Davet ve davetçi
İslam’a davet yolu, yolların en kıymetlisidir… Bu yolda anlatılacak konuların temelinde Allah’ın hâkimiyeti vardır… Allah’tan bahsedilecek konudan daha güzel bir konu ne olabilir ki! İşte bu güzide davet yolunda Allah’tan bahsedilir… Allah’ın hakları savunulur…
Davet yolu yolların en bereketlisidir… Bu yola çıkan davetçiler hidayet avcılarıdır… Hidayetine vesile olacağı kişilerin bütün ecirlerine ortaktırlar… Bu ortaklık Allah’u âlem kıyamete kadar devam eder… Çünkü hidayete eren bir insan hidayet üzere kalacak bir yol haritası edinir kendine… Evlilik hayatına, ticari hayatına çok dikkat eder… Bir bakmışsın o da davetçi olmuş ve sana çalışmaya başlamış… Olur mu olur yani!
Davet yolu, yolların en eminidir… Çünkü bu yolun ilk yolcuları peygamberlerdir… Peygamberler de bizzat Allah tarafından seçilmiştir… Yani davet yoluna özel yaratılan insanlar… Ve biz davetçiler de bu özel insanların/peygamberlerin yürüdüğü yola çıkıyoruz… Bu ne büyük bir şeref öyle değil mi?
Davet yolu yolların en merhametlisidir… Davet yolu insanları cehennemin kapısından geri çevirttiren bir yoldur… Ve davetçilerin canları pahasına hiçbir ücret karşılığı olmaksızın insanların dünya ve ahiretlerini kurtarmaları adına çalışıp didindikleri bir yoldur…
Davet yolu, insanın yaşadığı her yere ulaşan bir yoldur… Davet yolu sadece iman edenlerin mahallesine uğrayan kısa bir yol değildir… Davet yolu nefes alan her insanın kalbine giden bir yoldur… Dünyanın her yerinde iş yapabilecek bir yoldur…
Davet yolu Allah’ı en iyi tanıyanların çıktığı bir yoldur… Davet yoluna çıkan davetçiler hayat fişlerini dünya prizinden çekip davet yolundaki ahiret prizine takmış insanlardır… Davetçiler Allah’ı en iyi tanıyanlar oldukları için Allah’ın haklarını canları pahasına savunurlar… Bu yüzden davetçiler Allah’ın ve hükümlerinin tanınması için insanlara davet ederler…
Davet yolu ahireti görür gibi olanların çıktığı bir yoldur… Davet yoluna çıkanların burnu çok hassas, gözleri çok keskindir… Çoğunun göremediğini görürler… Burunlarına gelen cehennem kokusu kendilerinin uykularını kaçırır… Bu yüzden şeytanın avına takılanların kurtarılması adına gece gündüz çalışmalar yaparlar…
Davet yolunun yolcuları gaybi olan konuları görür gibi olduklarından dolayı dünyaya yatırım yapmayı akıllarının ucundan dahi geçirmezler… Tek dertleri insanları cehennem ateşinden kurtarmaya çalışmaktır…
Davet yolunun yolcuları ahiret zenginliğine aday olanların çıktığı yoldur… Davet yolunun yolcuları gözünü cennetin zirvesi olan Firdevs cennetine göz dikmiştir… B planları yoktur onların… Bu sebeple dünyevi hesapları olmaz… Davetinde bir kuruşluk bile çıkar düşünmezler… Her şeylerini davet yoluna adamışlardır… Onlar tam bir ahiret zenginidirler…
Davet yolunun yolcuları Allah’tan başkasından korkmayanların yoludur… Davet yolunun yolcuları peygamberlerin adımlarını korkusuzca takip ederler… Çünkü peygamberlerin ayak izlerinde titreklik yoktur… İzler çok nettir ve yamuk değildir… Allahtan başka korkutacak bütün etkenler yaratılmış vasfına sahiptirler… Yaratılmışlar Allah’ın izni olmadan adım dahi atamazlar. Bu yolun yolcuları her şeylerini adamışken kimden niçin korksun ki?
