Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Barışın Anasını Belleyenler

Barışın Anasını Belleyenler

Aman da aman! Malûm televizyonlarda gördüm onları... Güya “barış anaları...” Nereden belli barış anası oldukları? Çünkü barışın anasını belleyenlerin yanında boy gösteriyorlar, yani HDP grubunda!

Şöyle baktım göz ucuyla habere...“Türk asker anneleri” de varmış içlerinde... Oğlu askere gitmişmiş de, aslında istemiyormuş da... Oğlu güya asker olanlar böyle söylüyor, ya ötekiler? “Gerilla anaları?” Onların öyle bir talebi yok! Onların işi zaten çocuklarını dağa göndermek, asker öldürmeleri için!

Adamlar dörtbaşı mamur sahtekâr! Barışları sahte, demokratlıkları sahte, insanlıkları sahte... Tabiî bu sahtelikleri örtmek için tiyatrodan başka alternatif yok. Her halleri tiyatro. Onların gerçek yüzleriyle konuştukları hiç vaki değil mi? 

Mesela sahte barış annelerini kabul eden grup başkanı geçenlerde Silvan’da konuşmuştu. İşte orada maskesiz konuşuyor. Güya güvenlik güçleri Silvan halkının güvenliğini tehdit ediyormuş. Bu apaçık bir şerefsizliktir. Silvan’da güvenlik güçlerinin bulunuşu herkes biliyor ki, özerklik ilan ettiğini sanan, hendek kazan maskeli silahlı grupların halkı tehdit etmesinin önüne geçmek. 

Neyse bizim için bu “barış anaları” filmi yeni değil. Size 23 Ağustos 2011’de yayınlanan bir yazımı sunuyorum. Sahne aynı, oyun aynı... Bu oyundan bıktık. Savaşacaksanız erkekçe savaşın. Barış istiyor görünüp çocuklarımızı (Türk, Kürt fark etmez) öldürmeyin. İşte o yazımız:

Hamam analarının barış anneleri!

Bakındı hele! Aniden “barış” isteyen gruplar türeyiverdi! Meğer bir de “Barış Anneleri İnisiyatifi” varmış. Bugüne kadar neredelermiş bu nazeninler? BDP mahzenlerinde mi? KCK bodrumlarında mı? PKK inlerinde mi?

Türkler saftır ya, “oğuz”dur ya! Önlerine ne konsa yerler! Bu hatunları da birileri almış şuradan buradan, üniformalarını giydirmiş, Hakkari’ye kadar taşımış. Oradan da askerlerimizin kahpece -mayınla- şehid edildiği yere götürmüş...

Düpedüz medyatik bir sefer! Güya kadınlar üzerinden mesaj verecekler! Orada bu “anne”ler, diyesiymiş ki, “keşke o askerler yerine biz ölse idik!” Bre aman bu ne müthiş söz! Nutkum tutuldu! Dilim lâl oldu! Ne incelik, ne zerafet, ne letafet, ne nezafet, ne rekaket, ne teravet! 

Analar haybeye siz ölmeyin: Çocuklarınızı dağdan indirin askere gönderin! Şerefleriyle vazifelerini yapsınlar!

Adamlar her fırsatta barışın anasını belliyorlar, sonra da sıkışınca bazı “anne”leri öne sürüyorlar. Meğer bunlar, Kuzey Irak’a yönelik harekatı durdurmak için canlı kalkan olacakmış!

Hani denir ya, “sen git de kocan gelsin!”

Çocukları, kadınları öne sürmek! Ancak kuyruğu sıkışmış müptezel terör bağımlılarının işi olabilir. Ben vurayım, öldüreyim, kanı oluk gibi akıtayım. Üzerime gelirseniz de, “anne”leri ileri süreyim!

Ey barışın anneleri!

Siz hangi barışın annesisiniz? Bugüne kadar barış için kaç BDP’linin yakasına yapıştınız? Kaç KCK’lının önünü kestiniz? Kaç kere Demokratik Toplum Kongresi’nin önünde gösteri yaptınız?

Kaç PKK’lının karşısına durdunuz! Hadi bunların hiç birini yapmadınız. Kaç şehid annesini ziyaret edip kanı durdurmak için kucaklaştınız?

Açıklamaya kitakse:

“Biz savaş istemiyoruz. Biz burada asker annelerine de sesleniyoruz; gelsinler bizimle birlikte olsunlar. Ne bir asker annesi ne de bir gerilla annesi ağlamasın artık. Asker de bizim çocuğumuz, dağdaki insanlar da bizim çocuğumuz. Bu mübarek ramazan ayında bu kadar Müslüman öldürülüyor. Bu kadar asker öldürülüyor. Başbakan bu savaşı durdursun artık.”

Bu hamakatperdaz lâflarla kimi kandıracaksınız?

“Gerilla annesi” de ağlamasınmış! Gerilla annesinin işi kolay: Çocuğunu gerilla yapmazsın, olur biter. Türkiye’de asker olmamak kimsenin elinde değildir. Meşru idarenin kuralları çerçevesinde her erkek bu vazifeyi yapar. Eğer bir hak alınacaksa, bunu “gerilla” değil, “vatandaş” alacak ve meşru zeminlerde alacak!

Ya din istismarına ne demeli? Müslümanlar ölüyormuş! Başbakan kaç kere “mübarek ramazan gününde yapmayın bunu” dedi?

Ama eceli gelenler, ramazan filan dinlemediler, yapması gerekeni yaptılar.

Cevabını da aldılar!

Şunu mu söylüyor barışın anneleri: Soruları biz sorarız, cevap istemeyiz!

Bunun Türkçe karşılığı şudur:

Alın da kaçan mı!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Asım Yenihaber Arşivi