Kur’an- Kerim’de boşuna Cenab-ı Hakk kıskançlığın, çekememezliğin, hasedin insanı yolundan çıkaran şeyler olduğu, insanın kötülüğünü hazırlayan unsurlar olduğunu hatırlatmıyor.

O kadar çok kıskançlık ayeti var ki…

Kitap ehli başta kıskandı Kur’an inen Peygamberi…

“Kendilerine ilim geldikten sonra kitap verilenler kıskançlık yüzünden ayrılığa düştüler.” 3/19

“Ehli kitaptan çoğu hak kendilerine belli olduğu halde, kıskançlıktan ötürü sizleri imanınızdan çevirmek ister.” 2/109

42/14, 45/17 ayetleri de kıskançlığın ne kadar kötü huylar olduğu konusunda bizi uyarıyor. 

Hele şu ayet:

“Kıskandığı zaman kıskananın şerrinden sabahın Rabbine sığınırım.” 113/5

Böylesi şer bir kavramdan, böylesi kötü bir huydan kaçmak gerek. Hiç bulaşmamak en iyisi…

Fakat her nefiste şeytan, her nefiste kıskançlık var. 

“Kıskançlık zaten nefiste hazırdır.” 4/128

O halde yoldaşını seçerken kıskanç olmayanlardan seçeceksin.

Kıskançlık üzerine sayısız atasözü ve özdeyiş de var:

Kıskanç başkalarına ok atarak aslında kendi kendini yaralar. İsveç atasözü

Kıskancın hapishanesi kendi ruhudur. John Watson

Kıskanç insanı rahatsız etme zaten kendisi rahatsızdır. Edward Martin

Kıskançlık bilgisizlik ve beceriksizliğin en belirgin örneğidir. François de La Rochefaucauld

Kıskançlık vahşi ata benzer. Sahibini asla hedefine sağ salim ulaştırmaz. Stephan John

Kıskancın gözü boynuzunda olur, o nedenle şaheserlerde hata bulur. Alman atasözü

Pasın demiri çürüttüğü gibi kıskançlık da kalbi kemirir. Fransız atasözü

Kıskançlık ahmaklığın en beteridir. Çünkü kimseye faydası olmaz. Honore de Balzac

Vehim ve kıskançlık aklın zıddıdır, onunla savaşır durur. Mevlana

İnsana kendini görüp beğenen kendi gözünden daha tehlikeli hiçbir şey yoktur. Mevlana 

“Hasetçi adama, rahat; kötü huyluya da şeref yoktur.” Kays

“İnsanların en alçağı, başkasının kazandığı ilgi ve sevgiyi çekemeyenlerdir.” Beydeba

“Haset, başkasının balını kendi ağzında zehir etmektir.” Cenap Şehabettin

“Hasedin karnı doymaz, cebi dolmaz, ağrısı dinmez.” Cenap Şehabettin

“Her kim halktan uzlet ederse, selamet olur; kanaat ederse aziz olur, halka ihtiyacı olmaz; hasedi terk ederse, dinlenip rahat olur.” Hasan Basri

“Ey insanoğlu! Niçin kardeşini çekemiyorsun? Ona verilen onun hakkı ise, Allah Teala’nın ikram ettiği kişiye kızmaya ne hakkın var? Şayet hakkı değilse, Cehenneme girecek adamın nesini çekememezlik edersin?” Hasan Basri

“İnsan ancak, bir başkasına ait olan erdem için haset duyar.” İbrahim En-Nahai

“Kıskançlık, kalp hastalıklarının başlıcalarından biridir ve bu hastalıklar da ancak ilimle ve iyi ameller işlenerek tedavi edilebilir.” İmam Gazâlî

“Dünyada en huzursuz kişi, gönlünde haset ve kin tutandır.” İmam Şafii

“Ne bahtiyardır o kimse ki; yoldaşı kıskanç değildir.” Hz. Mevlâna

“Nefsin için akranına haset etme. Zira haset, kötü işlerin en kötüsüdür. Kusur ve ayıbın mayası, bil ki hasettir. Şüphesiz o her şeyden daha zehirlidir.” Hz. Mevlâna

“Kim başkasının elindekine göz dikerse, şüphesiz Allah’ın kazasına kızmış olur.” Vehb bin Münebbih

“Başkasını kıskanma. Çok fazla yiyip içme. Bu iki işi yapan insanın başı dertten kurtulmaz.” Yusuf Has Hacib

“Hasetçinin, sen sevindiğin zaman üzülmesi, intikam olarak sana yeter.” Hz. Ömer

“Kıskanç, vücutça sıhhatli görünse de, hasedin tesiriyle muzdarip ve hastadır.” Hz. Ali

“Ölümü çok hatırlayanda ne neş’e olur ne de haset.” Ebü’d Derd

İşte bu yüzden bin yıllık mayamız bize ölmeden önce ölme ameliyesini mübarek bir vazife olarak telakki eder.

Ölümü çok hatırlayan nefislerin hasetten ve kıskançlıktan sıyrılması daha kolay. 

Biz de hastalıklardan mustarip olarak ölüme hep yakın bir hayat izi sürdürdüğümüz için kimseyi kıskanmıyoruz elhamdülillah.

Öyle siyaset, başkanlık, mal mülk sahibi olmak vs. kenarda dursun.

Belki sanat, şiir, estetik konuları daha ehem addedilir hıfzımızca…

Kitapların dünyası daha çok ilgimizi çeker.

Bir film yapalım dedik, otuz yıldır yapılamayan bir film.

Herkese bin teşekkür.

Fakat bazı arkadaşlar –eğer fitnenin görevlendirdikleri değillerse- yok efendim filmde başbuğ niye yok türünden itirazlar yapmış…

Ben de buradan soruyorum.

Niye bugüne kadar hakikaten bir başbuğ filmi yapmamış o böyyük başkanlar filan…

Netice itibariyle ben bir garip emekliyim.

Benden bu kadar.

Fakat haset, kin, kıskançlık, çekememezlik, bencillik cehaletin en kötüsüdür. Boşu boşuna kendi kendinizi tüketirsiniz.

Yazık değil mi?

Kafes, basit bir ülkücünün evet aşk hikâyesidir.

Ülkücü davada aşk olmazmış.

Aşk olmazsa hiçbir şey olmaz.

Aşk yoksa bütün faziletler bile boştur.

Hisarımızı kuran burçlar on ikidir: Samimiyet, Mesuliyet, Merhamet, sadakat, ehliyet, fedakarlık, vefakarlık, cesaret, kanaatkârlık, hürmet, hikmet ve aşk…

Aşk burcu yoksa hepsi yıkılır.

Bir de Niyazi Mısrî niye ağırlıklı demişler.

Niyazi Mısrî sağlam bir ülkücüdür de ondan. Aşkın şifresi ondadır. Gerçek bir Türk mutasavvıfıdır. 

Ülkücülüğümüz, son asra ait parti purti meselesi değildir. Bin yıllık mayanın izini sürme cehdi ve aşkıdır.

O kadar.