HER YER ANADOLU VE BİZDEN YANSIYANLAR
Türkistan…
Neresi mi?
Doğu Türkistan mı? Doğusu var da batısı yok mu?
Ya Uluğ Türkistan dediği bir yer vardı dedemin.. Ora nere?
Şimdi Kazakistan’da bir şehir var. Orası mı yoksa? Hani Hoca Ahmed Yesevi Atamızın kabrinin olduğu şehir..
Türkistan bizim medeniyetimizin doğduğu, geliştiği, İslam ile yeniden güller açtığı büyük toprakların adı. TÜRK’LERİN ÜLKESİ…
Önce, Çin ve Ruslar işgal edip paylaşmışlar. Ne zaman mı? Devlet-i Aliye gücünü kaybetmeye başlayınca. Çin işgalindeki topraklara Doğu Türkistan diyoruz maalesef. Demek ki işgali içimize sindirmişiz. Rus işgalindeki bölge de Batı Türkistan..
TÜRKİSTAN adı gönüllerde yanan meşale.. Unutturmak gerek. O zaman Yesi şehrinin adını Türkistan koymuş dedemin tabiri ile Moskof Gevuru.. Orada ki medeniyet kalelerimizin hepsi şimdi başka sınırlar içinde… Taşkent, Semerkant, Buhara, Alma-Ata, Çimkent, Bişkek, Aşkabat, Düşanbe, Urumçi, Hotan, Tebriz, Bakü, Gence, Horasan… Bunlara Kazan’ı da ekleyin…
Ruslar, Batı Türkistan’ı da; Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Tacikistan ilave Azerbaycan diye bölmüşler. Ne zaman tüm bunlar? Müslüman Milletimiz, Anadolu, Balkanlar, Kafkasya, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’yı tüm Müslümanlar için selamet yurdu yaptı ya kanıyla.. Hani Devlet-i Aliye vardı ya.. işte o devlet zayıfladıkça, emperyalizm tüm yurtlarımızı parçalamaya başlamışlar..
Kazakistan’dayız. Bir köyde cenaze namazına katılıyoruz. Burası Anadolu.. Hem de çocukluğumun Anadolu’su. Evet, benim Düzce’deki köyüm gibi. Ya da Erzurum’da, Edirne’de, Urfa’da, Van’da, Antep’te, Afyon’daki çocukluğumun köyü gibi…
Uçağa kazakistan’da bindim.. Bakıyorum herkes Kazak Türk’ü, Türkiye’de indik, herkes Türkiye Türk’ü..
Yaralı döndüm Ata yurdumdan…
Haberler doğru ulaşmıyor oralara bizden..
Tıpkı Avrupa, ABD gibi orada da Türkiye’de iç savaş var, izlenimi oluşuyor. Çok kötü bir şey daha oluşmaya başlamış. Kürt Düşmanlığı!..
Anlattık, onlar Kürt değil, Kürtler bizim karındaşımız. PKK, PYD Kürt değil, hain Ermeniler ve bir kısım satılmışlar, İngilizler, ABD, Alman, Fransız, Rus, İran destekliler. Bakın Azerbaycan Karabağ katliamını kim yaptı? Rus ordusu destekli Ermeniler.. Başka İran, Fransa, İngiltere, ABD desteklediler.. Neden? Çünkü Türkiye ile Türk Dünyası’nın boynuna hançer sokmak için. Şimdi de yine Ermeniler ve bir kısım Marksist gurupları kullanarak Suriye’de ve güneydoğumuzda benzer katliamlar ve oldubittilerle, İslam Ortadoğu ile bağrımıza hançer sokup bizi ayırma derdindeler…
Yenilenme, birlik ve çok çalışma zamanı..
Asıl mücadeleye dönme zamanı…
Bir yanda Marksist sol ve radikal laik sistem, diğer yanda bölücülük ve Mikro-Milliyetçilik, diğer yanda bilinçli ya da bilinçsiz “TÜRK” kelimesine bile düşmanlık.. geldiğimiz noktaya bakın..
Bu gün çocukluğumuzda bizi sızlatan, gönlümüzdeki acıyı örseleyen duyguları paylaşmak istiyorum. Ne olur kanasın yüreklerimiz. Kanayan yürekler fethetti bu toprakları, sızlayan yüreklerle Dünyaya adalet dağıttık. Acıyan yürekler merhamet dağıttı Medine’den..