Davet yolunun yolcuları Allah’ın kaderine tüm hücreleriyle teslim olmuşlardır… Allah’tan izin almadan kimse yerinden kımıldayamaz… Bu yüzden Allah’tan başkasından asla korkmazlar…
Davet yolunun yolcuları rızık endişesi yaşamazlar… Davet yolunun yolcuları ölünceye kadar kendilerine ne takdir edilmişse gram bile eksilip fazlalaşmayacağına iman ettiklerinden dolayı Allah’ın üstlendiği rızık konusunu dert edinmezler… Onların tek bir işi vardır; İnsanlara Allah’ın varlığını hissettirip Allah’a boyun eğmelerine vesile olmaya çalışmak…
Davet yolunun yolcuları gözyaşını, terini ve kanını bu yolda dökmeye hazır olduklarını Allah’a itiraf ederler… Davet yolu yolcularından neler istediğini bilirler… Bu sebepten gözünü kırpmadan bedenlerindeki üç faklı sıvıyı dökmekten çekinmezler… Davet yolunun yolcuları insanları karanlıklardan kurtarmak adına kendilerine annelerinden daha merhametlidirler… Bu yüzden karanlıklarda olanların en yakın akrabalarından bile daha fedakârdırlar… Bu fedakârlıkları canlarını feda ettirecek kadar büyüktür…
Davet yolunun yolcuları uzun vadeli düşünürler… Hesap kitapları üç beş günlük değildir… Ya da boş vakitlerinde davet yapıp dünyaya dönmezler… Kıyamete kadar nefes alan bütün insanlara dinlerini ulaştırma hesabı içindedirler… Tek dertleri ve hesapları bunun üzerine kuruludur… Bu sebepten bölgesel davetçi olamazlar… Evrensel davetçidirler…
Davet yolunun yolcuları sırtını dünyaya dönmüş ve üç talakta dünyayı boşamışlardır… İslam davetçileri dünyanın göğsünden başlarını kaldırmış ve dünyanın çirkin yüzünü görmüşlerdir… Dünyayı nefes alan bir canlı gibi algılamış ve dünyanın, kandırdığı insanları işaret ederek adeta kıs kıs güldüğünü görür ve işitir gibidirler… Dünyanın yeşilliği kendileri için sadece bir tefekkür malzemesidir o kadar…
Davet yolunun yolcularını dünyada birer misafirlermiş gibi görürsün… Yatarlar, davet, kalkarlar davet… Bir cenaze gördüklerinde, kendilerine davet ulaştırmadıklarına yanarlar…
Davet yolunun yolcuları tekfiri âlimlere bırakmış kendi işleriyle meşguldürler… Davet yolunda olanlar ve bu yola baş koyanlar bütün öfkelerini insanlara değil, insanların akidelerine musallat olan virüse karşı kullanırlar… Nefes alan her hasta insanın tedaviye olumlu tepki verebileceğine inanırlar… Bu yüzden davetine karşı gelenleri bir çırpıda tekfir edip kendilerini rahatlatmazlar…
Bir davetçinin dediği gibi;
“İslam davetçisinin gönlü çok yataklı hastane gibi olmalı…”
İşte islam davetçileri bu veciz sözdeki gibi merhamet yüklüdürler… Kadıların vereceği hükmü bilmelerine rağmen kimseyi tekfir etmezler… Kadıların işi ayrı, kendi işleri ayrıdır…
Davet yolunun yolcuları kendileri ölünceye, muhatap olduğu insanlar ölünceye, ya da onlar hidayete erinceye kadar davetlerine bıkmadan devam ederler…
İslam’a davet yolunun yolcuları davet ederken seans belirlemezler… İlk oturumda hidayete ermelerini arzularlar ama acele de etmezler… Muhataplarına düşünme süresi verirler… Bilirler ki hidayet Allah’ın elindedir… Bu arada fikri gelişimlerini yakından takip ederler… Asla kendilerinden nefret ettirmezler… Sabırla ve ihlasla davetlerine devam ederler… Ölüm kendilerine gelinceye kadar davet edeceklerine dair Allah’a söz vermişlerdir…
Davet yolunun yolcuları ümmetin ayağa kalkması için hep ayaktadırlar… Ümmetin uyuduğunu ancak uyanık olanlar fark eder… İslam davetçileri yeryüzünde uykusu en hafif olan insanlardır… Bir yandan uyuyan kardeşlerinin uyanması için çalışırlarken diğer yandan islamla tanışmamış kişilere dinlerini ulaştırma gayreti içindedirler… Bunlar davetlerinden arta kalan zamanlarında azıcık kestirirler…
Rabbim sayılarını artırsın… Amin…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.