Oruçla gelen bayram
Orucun diriltici ruhuyla gelen Ramazan-ı şerif, bütün bir insanlığa sesleniyor. Yeryüzünde olan biteni görmemizi işitiyor. Sefaleti, açlığı, yoksulluğu, kargaşayı, savaşı, esenliği, kurtuluşu, sevinci idrak etmemizi istiyor. Sahurla, oruçla, namazla, tefekkürle, teravihle, Kur’an’la ve Kadirle birlikte geliyor. Sadakayla, zekâtla, fitreyle birlikte iniyor yeryüzüne. Her gelişi yeni, her dokunuşu yenileyici. Toplumu tepeden tırnağa kadar yıkıyor, temizliyor, arındırıyor. Aslında bireylerin kendilerini temizlemesini, arınmalarını, tövbelerini artırmalarını istiyor. Kişinin kendisiyle buluşması, eviyle, çocuklarıyla, komşularıyla, sokağıyla, mahallesiyle, şehriyle buluşması anlamına geliyor. Öyle geldi, besledi, büyüttü bizi Oruç. Kadir Gecesinin içinde bulunduğu son on güne eriştirdi cümlemizi. Yeryüzü şimdi Kadir Gecesini arıyor bu son on günde. Aramalı, bulmalı ve müjdelenen o günün, gecenin aydınlığında yıkanılmalıdır. Madem ki bizim bulmamız istenilmiş, bulma gayreti kurtuluş reçetesini de haberdar ediyor. Böyle bir geceyi kaçırmayın ki fırsatlardan faydalanmış olun isteniyor.
Kişi, oruçla yenilensin, dirilsin istiyor yaratıcı. Kur’an ayetlerinin anlaşılmasını, yaşanılmasını istiyor oruç. Kur’an sanki ayet ayet iniyormuş gibi anlaşılsın, hayatımıza karışsın, yaşayan Kur’an topluluğu yeryüzünü inşa etsin ki ebedi kurtuluşa erişilebilsin diyor. Kurtuluş Kur’an’dadır, İslam’dadır dememizi bekliyor. Vahyin geldiği bu ayda ayetler tek tek bize hitap ediyor, idrak etmemizi istiyor.
Sabrın, şehre indiği, tuzakların tersyüz edildiği bir zamanı getiriyor Ramazan. Hayatımızı beslesin, ömrümüz oruçlu insanın namazına dönüşsün diye. İnceliğin, nezaketin, nezafetin, estetiğin yeryüzünde hükmü tazeleniyor böylece. Yeryüzü yeni bir elbiseyle giydiriliyor. Bütün insanlık bu elbiseden nasibini almak için oruçla tanış oluyor. Bir bakıma oruçla tanıştırılıyor insan. Yaratılış mayası kontrolden geçiyor. Çocuklarımız orucu, namazı, kuranı yakından tanıma, anlama fırsatı buluyor. Sahura kalkan çocuk evin bereketi oluyor. Çocuklardan oruç alan büyüklerin mümin yürekleri, coşkuyla, duayla yeryüzü sulanmaya devam ediliyor. Her yıl geliyor ki yaratılış ayarları bir kez daha aslına uygun mu, değil mi sorgusu hatırlatılıyor insana. İnsan kıymetini, yaratılış sırrını idrak etsin diye yapılıyor bütün bunlar.
Oruç, dipdiri bir şekilde, hasretle, susamışlıkla geliyor her insana. Hasarsız, vukuatsız, yalpasız, sapasağlam bir gelişle geliyor, çünkü insanın dirilişiyle orantılı orucun değeri. Oruçtan elde edilen değer, insanın seçkinliğiyle ilgilidir. Seçkin bir yaratılışa sahip olan insanın, erdemli duruşunun gün yüzüne çıkarılmasıyla dalgalanmalar, dağılmalar, utançlar yok edilmek isteniyor. Oruca sarılan kurtuluyor ve bozulmaların, su kaçaklarının, tembelliklerin, uyuşuklukların iptali yeniden yeniden bir ay boyunca hatırlatılıyor. Namazla, sabırla, açlıkla, tefekkürle, teravihle, sahurla, iftarla, imsakla, sahurla, ikramla, sadakayla, fitreyle arınma sürüyor ve Kur’an dillere, gönüllere, hayatın kendisine, cemiyete, şehre sirayet etmesi gerektiğini idrak için “bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesine” ulaştırmanın çalışmaları yapılarak ve hayatın dengesi kurularak hak edilmişliğin sonucu olan bayram sevincine eriştiriliyor.
