas Huddleston gururla açıklamış raporlarını…

Yine yukarıdan bakan bir aşağılık üslup…

Sayın Cumhurbaşkanı’nın haberi olmadı herhal.

İbrahim Kalın dostumuz atlamış anlaşılan…

Olsaydı da hadlerini bildirseydi yine…

Fakat o yoksa ben varım…

Bildiririm hadlerini…

Neyse ki had bildirmek bize düşsün…

2015 yılında Türkiye’nin göç ve entegrasyon karnesine düşük not yazmışlarmış mütegallibe, kendini beğenmiş Batı…

Ulen sen kaç göçmene tahammül ettin bugüne kadar?

Biz beş yüz bin peşmergeyi alıp sahip çıkarken sen sadece birkaç yüz torpilli peşmergeyi aldın, bin beş yüz peşmergeyi denize döktün.

Topu topu elli bin küsur göçmen kabul edebildin. Bu kadar ülke ve bu kadar yıla…

O da mecburen…

Mecburiyetten…

Son göç olayıyla biz üç milyonu bulan Suriyeli’ye bağrımızı açtık.

Senin kılın kıpırdadı mı?

Hiç…

Üstelik bize, bizim sazanlara bir anlaşma imzalattın.

Göçmen iade anlaşması…

Güya o küçük aklınla Avrupa’ya büyük bir göç dalgası gelirse Türkiye’ye satacaktın hemen.

Ama gerek kalmadı.

Türkiye bütün göçmenleri misafir etti.

Sınırlarını açıp sana musallat etmedi.

Sen bir teşekkürü bile çok gördün.

Neyse ki uyanık Merkel anladı da gelip teşekkür etti.

Hatta Angelina…

Sen şimdi kalkmış küçük beyninle bizi sigaya çekiyorsun.

Karne kötü geldi diye sana olan göç taarruzunu sineye çekeceğiz. Kendi içimizde patlatacağız.

Uluslararası göçmen kampı olacağız.

Hatta Türkiye Türklerin değil göçmenlerin ülkesi olacak.

Oh ne ala…

Arzun bu değil mi?

Sözde akademisyen ve uzman çalışmasının ürünü olan böyle raporları hazırlayan MIPEX, 2004 yılından beri 38 ülkenin göç ve entegrasyon politikaları hakkında veri toplayıp değerlendirme yapıyormuş.

Raporlarını da güya uluslararası kamuoyu ile paylaşıyorlarmış.

Sivil topluma, uluslararası kuruluşlara, akademi dünyasına referans olmuyormuş yazdıkları…

Vay anam vay…

2013 yılından beri de Türkiye’yi inceliyorlarmış.

Hem de şu malum her ihanete teşne bir akademimiz var ya Bilgi Üniversitesi diye. İşte orada açıklamışlarmış…

Raporda sağlık, çalışma koşulları, aile birleşmesi, kalıcı yerleşim, eğitim, siyasi katılım ve ayrımcılık alanlarında güya Türkiye’nin performansını değerlendirmişler…

Dokuz alan arasında en yüksek notu ailelerin birleşmesinde almışız.

İnsaf etmişler, hakkı teslim etmişler.

Sağ olun yahu çok mütehassis olduk.

Ne kadar alicenapsınız. Ne kadar hakkı teslim edebiliyor ve notumuzu layıkıyla değerlendiriyorsunuz.

Size ne kadar diz çöksek, eğilsek azdır efendim.

Bize gaz verdiniz.

Bundan sonra doğudan batıya olacak muhtemel bütün göçleri absorbe etmeyi ve kendi içimizde eritmeyi marifet sayacağız.

Allah sizden razı olsun.

Siz rahat uyuyun koltuklarınızda…

Hem bu pis, tembel, çirkin ve kara doğulular batıyı istila ederlerse o güzelim şehirleriniz ne hale gelir sonra?

Yazık değil mi?

Brüksel’in Grand Bazaar’ına doluşsalar ne olur haliniz?

Gent’in o güzelim bahçeleri göçmenlerle dolsa mesela…

Elli yıldır bir Flaman’dan ya bir Valon’dan ziyade vatandaşınız olan bir Türk’e niçin hala göçmen muamelesi yapıyorsunuz?

Siz bu dokuz alanın kaçından iki buçuktan üç aldınız ki?

2013 yılında kabul edilen Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu bir ilerleme olarak görülmesine rağmen göç ve entegrasyon konusunda Türkiye’ye 100 üzerinden ancak 25 vermişsiniz.

Göçmen işçilerin ve ailelerinin çok sınırlı imkânları varmış.

Sosyal güvenceleri ise yok denecek kadar azmış.

Çalışma hayatı, eğitim ve siyasal katılım zaten pek zayıf. Sınıfta kalır.