Artık yalvarıyorum Milletin Evladına, ümmetin geleceğine.. Ne olur, basit ideolojilerinizle, şahsi kaygılarınızla, alçalmış şahsiyetiniz ve bencilliğinizle, sözde hamaset tellallığı yapıp sakladığınız bölücü, fitneci, sözde şeriatçılığınızla, mezhep, meşrep bağnazlığınız ile laiklik vs gibi İman, edep, töre düşmanlığınızla ihanetten vaz geçin. Vicdan sahibi olun. Cinayet sadece öldürerek işlenmez. Daha kötüsü geleceğimizin katlidir.
Devlet-i Aliye’nin ardından diyor ya, Serdengeçti;
“İmparatorluğa Mersiye
Bin yıl oldu toprağına basalı
Hayli oldu kılıçları asalı,
Bülbüllerin onun için tasalı,
Sazlar kırık, ayar tutmaz telleri,
Biz neyledik o koskoca elleri?..
Yol görünür, hakan emir verirdi,
Dalga dalga ordularım yürürdü,
Hamlemizden dağlar taşlar erirdi,
Doludizgin aştık nice belleri,
Biz neyledik o koskoca elleri?..
Yıldız doğar, talihimiz belirir,
Sabah olur, ulufeler verilir,
Bir seferde dört krallık serilir,
Al al ettik, kara kara tülleri,
Biz neyledik o koskoca elleri?..
Ferman çıkar, dalkılıçlar takınır,
Meydanlarda Rabbe dua okunur,
Gölgemizden bütün cihan sakınır,
Andırırdık coşkun akan selleri,
Biz neyledik o koskoca elleri?..
Kosovalar, Plevneler bizsizdir,
Yosun tutmuş camilerim ıssızdır,
Boynu bükük minareler öksüzdür,
Açmaz olmuş Kızanlığın gülleri,
Biz neyledik o koskoca elleri?..
Hali görür, geleceği sezerdik,
Bir zamanlar ta Vistül’de gezerdik.
Haritayı biz kendimiz çizerdik,
Fetheyledik deryaları, çölleri,
Biz neyledik o koskoca elleri?..
Rodopların akbaşları yaslıdır,
Serdengeçti gönül, artık usludur,
Rüzgârları bile matem seslidir,
Zafer, zafer der, eserdi yelleri,
Biz neyledik o koskoca elleri?..
Osman Yüksel Serdengeçti”
Serdengeçti gidene “AAAAHHHH!!!” ederken bir doğruya parmak basıyordu. Hani diyoruz ya “HAÇLI”, “SİYONİST”, “MOSKOF”, “İNGİLİZ”, “ALMAN”, “FRANSIZ”, “ERMENİ” hatta “ÇİN” diye.. Onlar Kur’an-ı kerim’de Allah (CC)’ın uyardığı gibi, üzerlerine düşen kin ve düşmanlıklarını yapıyorlar. Peki, biz ne yapıyoruz?
Türk, Kürt, Alevi, Sünni.. O partili, bu partili!
Allah aşkına medeniyetimiz, geleceğimiz, değerlerimiz hızla eritilip yok ediliyor. Gerçek derlerimizi görün artık.
Geçmişte kurduğumuz büyük medeniyet gibi bizi bekliyordu Azerbaycan, Türkistan, İslam Alemi.. Şimdi siyasete ve kaba tarafgirliğe boğduğumuz bir Azeri’nin o meşhur şiirini paylaşacağım sizinle. Ahmed Cevad,15 Aralık 1914, Gence/Azerbaycan’da yazmış.
“Çırpınırdın Karadeniz
Çırpınırdın Karadeniz,
Bakıp Türk’ün bayrağına
“Ah” deyerdin, hiç ölmezdim,
Düşebilsem ayağına.
Ayrı düşmüş dost elinden,
Yıllar var ki, çarpar sinem,
Vefalıdır, geldi giden,
Yol ver Türk’ün bayrağına.
İnciler dök gel yoluna,
Sırmalar düz sağ, soluna
Fırtınalar dursun yana
Selam Türk’ün bayrağına.
