Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Alçaklığın Radikal Tarihi!

Alçaklığın Radikal Tarihi!

Türkiye seri halinde ve şiddetli alçaklıkla karşı karşıya ve seri üretim alçaklarla, hainlerle mücadeleye her zamankinden daha fazla mecbur...

Bir zamanlar patronun entelektüellik pazarlayan organı Radikal gazete olmaktan çıktı, sanallaştı. Sanal gazetede gerçeklik iddiasında bir sürü yazar var. Onlara “alçak” demiyorum... Kullanım dışı bıraktığım kelimelere muhtacım: Denî, dûn, mel’un!

Bir günlük gazetede Ankara katliamı ile ilgili yayınlanan “alçaklığın dünkü tarihi” yazısına takmış radikalci...

Ankara katliamının faili/failleri hakkında elbette muhtelif ihtimaller var. Bütün ihtimalleri gözönünde tutmak lâzım. 

Merhum Mahir Kaynak böyle durumlarda hep şu soruyu sorardı: “Bu eylem kime yarar getirir, zararı kime olur?” 

Demirtaş’ı evvelsi gün ağzı kulaklarında gördükten sonra bu sorunun cevabını vermek zor değil. 

Bu soru cevaplandığında o yazının çerçevesine itirazın anlamı yok. Fakat o yorumun bir yerlerde derin akisler, rahatsızlıklar uyandırdığı anlaşılıyor ve Radikal yazıcı zamirini ortaya koyuyor. “Doğan Medya Cephesi”, Türkiye’nin istikrarına karşı epey zamandır bir prensi parlatıyor: Demirtaş!

Onu Doğan Medya’nın bütün organlarında her Allah’ın günü görmek mümkün. Ağlaması gerektiği zaman ağlatıyorlar, gülmesi gerektiğinde güldürüyorlar, saz çalması gerektiğinde eline saz tutuşturuyorlar. 

İşte radikal yazar parlatmak için bir hayli emek sarfedilen imaja halel gelmesinden rahatsız oluyor. Selahattin Demirtaş’ı PKK ve YDG-H’nin eylemlerinden sorumlu tutmak yanlışmış...

Bunun neresi yanlış? 

Siz Demirtaş’ın bu eylemlere karşı çıktığını, bir kere olsun kınadığını duydunuz mu? Onun PKK’yı lanetleyen bir sözünü biliyor musunuz? Aksine, bu eylemler yüzünden ölenlerin cenazesine katılımı partisinin vekillerine zorunlu kılıyor! Gerektiğinde canlı kalkanlarını vak’a mahalline yolluyor. 

Bu, Demirtaş’ın gerçek yüzünü ortaya koymuyor mu? 

Geçen sene 6-7 Ekim olaylarında elliden fazla kişi ölmüştü. Radikal printır 44 HDP’linin öldürüldüğünü beyan ediyor. Kimlik tespitini kendisi yapmış olmalı. Diyelim ki 44 HDP’li öldü... Ya diğerleri? Onlar insandan sayılmaz zaten, saymaya gerek yok! 

Hani tek taraflı ateşkes ilan etmişler ya... Bunlar tek taraflı ateşkes ilan edeceklerine çok taraflı yalankes ilan etsinler. 

Yalanın bin bir türlüsü bunların günlük gıdası. Bu yalanlardan birini Radikal yazarı icad ediyor: Güya Demirtaş, Yasin Börü’nün öldürülmesini kınamış!

Bu iddiaya dayanak olacak eş zamanlı bir tek satırı internette boşuna arayıp durdum. 

Nihayet bir yıl sonra, bu vak’dan ötürü töhmet altında kaldığını çok iyi bildiği için politik bir açıklama yapmış: “Yasin Börü üzerinden rant sağlamaya çalışmak utançtır.”

Hadi bu açıklamayı yapan, ölüler üzerinden rant devşirmenin şahını görmezden gelelim ve yeterli bulalım... Bunun gereğini yapmış olabilir mi? Bu masum çocuk onun ayaklanma çağrısı üzerine sokağa dökülenler tarafından öldürüldü. Onun örgütü bu cinayeti kimlerin işlediğini bilmiyor olamaz. Canileri ortaya çıkarıp cezasının verilmesi yönünde ne yaptı? 

Birinci adımı atmayanın ikinci adımı atması beklenemez elbette. 

Asıl itirazın şu cümleye olduğu anlaşılıyor: “İki ayda yüzden fazla insan öldürmüş bir silahlı örgütün siyasi kanadının lideri.” 

Böyle olmadığını Demirtaş bir gün bile iddia etmemişken, Doğan’ın radikal kalemine mi düşüyor onu aklamak? 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Asım Yenihaber Arşivi