Devlet’i hafife almak... Birileri bunu hep yapıyor. Devlet ağır işler, fakat sonucu tayin eder...

Türkiye’de başka bir Devlet daha var!

Meclis’te sonucu tayin eden Devlet, yani Devlet Bahçeli!

“Muhalefet bloku” şu sıralar CHP siyasetinin özü değil mi? Yüzde altmışı benim haneme yaz! Sadece CHP’nin siyasetinin mi esası bu? HDP de bayrak göstermek için bu siyasete muhtaç. 

MHP üzerinde öyle küçümseme bulutları dolaştırılıyor ki... Sallabaş Selo’nun açıklamasını dinledim. “Ne var yani, milletvekilli sayımız aynı” diyor... İnsaf! Bu bir marangozluk hatası! Aranızda yüzde üçten fazla fark var. Bu yüzde üç sende olsa ve MHP ile eşit vekil çıkarsan, nerelerini yırtardın? Eşitsizlikten, adaletsizlikten dem vurarak...  

Ufak tefekse Karamürsel sepeti mi sandın? 

MHP’ye yapılan muamele bu. İstediğimiz yöne çekeriz, havuç gösterir ikna ederiz! Kılıçdaroğlu Kemal önce yüzde altmışın başbakanı edasıyla konuştu... MHP çantada keklik, HDP’den tam destek var nasıl olsa. 

Karine bu: Bahçeli de AK Parti muhalifi...

Bunun sökmeyeceği anlaşılınca, havuç gösterme faslı: “Gel sen başbakan ol!” Bu dolmanın yutulmasını mı bekliyorsun? 

Diyelim ki Bahçeli kabul etti, başbakan oldu. Kabinenin en fazla üçte biri MHP’nin olacak. CHP-HDP bloku karşısında hep azınlık... Azınlık hükümetinden daha kötüsü azınlık başbakanlığı... İçine sinmeyen bir çok karar, ki içinde HDP’ninkiler de olacak, Başbakan olarak imzalayacaksın!

Devlet Bahçeli püskevit yer, bu dolmayı yutmaz!

Hevesi kursağında kalanlar başladılar salvoya... Bakın CHP yaranı, HDP hayranı şakşakçı gazetelere...Kalemşörler kalemlerine cerahat doldurmuş... Ey ukalalar madem siyaset yapıyorsunuz, Ekmeleddin Bey’e destek verin, görelim mikdarınızı!

Şimdi şu meseleyi konuşmanın tam zamanı... HDP dışlanmalı mı? Hayır aksine, siyasetin içine çekilmeli. Sözünü söylemeli, projelerini ortaya koymalı, tartışılmalı ve hayata geçirilmesi hususunda desteklenmeli...

Tabii bu bizim söylediklerimiz “normal” bir parti içindir. 

HDP ne kadar normal parti? 

Seçimlerde onun kazanması için silahlı unsurların neler yaptıklarını şahitleri açıklıyor. Adamlardan tıs yok. Hatta Sırrı ve Selo gibi pişkinleri, “bir tane bize zorla oy vereni gösterin” diyor!

Bu kadar sahtekârlık olur! Baskıyla oy veren sürüyle!

HDP madem “Türkiye partisi” olacak, Meclis’te siyaset yapacak, ilk şart: Silahla, terörle alakanı kes!

Yine beşuş çehreli eş-başkan ayak üzeri yalanlarına devam ediyor: “Bizim silahla işimiz yok!”

Buna bir inanabilsek!

Peki, hadi terör örgütüne “silah bırak” de... Oraya gelince hatlar karışıyor. Kim kimin üstünde? Kim kimden emir alıyor?

Belki bir gün PKK-KCK bu yavrulara “silaha sarıl” diyecek!

Serhildan, başkaldırı her zaman masada, güçleri yeterse deneyecekler...

Partinin önde gelenlerinden biri konuşuyor: “Biz başkayız, KCK ve PKK başka biz onlara şunu yapın diyemeyiz.” 

Siz buna yüksek siyaset mi diyorsunuz? Olsa olsa şark kurnazlığı…

Bu düpedüz çukurluk!