‘Birlik’te Merhaba’
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, terör örgütünün düzenlediği saldırılara yönelik "Dış politikada hem tarihi gerçekler, hem reel politikayı dikkate alarak her şeyi gözden geçirmenin vakti geldiği kanaatindeyim. Bu büyük meselenin kimler tarafından, nerelerde, nasıl kullanacağını hepimiz tahmin ederiz" dedi.
27 Aralık 2015 Pazar günü Mehmet Akif’in İstiklal Marşı’nı yazdığı Ankara’nın manevi mimarlarından Taceddin Camisi yanında düzenlenecek olan anma etkinliğine göre hazırlamıştım. Ancak, Birlik Vakfı Ankara Şube Başkanımız Muhittin Bal’ın ‘İstanbul’da Birlik Vakfı’nın 30. Yıl etkinliğine katılmamız gerekiyor’ sözlerini emir telakki ederek İstanbul’da ev sahibi gibi davranan Ankara yönetim kurulumuzdan Sadık Okçu kardeşimizle birlikte Milli Türk Talebe Birliği’nin 12 Eylül ihtilalinde el konulan Cağaloğlu yokuşundaki merkez binasına geldiğimizde Sayın Cumhurbaşkanımızın geleceğinden dolayı alınan güvenlik tedbirleri arasında sevecen tavrıyla Yaşar Karayel girişte karşılayıp zemin katta bulunan Birlik Vakfı Genel Başkanı Mehmet Alacacı’nın odasına kadar bizlere refakat etti.
Abilerimizin abisi TBMM Başkanı Sayın İsmail Kahraman’ın ‘hoş geldiniz’ ifadesiyle kucaklamasının ardından odada Hayati Yazıcı, Zeki Ergezen, Cafer Tatlıbal, Afif Demirkıran, Turan Alçelik, İsmail Emrah Karayel gibi siyaset dünyamızdan isimlerin yanı sıra TBMM Genel Sekreter Yardımcısı Yasin Yıldız da sıcaklığını tebessümleriyle hissettirenlerdendi. Programın başlamasına az bir süre kaldığından odada bulunanlar hep birlikte salona geçerken merdivenlerde önüme tel örgü gibi geçen görevli polislere kendimi tanıtmama fırsat vermediklerinden koridorda kaldığım dakikaların nasıl geçtiğini anlatmayacağım. Ancak hatanın kendimizde olduğunu düşünerek emniyet açısından alınan tedbirleri hiçe sayıp içeri girersen sonu böyle olur diyerek kendime bir nev’i ceza verdim ve ilk girdiğim odaya geri döndüm. Orada merhum Mustafa Miyasoğlu ağabeyin oğullarıyla sohbet ederken 11. Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül’ün geldiği söylenince odanın kapısında ilk karşılama bana düştü. Ardından Sayın İsmail Kahraman, Yaşar Karayel ve Numan Kurtulmuş ile birlikte diğer dostlarla birlikte yapılan sohbetin konusu MTTB günlerinde kim hangi görevdeydi, kimler ne yapıyordu, hangi odada kim vardı? gibi mazide kalan günler yad edilirken TBMM Başkanımız bana ’Sen Ankara’ deyip diğerlerini teker teker tanıtmaya başladı. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaklaştığı haberiyle birlikte odada Sayın Abdullah Gül, ben ve koruması Osman Çangal kalmıştık. Üst kata giriş için hazırlanan güvenlik kartım olmadığından Abdullah Gül ile birlikte basamakları adımlarken görevliler ardımızdakileri geri çevirmişlerdi. Üst katta Sayın Gül öğrencilik yıllarında kullandığı odaya girdiğinde yanındaydım. Orada teşehhüt miktarı yaptığımız sohbette iş durumumla alakalı kısa bilgileri aktardığımda reisi cumhur Recep Tayyip Erdoğan’ın binaya girdiği ve merdivenlerde olduğu söylendiğinde Sayın Abdullah Gül ile birlikte Sayın Tayyip Erdoğan’ı karşılayıp tokalaşmıştım bile. Güvenlik kartı mı nasıl bir şey merak bile etmedim. Salona girer girmez medya için ayrılan kısımda Mehmet Cemal Çiftçigüzeli’nin yanındaki koltuğa geçtiğimde yanımda Prof. Dr. Safa Saygılı ile selamlaştık.