Hamidiye o Türk kanı
Hiç birinin bitmez şanı
Kazbek olsun ilk kurbanı,
Selam Türk’ün bayrağına.
Dost elinden esen yeller,
Bana şiir, selam söyler
Olsun bizim bütün eller,
Kurban Türk’ün bayrağına
Ahmed Cevad,15 Aralık 1914, Gence/Azerbaycan”
Şimdi şeriatçı görünümlü sözde İslamcılara ve Milliyetçi geçinen Türk Irkçılarına söylüyorum. Bu şiiri Filistin’li bir şair “Çırpınırdı Akdeniz, bakıp Türk’ün bayrağına” diye yazmış. Var mı farkı? Biz N. Fazıl merhum’un ifadesi ile “Devlet ve milletinin büyük çapa ermiş yedi asırlık hayatında ilk ikibuçuk asrını aşk, vecd, fetih ve hâkimiyetle süsleyici; üç asrını kaba softa ve ham yobaz elinde kenetleyici; son bir asrını, allah'ın kur'an'ında "belhüm adal" dediği hayvandan aşağı taklitçilere kaptırıcı” gerisini yazamıyorum bile, durumuna düşmemeliyiz. Aptal mıyız biz yoksa. Cahil miyiz, geri zekâlı ya da özürlü müyüz?
Bu arada Güzel Türkistan için uyanış ve diriliş için komünizm baskısı altında işkencelerle kurşuna dizilirken ne diyor şair;
“GÜZEL TÜRKİSTAN
Güzel Türkistan sana ne oldu?
Seher çağında güllerin soldu
Bağ bahçeden berbad, kuşlarda feryat
Hepisi bir mahzun...olmaz mı dilşad?
Bilmem niçin kuşlar uçmaz bahçelerde...?
Birliğimizin sarsılmaz dağı
Ümidimizin sönmez ışığı
Birleş ey halkım, gelmiştir çağı
Bezensin şimdi Türkistan bağı
Uyan halkım, bitsin artık bunca zulümler.
Bayrağını al, kalbin uyansın
Kulluk, esaretin herşeyi yansın..
Kur yeni devlet düşmanlar ürksün..
Yüce Türkistan göklere değsin
Yayıl, yeşer öz vatanın gül bağlarında.
Çolpan . ( 1897)-(1938)
Evet, uyanmaz isek, Merhum Çolpan’ın Türkistan’daki 100 yıllık inlemesini duyamazsak, duymazsak biz de önce kardeş kavgaları ile parçalanacağız. Sonra yutulacağız. Ne Türk kalacak bu toprakta, ne Kürt, ne Alevi ne de Sünni…
Evet, diyor ki Kazak aksakal;
“Ne Kazak’ı, ne Kırgız’ı, ne Türkmen’i ne Özbek’i
Ne Başkurt’ü ne de Kürt’ü,
Ne Çerkez’i ne Boşnak’ı…
Hepimiz Türk’üz, hepimiz Müslüman..
Düşman mı ararsın kendine,
İnsan özüne olur mu düşman?
Hem kandaşız, hem de dindaş,
Önderimiz Gülümüz (SAV)
Rehberimiz Kur’an..
Arap’ta bizim gardaşımız, Acem de..
Olmasın hain, olmasın düşmana maşa..
İhanetten ve haramdan gelir her kötülük başa..
Düşman belli Adem’den beri..
Furkan’da emretmiş Yaradan,
Kim dost, kim düşman…
İnsan özüne olur mu düşman?...
Kazak Aksakal’ın Anadolu’ma mektubunu ilettim.
Varın siz düşünün kalanını…
Akılda vermiş Allah’ım gönül de. Mazimiz ortada. Ders almazsak ümmetin ve milletimizin bekleyişini hem de haklı bekleyişini ümitlerini, geleceğimizi yok edeceğiz.
Ağalar, beyler, analar, babalar, balalar..
Yazık etmeyelim yurtlarımıza, insanlarımıza, geleceğimize, ülkemize, devletimize…
Yeni bir diriliş bizimle olsun.
Dirilmiş millet, dirilmiş ümmet, kıyamete kadar dünyaya adalet dağıtsın, insanlık dağıtsın, imanı yaysın. Zulme “DUR!” desin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.