Cumhuriyetin Derin Hamakatının Sözcüsü!
Varak-pare eskiden çok kullanılan bir deyimdi... “Kâğıt parçası. Hem de değersiz!” Fakat asıl anlamı, “hiç bir değeri olmayan gazete” demekti... Böylesi kese kağıdı olduğunda bir işe yarayabilir ancak!
Diyeceksiniz ki “Türkiye’de öylesi çok...” Birçoğu devlet ilânlarıyla çıkıyor ve devlet alımlarıyla yaşatılıyor...
Hürriyet’ten mi başlayayım, Cumhuriyet’ten mi?
Onları bile tasnif dışı bırakan bir tanesi var...
O epeydir cumhuriyetçi derin hamakatımıza “sözcü”lük ediyor.
Her gün milyonlarca defa okuyucularına “sen aptalsın” diyor. “Bak nasıl ahmak olduğunu açıkça manşetten veriyorum” diyor... “Ey angut, başlıklarımı oku mutlu ol” diye kıkırdıyor!
Bakındı birinci sayfanın yüzde seksenini kaplayan haber kılıklı yorum yorucu manşete: “Her partinin her görüşten milletvekillerine çağrı: Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’in değerini bilin.”
Altında “Kürt, İslâmcı, Ermeni, Roman, Ezidi” vekil resimleri... Daha aşağıda “Çünkü bu Cumhuriyet sayesinde dil, din, ırk görüş ayrımı olmadan herkes her mevkiye gelebiliyor, ülke yönetiminde yer alabiliyor...”
Alın size ramazan eğlencesi:
-Aman Karagözüm nedir bu işler?
-Cehaletle cumhuriyeti harmanlamış keşişler!
Bunların anladığı “cehalet cumhuriyeti...” Ey hamakatı katmerli zat!
Sen Osmanlı Meclisi’nden haberdar mıydın? Oradaki meb’usların, vekillerin dağılımı hakkında en ufak bir fikrin var mı?
Peki senin cumhuriyetçilerinin o Meclis’i eleştirisinden haberin var mı?
Tamam bütün bunlardan haberdar değilsin... Bizzat Atatürk’ün Meclis’te çeşitliliğin önünü kapattığını da bilmiyor musun?
Cumhuriyet’ten önce Mehmet Akif meclisteydi...
Cumhuriyet’ten sonra Mısır’da yaşamaya mecbur edildi...
Türkiye Devleti’nin kuruluşunda harcı olan Millî Mücadele kahramanları Kâzım Karabekir Paşa, Ali Fuat Paşa, Rauf Orbay ve diğerleri... Neden Cumhuriyet’ten sonra milletvekili olmaktan men edildiler? Sadece milletvekili olmaktan mı men edildiler? Olağan vatandaşlık haklarından da...
Sürekli takibat altındaydılar. Çankaya Köşkü’ne her gün takibat raporları gidiyordu. “Şurada çay içtiler, burada orta kahve höpürdettiler, sokakta simitçiyle selamlaştılar, evlerine ziyaretçi geldi” vs. vs.
Atatürk cumhuriyeti ve İslâmcı vekil!
Eski ramazanlarda böyle komiklikleri tuluatçılar yapardı. Dümbüllü İsmail en son temsilcilerindendi... Sahi onun pişekar kavuğu zamane komedyenlerine emaneten veriliyordu, son olarak kime geçti izini kaybetmiştim, şimdi buldum.
Son dümbüllü “Gölge Adam”!
Tabiî Dümbüllü İsmail’e kurban olsun! O halkımızın yüzlerce yıllık tebessüm genlerinin tabii bir tezahürü idi.
Bunlarınki sentetik güldürücülük! Gıdıkla yavrum gıdıkla!
Ey cumhuriyet sözcüsü!
Ravza Kavakçı’nın ablasına, Merve Kavakçı’ya Atatürk Cumhuriyeti’nin en mutena başbakanı Bülent Ecevit’in
Meclis’te utanç verici saldırısını nasıl unutursun?
Unutmaman lâzım, çünkü sen o sırada o müptezel “dışarı, dışarı!” korosunun goygoyculuğunu yapıyordun!
Atatürk’ün cumhuriyetinde CHP’den başka partinin milletvekiline yer yoktu! Bunu bilmeyene “ahmak”tan başka ne denir? Bir şey daha denir: Sözcü!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.