Kazanırken yanmak!
BEŞİKTAŞ acaba Fenerbahçe’nin Antalya’da sunduğu ikramı mideye indirecek miydi, yoksa o da yarışa yepyeni bir durum mu kazandıracaktı? Sorunun cevabı Beşiktaş’ın dört nefis golle kazandığı şeklinde oldu. Maçları eşitleyelim ve de Beşiktaş’ın erteleme maçlarına üçer puan yazalım, bu senaryodan fark dörde çıkıyor. Ya da bugünkü şekliyle Fenerbahçe’nin iki maç fazlasıyla sadece iki puan önde olduğunu görüyoruz.
Puan cetveli yorumundan sonra maça bakalım. Beşiktaş Quaresma’sız çıktı oyuna... Bunu görünce acaba benim öteden beri yazdığım ve söylediğim tehlikeye karşı Şenol hoca bir önlem mi almıştı? Yani, hem Sosa’nın, hem de Oğuzhan’ın olduğu bir takımda önde mutlaka Olcay’ın bulunması gerekliliği... Böylece Atiba daha fazla yorulmayacak, savunmada fazla derinlik veya enine boşluk vermeyecekti. Aaa o da ne? Gaziantepspor daha 14. saniyede gol atıyordu, kaleci değil etiketi yapıştırılan Tolga çıkardı. Sonrasında Gomez iki adet mutlak pozisyon topunu vermedi. Bu egoizm yüzünden Beşiktaş’ın ilk golü, onca baskıya rağmen 37. dakikada bir kaleci hatasından geldi. Sonra ikiledi Beşiktaş tabelayı... Bu süreçte müthiş bir çabuk atak geliştirme, oyuncuların sık sık deplase olarak rakip savunmanın yerleşimini perişan ettiğini, dönüşlerde her zamankinden daha fazla alan kapatıldığını gördük.
İşte bütün bunlar olurken Beşiktaş belki de bu maç için değil, önümüzdeki günler için büyük bir tehlike ile karşı karşıya kalacaktı. Banko stoper Rhodolfo sakatlanıp yerini yeni alınan ikinci stoper Delgado’ya bırakıyordu. Delgado ve Marcelo ilk defa yan yana oynadıkları oyunda nasıllar mıydı? Orta şekerli...
Chibue, Larsson ve Habibu tehlikeleri ise çoğu zaman Beşiktaş ceza alanına gelmeden bertaraf edildi ama kaleci Tolga da biri yerden, diğeri havadan doksanlara giden topları çelerek Gaziantepspor’un en azından farkı bire indirerek, hatta eşitleyerek maça ortak olmasını önledi. Hani şu spor medyasının ve otoritelerin kaleci değil dedikleri Tolga yaptı bu işleri... Ben burada bir yazıda şunu belirtmiştim: “Yanına bir rakip gelince belki de gece 23.00’te yatan Tolga artık 21.00’de yatacak. Aynı Tolga, uykusuz gecelerine mışıl mışıl uyuyarak son verecek. Bütün sıkıntılarından arınmış olarak idmanlara gelecek...” Galiba öyle olmuş. Zaten iyi kumaşı olan kaleci söküğünü kendi tamir etmiş.
Sonra Gomez de iki defa boş kalarak kolay golleri atarak skoru garanti altına aldı. Ama yukarıda da değindiğim gibi ilk yarıda bir de iyi top atılmayan Gomez sanki biraz egoizm tuzağına düşmüş. Acaba derim Avrupa Şampiyonası’nı yaklaşırken bizim Löw’e mesaj mı çekmek istiyor?
Beşiktaş kazandı, hem de fark atarak. Ama şu anda Ocak öncesi kadar bile olmayan sayıda stopere kaldı. Haaa Tosiç ve Necip alternatiflere yine sağda, Franco, Miloseviç, Ersan olmak üzere üç gitti, bir de altı aylık sakatlık süresini Rhodolfo üzerinden eklersek, büyük zarar görüldüğü açık ve net olarak ortadadır. Şimdi artık Beşiktaş arka blokta yoğurdu üfleyerek yemek zorundadır...
Bu arada Gökhan Töre, Olcay zaten yapıyordu, Sosa ve Oğuzhan sahayı bu kadar çok hem enine, hem de boyuna kullanmaya devam ederlerse, arkadaki bu büyük endişe de pek duyulmaz derim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.