Yine Başladılar
“Gazetecilik” adı altında AK Parti’nin her icraatını sorgusuz sualsiz sahiplenip, pohpohlayan ve adları bu nedenle “goygoycu medyaya” çıkan bir kısım gazete ve tv kanalı, ibrenin erken seçime dönmesiyle hemen “276 çantada keklik” yayınına geçti.
7 Haziran seçimleri öncesi de böyleydiler…
Özellikle Açılım Politikaları’nın HDP’ye kazandırdığı, devlete, millete ve AK Parti’ye kaybettirdiğini görmek için alim olmaya gerek yokken, bunlar üç maymunu oynayıp aksini iddia ettiler;
Hükümet’e “daha da aç aç aç” diye tempo tuttular.
Ve “aç”manın sonunu gördüler, 7 Haziran’da.
HDP öyle bir “açılmıştı” ki, AK Parti’yi tek başına iktidara gelmekten etti.
Bu medya organları 7 Haziran’dan hiç ders almamışa benziyorlar.
İbrenin erken seçime dönmesiyle anında “276 çantada keklik” haberleri yayınlamaya başladılar.
Bu anlamda bir takım anketleri manşetlerine çekiyorlar.
Önceki gün biri şöyle diyordu: “276 en kötü ihtimal.”
Oysa, aklı başında herkesin göreceği üzere, ülke bugün yangın yerine dönmüş durumda ve bölücü terör örgütünün ülkeyi yakıp yıkmasında; askerlerimizi, polisimizi bu kadar rahat bir şekilde şehit edebilir bir noktaya gelmiş olmasında Çözüm Süreci’nin büyük payı bulunuyor ve Çözüm Süreci’nin mimarlarının kimler olduğu ortada.
Gelen her şehit haberi karşısında millet bunu artık sorgulamaya başlamış durumda.
Dolayısıyla böyle bir ortamda seçime gidiliyor olması, AK Parti için de büyük bir kumardır.
Şehit haberleriyle yıkılıp, kahrolan, PKK’ya kin ve öfke kusan halk sandıkta “Sorumlusu sensin” deyip, AK Parti’yi cezalandırmak isteyebilir.
Bu olasılık çok net ortada iken, goygoycu medyanın tıpkı 7 Haziran öncesinde olduğu gibi 276’yı çantada keklik gibi göstermeye başlaması, AK Parti’ye de zarar verir.
1-AK Parti tabanını rehavete iter.
2-AK Parti’nin yanlışlarını görmesini engeller ki bu da o yanlışların devam ettirilmesi anlamına gelir.
Gerçek dost, dostunu dostça uyarabilendir.
Bu bir kısım medya, AK Parti’ye hizmet edeyim derken, AK Parti’ye büyük zarar veriyor.
Bunu birilerinin artık görmesi gerekir.
Bu ayrıca halkın iradesine saygısızlıktır.
Diğer taraftan, “gazetecilik” adı altında sürekli goygoyculuk yapılması, mesleği de yozlaştırıyor; halkın “gazetecilere”, medyaya olan güvenini de sarsıyor.
Bu da tirajlara yansıyor.
Halk bu gazeteleri okumamaya başlıyor.
Nitekim, bugün AK Parti bülteni gibi yayın yapan gazetelerin tirajlarına bir bakın lütfen.
Günden güne eriyorlar.
1 yıl önceki tirajları neydi, 2 yıl önceki neydi, 3 yıl önceki neydi?
Bunu en iyi kendileri biliyor.
Hükümetin, dolayısıyla devletin nezdinde en akredite medya organı olmaları, çok satmalarını, çok izlenmelerini sağlamıyor.
Aklımızı başımıza almalıyız.
Milletin sorunları var… Toplumun sorunları var…
Asgari ücretlinin hali nedir?
İşsiz bir babanın duyguları nelerdir?
Gençler, üniversitelerimiz nereye gidiyor?
Hemen her alanda “yozlaşma” almış başını gidiyor.
Kötü alışkanlıklar yayılıyor.
İnsanlık olarak geleceğimizin parlak olduğunu kim söyleyebilir?
Bırakalım goygoyculuğu da bunlara kafa yoralım.
Neden böyle, çözümü nedir?
Milletin aklından şüphemiz mi var ki, sürekli onları yönlendirmeye çalışıyoruz?
Millet bilmiyor mu iyiyi, kötüyü?
Bakın 7 Haziran seçim sonuçlarına, milletin verdiği mesaja.
Çıkarılacak dersler yok mu?
Yok diyorsak, vay halimize:
Bilmiyor muyuz ki, milletle inatlaşılmaz?