Yurtdışı Akrabalardan Bihaberiz
Geçtiğimiz hafta Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın süreli yayınlarından olan ‘Artı 90’ dergisi ile birlikte ‘Bin Yıllık Komşumuz Ermeniler’ kitapçıklarının İngilizce ve Türkçe baskılarını masamda görünce şaşırmadım desem yalan olur. Kurumun yayınlarının olduğunu biliyordum ama şahsıma göndermediklerinden ilgili çekmiyordu. Hangi dağda kurt öldü derken işin aslını kısa sürede öğrendim. Meğer TBMM de yayınların dağıtımını yapan kurye görevlisi etiketleri okumak yerine odalara bırakarak işini daha çabuk sürede tamamlamak istemiş. Zaten diğer kurumların yayınlarını da farklı kargo firmaları aynı minval üzere dağıttıklarından haberdardım.
İşimiz üzüm yemek olunca masamıza bırakılan yayınlara göz atmanın vacip olduğunu düşünerek şeffaf poşetlerinden çıkartıverdim. Artı 90’ın 11. Ve 12. Sayılarının içinde kurumun bültenlerinde yapılan çalışmalardan söz edilirken dergilerde farklı konular ele alınmış. Grafik tasarımı ve muhtevası ile okunur dergiler arasına girmiş.
Bilindiği gibi 2015 yılı Ermeni meselesinin 100. Yılıydı. İşte kısa adıyla YTB bu konuda Türkçe ve İngilizce olarak hazırlattığı risale tarzına veya reklam bülteni şeklindeki tasarımı ile kısa bilgilerle Ermeni meselesini anlatırken 1915-2015 arasında beynimizin çalışmasına vesile oluyor.
Geniş tarihsel bilgiler yerine kısa notlar halinde olayın gelişimiyle alakalı bilgileri aktarırken sanırım okurun bu konuda aspirin bilgiler almasını sağlamış oluyorlar. Tarihsel süreçle ilgili teferruatlı bilgiye sahip olmak isteyenlerin konuyla alakalı yayınlara göz atmaları gerekmektedir. YTB de zaten bu amaçla hazırlattığı bu yayınlarla geniş kitlelere haklı olduğumuzu kanıtlama amaçlı değil sadece bilgilendirme amaçlı yayın yaptığının farkında.
TBMM de Kültür, Sanat ve Yayın Kurulu Başkanlığında görev yaptığım yıllarda Ermeni konusunda yapılan çalışmalarda komisyonlarda görev yaptığımız gibi Prof. Dr. Seyit Sertçelik’in Ermeni sorununu Rus kaynaklarına dayanarak yaptığı çalışmasını da Türkçe ve İngilizce olarak yayınlamıştık. O günlerde konu uzmanı siyasi ve akademik çevreyle temasımızda bize bu konunun devlet tarafından değil özel sektör tarafından ele alınması gerektiği güzel bir dille anlatılmış biz de yani o günkü yönetim de kabul etmişti. Dış dünyada albenisi olan yayınların reklam amaçlı basıldığından söz edilerek ciddi konularda yazılan eserlerin kitaplarının kâğıt kalitesinin öyle parlak cilalı değil özellikle gazete kâğıdı tarzı kâğıtlara basılmasını, renkli olmamasını resmi yayın damgasının ise hiç olmamasını önermişlerdi. Heyette bulunanların hemen tamamı bu konuda ortak noktada birleşmişlerdi. Yani lafın kısası resmi yayınlar inandırıcı olmuyor, o nedenle özel sektöre bu yayınlar sipariş edilsin ve devlet destek verecekse de o yayınlardan satın alarak yurt dışında yollasın demişlerdi.
Gelelim Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın yayınlarına. Türk halkının konuya bakışının yumuşaması için güzel örneklemeler var. Sayın Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın konuyla ilgili kamuoyunca da kabul görmüş düşüncelerinin özetleri mevcut. Ülkemizde sanatıyla duruşuyla Ermeni meselesine ülke menfaati olarak bakan ve sanatını hiçbir zaman ideolojik çatıya taşımamış isimleri hatırlatması, özellikle bestekârlarımızdan sinema sanatçılarına varıncaya kadar arşivlerde yer alan isimleri hatırlatması güzel. Kitapçığın sonundaki CD de yer alan 3 eserin seslendirilmiş olması şüphesiz çalışmanın güzelliğini göstermektedir.
Hani yetmez ama evet dercesine ben de bu kitapçıkların yetmez olduğunun altını çizerken kurumun salt bu yayınlarıyla değerlendirilmeyeceğini bilenlerdenim. Yapılan çalışmaların bugün değil ertesi yıllarda geri dönüşü olacağının bilinciyle kurumun başında bulunanları tebrik ediyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.