Binali Yıldırım, Mehdi Eker ve Burhan Kuzu’nun da salonda olduklarını uzaktan da olsa gördüm. İstanbul Valisi Vasıf Şahin ile Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ında protokolde yerleri vardı.
MTTB Başkanı İsmail Emrah Karayel’in misafirlere ‘Evinize hoş geldiniz.’ Sözleri salonda gençler tarafından yankı bulurken aynı gençlerin TBMM Başkanının konuşması sırasında ‘Başkanı Kahraman..Meclisi Kahraman!...’ Abdullah Gül’ün konuşması esnasında ‘MTTB Seninle gurur duyuyor’ sloganına ise Gül’ün ‘Meydanlarda biz de sizinle gurur duyuyoruz derdik.’ Cevabı harikaydı.
Abdullah Gül’ün ‘Sığındığımız yer burasıydı’ sözlerinin ardından kürsüye gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşması ‘Davanın Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ sloganlarıyla kesilirken her zaman olduğu gibi mütevazı tavırlarıyla ‘Halef-selef olduğum kardeşim Abdullah Gül’ hitabı hasbiliğe damga vuran sözlerdi.
Abdullah Gül, Şair Necip Fazıl Kısakürek'e ait "Zindandan Mehmed'e Mektup" isimli şiiri okurken
hayatlarının Milli Türk Talebe Birliği'nde geçtiğini "TBMM Başkanı İsmail Kahraman ev sahibi ve 60'lı, 70'li yılların hepimizin abisi. O dönemde Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) Başkanı. Daha sonra Birlik Vakfı kurucusu olarak şimdi de TBMM Başkanı. Nereden nereye geldiğimizi gösterme açısından bu bile büyük bir işaret. Milli Türk Talebe Birliği bizim için Birlik Vakfı'ndan öncedir. 70'li yılların ilk dönemleri hayatımız burada geçti. Hep burada tanıştık Tayyip Bey diğer arkadaşlar. Tanıştığımız yuva burası oldu. Abdullah Gül, "Bizler esas siyaseti o dönemde yaptık buralarda. Aktif siyasete geçtiğimizde gayet tecrübeli ve gayet deneyimliydik. O günkü dava arkadaşlığı en temiz arkadaşlık duygularının olduğu, en büyük fedakârlıkların yapıldığı, karşılıksız dayanışmaların olduğu yılardı.
Recep Tayyip Erdoğan ise ilk gençlik dönemlerinden itibaren Milli Türk Talebe Birliği'nden beri bu kutlu yolda uzun bir geçmişi olduğunu hatırlatarak konuşma yaptığı sahnenin birçok hatıralarla dolu bir sahne olduğunu ifade ederek "Bu hatıralar burada unutulur gibi değil. Buralardaki münazaralarda, Yeşilay'ın düzenlemiş olduğu münazaralarda çok ciddi geçmişimiz var. İmam hatip okulu sıralarında burada çok şampiyonluklar yakaladık. Hep bu sahnede bunları yaşadık. Hemen şöyle çaprazımızda Yeşilay merkezi, burada da bu yarışmaları yapardık. Şiir okuma yarışmalarımızı burada yaptık. Hep buradan kupalarla döndük. Hamdolsun o günler unutulur gibi değildi. Gerek tesisler müdürü olduğum zaman, gerek sosyal işler müdürü olduğum zaman buralar hep bizim unutulmaz hatıralarımızın yad edildiği yerdi. Buradaki pek çok ağabeyimin, arkadaşımın, kardeşimin de aynı yolda çok uzun yılları bulan geçmişleri olduğunu biliyorum. Beraber yaşadık, gerek İsmail ağabeyimiz, gerek Abdullah Bey, diğer tüm kardeşlerimizle hep birlikte burada yaşadık."
Birlik Vakfı’nın 30 yılda yaptıklarını özetleyen kitabın başında “İnsan ömründe önemli bir zaman dilimi. Ömrünü hayırla geçirenlere ve örnek hizmetlerle topluma hayır vesilesi olanlara ne mutlu! Hizmetiniz daim hayrınız bol olsun. Daha nice 30 yıllara… Yolunuz açık olsun.” ifadelerine biz de ‘Daha nice yıllara Birlik’te hep beraber Birlik içinde…’ diyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.