EFENDİM önce herkesi hayırlı, sağlıklı, mutlu  ve bol kazançlı yıllar dileyeyim. Sonra da bizim spora döneyim. Döneyim de, hayırlı bir şeyler görebilir miyim? Asla...

Açalım... Türkiye Futbol Federasyonu önümüzdeki günlerde yapacağı toplantıda gündemine, “Teknik adam kıyımını” alacakmış. Ne yapacaklar çok merak ediyorum doğrusu... Acaba kulüplere, bundan böyle bir sezon içinde ikiden veya üçten fazla teknik adam çalıştıramazsınız mı diyeceklerdir? Gerçekten de nasıl bir karar alacaklarını kestirmek mümkün değildir. Ya da dostlar alış verişte görsün anlayışı ile yasak mı savacaklardır? Ama mutlaka bir sağlıklı yol haritası çizmek zorundadırlar. Bunu yapabilmek adına da ellerinde özerk yapı gücü vardır. Bunu mutlaka kullanmaları gerekmektedir. Bence yeni yılın ülke futboluna en şık hediyesi bu olur. Bekleyelim görelim...

Bir toplantı da, daha doğrusu alışılmış, klasikleşmiş hakem semineri de vardır yeni yılın ilk günlerinde... İlk yarının hataları, sevapları değerlendirilir, öğütler diz boyu olur. Burada şimdilerde bir büyük değişim olacakmış. Öyle derler... Kulüpler Birliği Vakfı da toplantısını MHK’nın toplantısının yapıldığı yere almış. Ve orada birliğin elemanları, üyeleri her neyse, hakemlerden hesap sorma gibi bir eylemde bulunmak için toplantının aynı mekâna alınması konusunda birleşmişler. Bravo! Sizden ancak bu beklenirdi. Hatta ceplerinizde sarı ve kırmızı kart getirmeyi de unutmayınız. Belki de düdük de... Hatta hatta siz Kulüpler Birliği Vakfı yöneticilerinin yerinde olsam, mademki gider yapacakmışsınız, toplantıya hakem kıyafetleri ile girerim. Ülkeye bakınız!

Ülke sporu ne kadar güzel yönetiliyor değil mi? Fenerbahçe-Galatasaray kadın basketbol maçının kahramanı(!) siyahî oyuncu Kizer için de hâlâ bir son karar çıkamadı. Spor Genel Müdürlüğü’nün Tahkim Kurulu odasındaki dosyanın değerlendirilmesi yine ertelenmiş. Yani Fenerbahçe’nin hükmen kazançlı, Galatasaray’ın da hükmen yeniklik beklentilerine en son ve nihai imza hâlâ atılamamış durumda. Neyin peşindesiniz acaba sayın kurul? Yoksa birilerinden icazet mi bekliyorsunuz? Öyle ya ortada ülkenin en çok taraftarı olan iki büyük kulübünün meselesi var. Ama TED Kolejliler, Yeşil Giresun, Banvit falan olsa karar 24 saat içinde çıkmıştı bile...

Özetle yeni yıl falan bizim ülkenin spor yönetimleri, spor yöneticileri için bir gelişme, bir çağdaşlık falan göstermez. Bizde eski tas, eski hamam, işler aynen 23 yıldan bu yana olduğu gibi sürer gider. 23 yıl nereden mi çıktı? Efendim; bendeniz spor üst yönetimlerinin özerk konuma gelmesi için en çok çaba harcamış kişilerdenim. Rahmetli Özal’ın makamında toplantılara katılmış görüş belirtmişliğim vardır. 1992’de 3813 sayılı yasa ile futbolla açılan yeni çağ, yani özerklik yapısı sonrası da federasyon başkanlarıyla sık sık görüş alış verişi yapmışımdır. Övünmek gibi olmasın ama üç puanı, formalara isimlerin yazılması, şampiyonluklara yıldız verilmesi işlerini bu ülkede ilk yazan, ilk gündeme getiren ve bu konularda başkanlarla sıkça fikir alış verişi yapan da benimdir. İnanmayan gazete arşivlerine girer bakar. (1993-1994 yılı Günaydın gazetesi) Hatta hatta maçlardan önce hakem isimlerinin açıklanması konusunu da 1980 ihtilalinden sonra dönemin federasyon başkanı Yılmaz Tokatlı paşanın başının etini yiyerek gerçekleştiren de benimdir. Ama şimdi acaba yanlış mı yaptım diye düşünürüm. Eskiden olduğu gibi iktidar mı atama yapsa, ceza verse demeden de kendimi alamıyorum. Biz gelişelim, çağa ayak uyduralım dedik ama herkesi kendi kafamızda sanarak hata mı yaptık acaba?