Şimdi takke düştükten sonraki durumdayız: Takke düştü kel göründü… Bence daha ötesi: Peruk düştü kel göründü! Millete peruğu tabii saç diye yutturdular!

Peruk: Yani Türkiyelilik!

Terörden beslenen, fakat onu temsil etmediğini iddia edenlerin partisi seçim yaklaştıkça siyaset açmazını derinden hissetmeye başlıyor. Seçim her şeye rağmen olacak…Terör örgütünün siyasi cinayetleri, katliamları sürse de seçim yapılacak. Bölge pisliklerden temizlenmeye devam edecek. 

Bu arada, bölge halkının önemli bir kısmı, güvenli şehirlere intikal ediyor. Halk saldırgan Kürtçülerden Türkiye’nin müşfik bağrına sığınıyor. Siz hiç gördünüz veya duydunuz mu, Türkiye’nin batısına ayağını atmış bir Kürdün tekrar doğuya dönüp, PKK tehdidi altında bulunan şehirlere, köylere yerleştiğini…

Akış yine doğudan batıya…

Nasıl Ayn el Araplılar “Kobani”ye döneceklerine Urfa’da devletimizin koruyucu kanatları altında yaşamayı seçiyorlarsa, Cizre’deki, Silvan’daki, Batman’daki halk da kendi adına cinayet işleyen canilerden batıya kaçıyor. Şiddet arttıkça bu kaçış artacak. “Özyönetim” veya “devrimci halk savaşı” bölgeyi boşaltacak. Geriye kalanlar örgütün militanları olacak!

Seçim bu havada… Terör baskısına karşı bazı illerde sandıkların merkeze çekilmesi tedbiri alınmak isteniyor. Bunun olup olmayacağını bilemiyoruz. YSK ne derse o!

Fakat bu tedbirin lâfı dahi terörün semirttiği siyasi hareketi panikletti. Gazete görünümlü saldırgan “sözcü”den sonra mazlum görünümlü parti “sözcü”sü öyle laflar etmiş ki ancak “breh breh” denir buna…

Yakın ihtimal görünürleşiyor: Terör hormonlusu parti bölgede oylarının azaldığını görerek baraj korkusu ile bir bahane uydurup seçimden çekildiğini açıklayacak…

Bu durumda bir çok siyasi görünümlü üst düzey terör yandaşının ülke dışına çıkacağını, firar edeceğini tahmin edebiliriz. 

Eski Zalim-Der başkanı, terörün semirttiği partinin sözcüsü, bunun işaretini veriyor. Bir parantez açalım: Eskiden, çok eskiden, Mazlum-Der diye bir dernek vardı. Hani mazlumları siyanet maksadıyla kurulmuştu… Onlar için mazlum kelimesinin eş manalısının Kürt olduğu anlaşıldı. Bir Kürt cani de olsa mazlumdur! Nitekim bu dernek geçen sene 6-7 Ekim katliamından sonra bir tavır ortaya koyamadı ama, halk savaşı başlatmak için şehirleri kazık kazık eden, çukuristana çeviren yurtsevmez devrimcilerin yaptıklarını aklamaktan geri kalmadı. 

Zalim-Der eski başkanı doğru yerde duruyor. Sahtekârlığa lüzum yok! Müslümanlık satarak halkı kandırmanın âlemi yok. HDP projesi, eğer barış ve Türkiyelileşme projesi ise, seçimden sonra çöktü. Bunda terör örgütünün rolü oldu mu? Olmadı denemez. Onların harekat alanını daraltmakta azami gayret sarfettiler. Fakat, suçu başkalarına atmak ne kadar doğru olur? 

Bu partinin yöneticileri doğru bir çizgi üzerinde yürüyerek terör örgütü ile aralarına mesafe koyabilirlerdi. Biz davulun uzaktan gelen sesini dinliyoruz, böyle diyoruz. Muhtemelen buna cesaret edenlerin defteri dürülürdü. O yüzden intiharı seçtiler…

Bana kalırsa, bu parti seçim boykotundan başka çare bulamayacak. Çünkü terör örgütünün zulmü altında inleyen bölge halkından umduğu reyi alamayacağını ayan beyan görüyor. Seçime girse ve kaybetse, bir çöküş olacak. Onun yerine boykota başvurarak uluslararası güçlere iltica edecekler. 

Velhasıl, seçim yaklaşıyor, firar için zaman azalıyor!