Halen bir anti ayrımcılık yasası bulunmadığından ayrımcılığa karşı önlemlerimiz de pek zayıfmış.

Ulen terbiyesiz, aynaya bakmaz ukala siz onları öldürüyorsunuz ya…

Hiç aklına gelmiyor mu sen faşizmin beşiğisin ve genlerine işlemiş olan ayrımcılık dünyada sizi pek zorda bıraktığı için mecburen, mecburiyetten ayrımcılığa karşı yasa masa çıkarıyorsunuz.

Bizim ise genlerimizde bin yıldır ‘öteki’ diye bir kavram yok…

Bırak ayrımcılığı…

Yaradılanı severiz Yaradandan ötürü…

Bunu senin anlaman çok zor hatta imkânsız bir şey kafasız Tomas…

Bekliyor ki Avrupa, yerleşim ve kalıcı oturma izni alsın göçmenler.

Böylece, Avrupa’yı rahatsız etmeyi bırakırlar.

Bize bu terbiyeyi vermeye kalkan ukala Batı’nın göçmenler konusunda yaptıklarını biliyor musunuz?

Hey size söylüyorum. Bilgi Üniversitesi…

Biraz da bilgili olsanız..

Her şeye maydanoz olmadan…

İşgalcinin, emperyalistin, bozguncunun değil de, biraz kendi ülkenizin çıkarlarını ve ufkunu düşünseniz…

Evet, göçmen konusu (immigration) Avrupa’nın en büyük güvenlik meselesidir. Tehdit algısıdır ve bütün güvenlik stratejisini buna göre düzenlerler. AB’nin konsey kararları arasındadır. Hatta terörden bile öncelikli meselesidir.

Niye? Asırlardır haksız yere elde ettiği refah düzeyini başkalarıyla paylaşma istememektedir. Doğudan gelecek o büyük göç dalgası beş yüz yıldır rüyalarını kaçırmaktadır. Nostrodamus kehanetidir bu… “Üç milyon kara adam doğudan ve güneyden Avrupa’yı istila edecek” diye…

En büyük korkusunu bizim gibi ülkeleri, periferisinde, göçmen kampı yaparak yenmeye çalışmaktadır.

Asla üç milyon göçmene tahammül edemez Batı…

Şimdi…

Göçmen taşıyan gemileri bombalamayı düşünüyor Batı aklı…

Zaten geçenlerde göçmen dolu bir sal mı desem, gemicik mi desem bir deniz taşıma aracına ateş ettiler ve bir göçmen öldü…

Geceleri batan gemilerde binlerce göçmen sulara gark oluyor, Batı vicdanı birkaç haberle geçiştiriyor.

İtalya ile Fransa arasında birkaç yüz göçmeni kabul eden olmadı. Aylarca sınırda bekletildiler…

Avrupa ülkeleri arasında bir tek İtalya kapasitesinin üstünde göçmen ağırladığından dem vuruyor. O da kaç kişi

biliyor musunuz? Topu topu elli yedi bin bugüne kadar…

Türkiye ise tarihin en büyük göç dalgasını eritmeye yelteniyor içinde…

Maalesef stratejik derinlik konusunda yaratıcı bir entelektüalizme kapı aralayamıyor devlet aklı…

Göçmen dalgasını adeta davet ediyor yapıp ettikleriyle…

Türkiye Batı planında uluslararası göçmen kampı olarak planlanıyor.

Böyle bir şey elbette olmayacak.

Başımıza ördüğünüz ve bizim sazanların da cuppadanak atladığı Büyük Ortadoğu Projesi yüzünden kan gölüne

çevirdiniz İslam âlemini…

Akan kanların müsebbibi sizsiniz!.

Bizi imtihan edemezsiniz.

Bu göç dalgası sizin eseriniz.

O halde siz de elinizi taşın altına koyacaksınız.

Mecburen mecburiyetten…

Nasıl mı?

Sınırları açacağız.

Bütün büyük doğuyu batıya sürükleyeceğiz.

İnsanın seyahat hakkı üstündeki bütün engelleri kaldıracağız.

Bilgi ve para serbest dolaşıyor da…

İnsan niçin serbest dolaşamıyor.

Bilgi ve para kimin için?

İnsan için değil mi?

Ama insan serbest dolaşamıyor.

Ona hayvan muamelesi yapıyorsunuz.

İnsan göçü suçtur lakırdısıyla ülkenize birkaç yüz bin göçmenin bile geçmesine izin vermiyorsunuz da Türkiye milyonlarca göçmen barındırırken bir de utanmadan onu sigaya çekiyorsunuz, imtihan ediyorsunuz.

Kimsiniz ulen…

Terbiyesizler…

Hadbilmezler.

Aptal ve şımarık Batı ve onun yerli işbirlikçileri…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Lütfü Şehsuvaroğlu Arşivi