Lütfü Şehsuvaroğlu

Lütfü Şehsuvaroğlu

OBLOMOV

OBLOMOV

“NASA yataktan kalkmayanları işe alacakmış!”

Yataktan zor kalkan bir çocuk babasına böyle seslendi.

Babası da sevindi.

“Nihayet oğlum kendine göre bir iş buldu” diye düşündü.

“Neymiş oğlum, işin aslı?” diye sordu.

O anda babası şüphelendi.

Öyle ya IŞİD’i var, DAEŞ’i var, DEAŞ’ı var, DAİŞ’i var; sonra PYD’si var, YPG’si var; dahası misyonerleri var, gönüllüleri var, STK’ları var… Oğlu tembel membel ama olsun; ya ABD’nin dümen suyuna girer de yatağından bile kalkmadan teröre filan bulaşırsa diye işkillendi.

“Belki de” dedi babası, kendi kendine; birden göğsünde gurur dalgası gezindi, “kim bilir, Türk gençleri başına bela olmasın diye yataktan kalkmalarını istemiyordur” diye abartılı bir fehim rüzgârını gururlanan göğsündeki yelkenlerine doldurdu.

Ne de olsa kimi insanlar yan gelip yatarak makamlarını koruyorlardı bu ülkede.

Çocuk, yataktan kalkmadan, cep telefonundaki internet bağlantısından işin aslını babasına açıkladı.

“Uzay araştırmaları için astronot arıyormuş NASA…”

“Uzayda da daracık bir yerde bütün ihtiyaçlarını giderme yetisindeki insanlara ihtiyaç varmış…”

Ne güzel değil mi?

Yine bütün umutlarımız, gururlanmalarımız boşa çıktı…

Oblomov diye bir roman var Rus Edebiyatında…

İvan Gonçarov’un müthiş bir romanı… Hayli de kabarık sayfaları var.

Oblomovculuk diye bir akım başladı bu romandan sonra.

Oblomov, romandaki asıl karakter.

Yerinden pek kımıldanmak istemiyor. Her şey, her hareket anlamsız onun için. Hiçbir şey için elini oynatmaya değmez. 

Fakat Oblomov’u okuyanlar göreceklerdir ki; yine de, bizim bazı liderlerimiz gibi değil Oblomov…

En azından hareketsizliğin felsefesini yapıyor.

En azından vicdan sahibi…

En azından sevdiği biri var: Olga…

Gonçarov, meşhur romanında bir Rus asilzadesini işler. Romanın baş kahramanı Oblomov adında bir Rus soylusudur. Oblomov kendisi için hep yeni projeler üzerine düşünür, fakat o kadar üşengeçtir, o kadar tembeldir ki… Tembelliğinden dolayı bir türlü bunları hayata geçiremez. Durumu daha da kötüye gitmeye ve toprağını, parasını kaybetmeye başlar. Olga’ya olan büyük aşkı bile değişmesini sağlamaya yetmez.

Oblomov aslında yazarın Rus aristokrasisine bir eleştirisidir. Romanın kahramanlarından, Oblomov’un en samimi arkadaşı Stoltz ise disiplin ve çalışkanlığıyla Avrupa’yı ve burjuvaziyi simgeler. Ayrıca Oblomov çok dürüst, saf, insanların iyiliğini isteyen bir insandır; ayrıca sadıktır da…

Oblomov’un karakteri “Oblomovluk” diye bir kavramın doğmasına da yol açar kitap yayınlandıktan ve meşhur olduktan sonra. Aşırı tembellik için bu kavramı kullanır kimi eleştirmenler. Fakat yine de kalbi temizdir, iyi kalplidir Oblomov… Kimsenin kötülüğünü istemez. En azından sevdiği biri vardır. 

Fakat nereden girdiyse, tembellik virüsü benliğini sarmıştır.

Bizim kimi ‘beylerimizi’ de roman karakteri olarak değerlendirmek gerek…

Gonçarov eseriyle Rus soylularını hicvetti ve Rus aristokrasisinin içine düştüğü durumu tahlil etti.

Rus edebiyatına da çok önemli bir eser hediye etmiş oldu.

Cemil Meriç sorar ya hani:

“Her kavmin bir Ulyis’i var, senin Ulyis’in hani?” Diye…

Ben de sormak isterim:

“Senin Oblomov’un kim?”

NASA uzayda yatacak adam arıyormuş…

Kimi göndersek acaba?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Lütfü Şehsuvaroğlu Arşivi