Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Koalisyon Değil “Ortaklık” Kurun!

Koalisyon Değil “Ortaklık” Kurun!

Koalisyon” yokken ne kadar mes’uttuk!                                    

1961 yılının kasım ayına kadar 

Türkiye koalisyon nedir bilmezdi. Tesadüfe bakın ki, Cumhuriyet’in ilk başbakanı, ilk koalisyon hükümetinin de başbakanı idi, neredeyse 40 yıl aradan sonra... 

İsmet Paşa’dan söz ettiğimiz anlaşılmıştır herhalde... 1923 kasımında tek parti hükümeti kuran İnönü, 1961 kasımında da “koalisyon hükümeti” kurmuştu. CHP ile Adalet Partisi’nin koalisyonu...

Siyasetin vazgeçilmezliği nelere yol açıyor bir bakın: TC’nin en uzun süre başbakanlığını yapmış İnönü, sonra Cumhurbaşkanı oluyor. Hem de “millî şef” olarak...12 yıl da ülkeyi öyle yönetiyor. Seçimi kaybediyor ve 11 yıl aradan sonra başbakan olarak baş altında güreşmeye talip oluyor. 

Yahu Türkçe’de kelime kıtlığı mı vardı ki 1961’de “koalisyon” kelimesini ithal ettik? Mümkün mü bu? Şemseddin Sami’nin Kamus-ı Fransevî’sine bakarsanız, kelime kıtlığı filan yoktur!

Çünkü birden fazla karşılığı var, birincisi “ittihad”dır. 

Bir de hani, arada şöyle haberler geliyor ya: “Koalisyon güçleri DAEŞ mevzilerini bombaladı”, yahut da “Yemen’de koalisyon güçleri şunu yaptı” gibisinden. Onun da karşılığı var: İttifak-ı düveli, yani devletler ittifakı!

İttifak yani, birleşme, uyuşma... Üstad ayrıca “iştirak” anlamını da kaydetmeden geçmiyor. 

Ben derim ki, “iştirak” üzerinden gidelim ve “katılım hükümeti” diyelim. Koalisyonun karşılığı “katılım” olsun. Yok tam oturmadı diyene “ortaklık” kelimesi var. Bu iki kelime de ilk akla gelen “ittihat” yani “birlik” kelimesine göre bugünkü durumu daha iyi anlatıyor. 

Gerçekten siyasi partilerin bir araya gelmesi “birlik” havası vermiyor. Katılım veya ortaklık daha yahşi! Böylece koalisyon kelimesinin kirlenmiş muhtevasından da kurtulmak mümkün olur. 

Cumhurbaşkanı emaneti Ahmet Davutoğlu’na verdi. İki parti ortaklık için aday: MHP ve CHP.

İki partiden de olumlu sinyaller geliyor. Yıllardır iktidara aç CHP yelkenleri epeyce indirmiş durumda. Seçim sırasındaki şiddetli saldırılar yerini yumuşak mesajlara bırakıyor. Bu iki parti hükümet kurabilir mi? 

Kurabilir elbette. Zıt görüşlü partiler arasında da ortaklık olabilir. Nihayetinde kabinede güce göre temsil sağlanarak uzlaşmaya varılabilir. Sonrası ne olur? Düşünebiliyor musunuz, Davutoğlu ile Kılıçdaroğlu’nun zihin muhtevalarındaki zıtlığa? Bir süre sonra zıtlıklar iyice sırıtacak. Biri ak diyecek, diğeri kara...

Çünkü ortak kültürel ve siyasi zemin çok zayıf...

CHP Türkiye’de bir geleneği temsil ediyor, zihniyeti belli. AK Parti ise, Demokrat Parti’den bugüne gelen CHP karşıtı geleneğin bugünkü temsilcisi. 

Ya MHP’yi ne yapacağız?

Herhalde hiç kimse MHP’yi CHP geleneğine bağlamaz. Dolayısıyla AK Parti MHP ortaklığı daha uzun vadeli ve başarılı olabilir...

Peki bu ihtimal ne kadar varid? Eğer Devlet Bahçeli’nin beyanatlarına bakarsanız, imkânsız!

Zaman zaman “Devlet Bey, işi yokuşa sürerek CHP’ye iktidar yolu mu açıyor acaba” diye düşünmeden edemiyorum. 

Çok naz aşık usandırır denilir ya... İbre CHP’ye döner ve hükümet öylece kurulursa... Bunun sancılı sonuçları kolaylıkla göğüslenebilir mi? 

“Bu da ne demek!” diyen çıkabilir. Desinler bakalım. Aslında bürokraside bir AK Parti-MHP koalisyonu olduğu ne kadar saklanabilir ki? 

CHP’li bakanların süratle tasfiyeye girişeceğini tahmin edemeyen basiretsizdir. 

Velhasıl, aklın ve hissin yolu aynıdır!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Asım Yenihaber Arşivi