Artık ellerimiz, gönüllerimiz, dillerimiz duaya dönüşerek Kadri gecesi boyunca şöyle talepte bulunuyor olmalıdır; “Allahümme inneke afüvvün kerîmün tuhibbül afve fa’fü anni.” (Allah’ım, sen affedicisin, affı seversin, beni affeyle).
Oruç ve Kur’an ayı; insanı bütün eylemleriyle gözden geçirme ayıdır. İnsan kendisini Kur’an’la ve oruçla gözden geçirmiş olur. Mesele Kurana yönelme, anlama meselesidir. Kur’an’la tanış olma, dilini çözme, bağ kurarak yaratıcıyla muhabbeti çoğaltma, kavratma, idrak unsurlarını sonsuz bir aşka bağlama ve yeryüzündeki her eşyanın, varlığın kıyamet gününe şimdiden dirilme seansları yapılıyor. Hatimlerin, kıraatlerin, Kur’an’la yenilenmenin seanslarıdır bunlar. Şehre, evlere, yüreklere seslenir Kur’an. İnsandan insana seslendikçe şehrin bütün ayrıntıları Kur’an’ın sesiyle yeniden gözden geçirilmiş olur. İnsana aykırı gelen, yanlış olan ne kadar yanılgı malzemeleri varsa, ihanet kapıları varsa, isyan ve şehevi kapılar varsa, bir bir kapatılır oruçla birlikte. Oruç, bütün yanılgılara karşı, yalanlara karşı, fitnelere, fesatlara karşı, kardeşlik dışı davranışlara karşı kalkan görevi görür. Bütün insanlığı oruç, böyle kucaklamaya geldi, uğraş verdi, insana susamışlıkla doygun bir ruhla bayram sabahı dönecek. Tıpkı “ve ilayna türceun, oraya döndürüleceksiniz, çareniz yok, dönüş oraya, geldiğiniz yere” bunu sıkı sıkıya bizlere hatırlatarak dönmeye hazırlanıyor şimdi.
Oruç, sükût halinde olmaktır. Sükûnete ermektir. İnsan aklının, ruhunun, gönlünün disipline alınması oruçla mümkün oluyor. Kişinin kendisinden başlayarak diğer insanların durumlarını kavratır bize. Oruç bir bakıma aynadır kendimizi görebilmemiz için. Bedeli sonsuz olan, bir ikramın müjdesiyle gelir her gelişinde. O nedenledir ki evler, gönüller, sofralar, komşuluklar, şehirler Ramazana hazırlanırlar. Ramazanın gelişi o şehrin yeniden inşa edilmesidir. İnsan kendisini idrak eder oruçla birlikte. Kendisini fark eden insan, kendisinin dışında da insanların var olduğunu görür. Komşularının olduğunu fark eder. Komşuluk ilişkilerindeki yüzeysellik gider ve yerini derinleşen dostluklar alır. Yeryüzündeki insanlığın durumunu idrak ettirir. Kurtuluş için planlamalar yapılmasını ister. Öksüzleri, yetimleri, fakirleri ihmal etmemeyi öğretir bize.
Böylece orucun dokunuşuyla ruhlar yeni bir şölene girer. Kutlu günlerin, ayların ve gecelerin bize haber verilişi birer fırsattır. Cuma günleri bizlere birer fırsattır. Kandil geceleri bizlere birer fırsattır. Ramazan ayımız ve bayramlarımız bizler için en büyük fırsatlardır. Efendimiz öyle buyurmuşlar; “Fırsatları değerlendirin, Allah’ın elinizden ne zaman alacağını bilemezsiniz.” Hayatın her anı, her alanı bizler için kaçılmaması gereken birer fırsattır.
Fırsat ayımız, Kadir gecemiz, Ramazan Bayramımız mübarek olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.