Mehmet Şeker

Mehmet Şeker

Genelkurmay'ın akreditasyon uygulaması ne anlama gelir?

Genelkurmay'ın akreditasyon uygulaması ne anlama gelir?

Yanlışın neresinden dönülse kârdır? Düşünelim bakalım… Güzel bir soru ile başladık, güzel bir cevap ile devam edelim:

Yanlışın neresinden dönülse kârdır.


* * *
Genelkurmay Başkanlığı, basın bilgilendirme toplantısında akreditasyonu genişletti.

Daha önce katılmasına izin verilmeyen bazı basın kuruluşları toplantıya kabul edildi.

"Hocam, bu iyi bir şey mi?"

"Bu iyi bir şey Çekirge!"

Bir ülkede Genelkurmay'ın gazetecileri ve gazeteleri sen iyisin, sen kötüsün diye tasnif etmesi, akreditasyon diye bir ayrım uygulaması hoş değil.


* * *
Aynı bakış açısının başka sektörlere de yaygınlaştırılma tehlikesi bulunmaktadır.

Öyle bir durumda kimden itiraz gelir?

Asker bakacak ve diyecek ki seni tehlikeli buluyorum, seni tehlikesiz buluyorum.

Bunu avukatlara, öğretmenlere, doktorlara söyleyebilecek…

Böyle bir tabloyu mantıklı bulur musunuz?

Bulmazsınız ama gazetecilere uygulanmasına ses çıkarmıyorsunuz.


* * *
Eczacılar, şoförler, manavlar, kondüktörler, ormancılar…

Kim varsa kırmızı-mavi ayrımına tabi tutulursa ne olur?

Bunun adı bölücülüktür.

İşte o yüzden yanlışın neresinden dönülse kâr olacağını söylüyoruz.

Çünkü yarın, Allah korusun, "Mavilerden olanları askere de almıyoruz!" gibi bir karar çıkarsa ne olur?


* * *
Akreditasyon konusuna genişleme yapılması, beraberinde tuhaf bir kararın da açıklanmasına vesile oldu… "Basın ahlâk ilkelerine uymak" gibi bir ölçütten bahsedildi.

O ilkeler var fakat Genelkurmay'ın kendisinde böyle bir yetki görmesidir tuhaf olan.

Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Basın Konseyi vb gibi birçok basın yayın ile ilgili mesleki organizasyon bulunurken, gazeteci milleti bunları bile kâfi derecede yetkin bulmamaktadır.


* * *
Kafasına göre kimi gazetecilere kınama cezası veren, kimini uyaran bir Basın Konseyi bile yeterince itici iken…

"Benim gazeteciliğimi devlet tayin edemez" düşüncesiyle basın kartı bile almayan gazeteciler varken…

Bazı gazeteciler "Arkadaşlar, bir araya gelelim, bir kuruluş da biz kuralım, başına geçelim, sözümüz dinlensin, ben de kurucu başkan olayım" şeklindeki beyanlarla niyet ve düşüncelerini açıklama eğilimi gösterebilir.

Fakat gazetecilerin çoğunluğu "Bu kuruluşlar ne işe yarar abicim?" formatındadırlar.


* * *
Hal-market böyleyken; pazar-manav şöyleyken…

Gazetecilerin basın ahlâk ilkelerine uyup uymadığını Genelkurmay'ın takdir edecek olması…

Bu cümleyi ilk defa duyan herhangi bir dünya vatandaşı için, tüyler ürpertici bir tablo demektir.

Başka bir anlama gelmez.

"Kimse bizi siyasetin içine çekmesin!" şeklinde ses yükseltmek de güzel bir nükteydi. Hoşuma gitti. Bir münasip zamanda ben de kullanacağım bir yazı içinde.



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Şeker Arşivi