MHP ve Yurt Dışı Seçmenleri
7 HAZİRAN seçim sonuçlarının siyasi partiler tarafından yeterince irdelenmediği kanaatindeyim.
CHP bir özeleştiri yapma zemin ve zamanını bulamadı.
Ak Parti biraz yapacaktı, o da yenilgiyi zafere dönüştürme aşkına düştü. Özeleştiri fırsatı yakalamıştı ama ne olur ne olmaz patron ne der diye çekimser davrandılar.
HDP yüzde on üçün hakkını verecek gibi oldu, emanete saygı centilmenliği kısa sürdü. Örgüt bilinen vesayetini döküverdi çarçabuk ortaya…
MHP’ye gelince; o, zaten başarı kazandığı imajını perde yaptı, yüzde otuzlara çıkabileceği halde niye çıkamadığının muhasebesini yapmaya fırsatı varken bunu tercih etmedi nedense…
Ak Partililer’le konuşuyorum, sanki yeniden yüzde ellilere ulaşabileceklerinin hayalini kuruyorlar ama onun için ne fedakârlık yapacaksınız diye sorduğunuzda ise lügatlerinde böyle bir kelimenin bile var olmadığını görüyorsunuz.
Ben bugün partilerin özellikle yurt dışı oylarla ilgili beyin tembelliğine değinmek istiyorum.
Ak Parti hak ettiğinden daha fazlasını aldı yurt dışı seçmenlerinden. Bunda Türkiye’deki psikolojinin henüz Avrupa’yı kuşatamamış olması etkili oldu.
Tayyip Bey’in birkaç yurt dışı seyahati ve orada büyükelçileri işçilerin gözü önünde fırçalaması yurt dışı oylarda belli ki psikolojik bir donma meydana getirmiş.
Haklı olarak yıllardır itelenen, horlanan gurbetçiler kendilerine itibar edilmesinin karşılığını verdiler.
Vermeye devam edeceklerini gösterdiler. Ama Ak Parti’nin bu aldığı oyları çantada keklik görmesi bir dahaki seçimde onları hüsrana uğratabilir. Durup dururken uğratmaz tabii ama yurt dışı Türklüğünün yarınki Türkiye ile ilgili yeni bir umut yakalaması oy tercihlerinde köklü değişiklikler meydana getirebilir.
Benim asıl derdim MHP’nin yurt dışından aldığı oyları kimsenin tartışmamış olması…
Bir zamanlar gurbetçiler arasında birinci tercih olan MHP ve Ülkücü Hareket’in şimdilerde neden sonuncu sırada olduğunu tartışmak gerekmiyor mu?
Yurt dışı seçmen sayısı 2 milyon 870 bin civarında…
Bunun iki milyon yüz seksen yedi bin üç yüz elli yedisi Avrupa kıtasında bulunuyor.
7 Haziran seçiminde ancak dokuz yüz otuz bir bin altı yüz kırk altı kişi oy kullanmış.
Yani seçmenin sadece yüzde on üçü.
AKP oyların yarısını almış. Türkiye’den daha yüksek bir oran bu.
462 bin beş yüz oy.
İkinci sırada HDP var. 196 bin 825 oy.
Üçüncü sırada 146 bin iki yüz ile CHP var.
MHP sadece 81 bin oy almış.
Bu Almanya, Avusturya, Belçika, Fransa, İsviçre ve Hollanda’da verdiğim seminerlerdeki dinleyici sayısını bile bulmuyor.
Oysa eskiden gurbetçi denince MHP ve Federasyon akla gelirdi.
Yurt dışı Türklüğünün birinci adresi MHP ve Ülkücü kuruluşlardı.
Sandığa gitmeyenlerin yani bir milyondan fazla oyun içinde kaç (eski) MHP’li var.
Kahrederek içe kapanmış bu insanların ülkülerini tekrar alevlendirebilecek bir vizyon ve söylemi neden yakalayamıyorlar siyasi temsilcileri?
MHP oturup yurt dışı Türklüğünün meseleleri ile ilgili bir çalıştay tertip etmeli ve özellikle de kaybettiği o büyük aysbergin sosyal psikolojisi ile ilgili bir dizi araştırma yapmalı, yaptırmalıdır.
Belli ki kendi oy potansiyeli Ak Parti’ye kaymış.
Yurt dışındaki seçmenlerimizin MHP’ye teveccüh göstermemesinin sebepleri nelerdir?
O kadar yıl iktidarda bulunan AKP’nin hâlâ teveccüh görmesi manidar değil mi? İktidardaki bir siyasi parti özellikle yurt dışı işçilerimizin sorunları açısından çok daha fazla yıpranması gerekmez mi?
Dışarıdan bakılınca milli meselelerde daha hassas davranan bu gurbetçi soydaşlarımızın sandığa giderken edindikleri psikolojinin faktöriyel analizi nedir? Bu mesele MHP’nin hiç mi umurunda değil?
Sanıyorum ki yurt dışındaki Türk dernekleri MHP yönetiminin kendi meseleleriyle ilgili daha fazla mesuliyet duymalarını istiyor. Bu mesuliyet hissini paylaşamayınca da hayal kırıklığına uğruyorlar. Onları motive edecek, tekrar büyük ülkülerinin aydınlığında ümitvar kılacak bir karaktere, davranışa, söyleme ve samimiyete ihtiyaçları var.
MHP Avrupa’da dördüncü parti. HDP’nin çok gerisinde…
Bu durum, MHP yönetimine bir şey anlatmıyor mu?
Türkeş’in MHP’si gurbetçi bayrağı idi…
O bayrak yere düşmesin!
Dokuz Puan Analizi
Ak Parti kaybettiği dokuz puanın analizini yapmış.
Ben bu köşede yazmıştım.
Ak Parti de seçimden zaferle çıktı demiştim. Zira alt alta yazdığınızda kaybetmesi gereken oyları ve sebeplerini; en aşağı yirmi puan ediyor. Sadece dokuz puan kaybetmiş. Bu büyük başarı…
Bakara’dan başlayarak kibir hastalığını, yolsuzluktan açılım yanlışlıklarını sıralamıştım. Yirmi madde çıkarmıştım.
Ak Parti irdelemiş bunları. Masaya yatırmış ve buna göre ekonomik nedenler, yolsuzluk, israf, saray; çift başlılık ile Kürt politikası ile aday yanlışlıklarında bulmuş sebepleri…
Yine de iyi bir gelişme…
Diğer partiler de bunu yapabilmeli…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.