Afganistan yalanı hangisi?
2006 sonlarında dünyâ jandarmasının ilgili ağızları, 2007’de Afganistan’ın cehenneme döneceğini söylemişlerdi. Bendeniz de geçen senenin başlarında şöyle yazmıştım:
“Zâten ABD’nin resmî ağızlarının da i'tirâflarıyla bu sene Afganistan cehenneme döneceğine göre, demek ki 2007 târihinde dîn-i İslâm için cihâd eden erkeklerin galebe devri başlayacaktır.” (Vakit, 19.02.07) “ABD cönileri Afganistan’da işin içinden çıkamadılar, ihâleyi NATO’ya devrettiler; onlar da oflayıp pufluyor. Kendi beyânlarına göre, bu sene tam bir Cehennem yaşayacaklar.” (Vakit, 28.02.07)
2007’nin son gününde geçilen “Afganistan’da katliâmda 2007 rekor yılı oldu!” başlıklı şu haber dahi, ABD’lilerin kehânetini doğruluyor:
“AP ajansının verilerine göre, 2007'de Afganistan'da meydana gelen rekor sayıda şiddet olayında, 110'u Amerikan askeri olmak üzere 6500 kişi öldü. çatışmalarda, yaklaşık 4500 Taliban militanı da öldürüldü. İngiltere, Afganistan'da 41 askerini kaybederken, 30 Kanadalı asker de çeşitli saldırılarda öldü. Diğer ülkelerin birliklerinden de 40 askerin öldüğü belirtiliyor. Afganistan'da, ABD ve NATO güçlerinin düzenlediği operasyonlarda, çok sayıda sivil Afganın da öldüğü kaydediliyor.” (Haber 7, 31.12.07)
AP’ye göre, ölen 6500 kişinin 4500’ü Tâlibân askerleri ise, geriye 2000 ölü kalıyor. NATO işgál askerleri 221 kişi kayıp verdiğine göre, 1779 tâne de Afgan sivil ölmüş demektir. Demek, 2007 yılı Tâlibân için cehenneme dönmüş! Peki, o zamân NATO ülkeleri niçin ağlıyorlar? Bir senede 4500 askerini kaybeden bir teşkîlât çökmüş sayılmaz mı? Dedikleri gibi ise, şu yabancı yazarın, “NATO Afganistan’da sınıfı geçemiyor” başlıklı yazısı neyin nesidir? Joschka Fischer diyor ki:
“Afganistan'da işler iyi gitmiyor. 2001-2002 arasında bir noktada, Bush yönetimi Afganistan'a istikrar kazandırmanın ve ülkeyi yeniden inşa etmenin artık ilk önceliği olmadığına karar verdi ve bunun yerine Irak'taki rejimi askerî yöntemlerle değiştirmeye ağırlık verme kararı aldı. Afganistan bu nedenle, yönetimin yanlış yönlendirilmiş stratejisinin ilk kurbanı olarak görülebilir. Fakat Afganistan'da kötüye giden durumun tek suçlusu Bush yönetimi değil. ülkenin istikrarını ve güvenliğini güvence altına almak NATO'nun göreviydi ve bu nedenle, NATO'nun zayıf genel sekreteri ve Avrupalı müttefikler, özellikle de Almanya ve Fransa kötüleşen durumun sorumluluğunu paylaşıyor.” (Radikal, 26.12.07)
Görünen o ki, AP ajansı gerçeği aksettirmiyor. Ortada gizlenen bir şeyler olmalı. Nitekim, Afganistan İslâm Emirliği sözcüsü bir siteye şu açıklamayı yapmış:
“Geçtiğimiz 2007 yılı boyunca, şehâdet saldırıları, pusular ve gerilla saldırıları sonucunda, büyük çoğunluğu Amerikan işgálci askerlerden 2160 yabancı asker öldürüldü ve bundan daha da fazlası yaralandı. Ayrıca bu süreçte, Kâbil yönetiminin kukla askerlerinden 2216'sı öldürüldü, 425 ordu aracı yok edildi, 10 helikopter düşürüldü. Afganistan İslâm Emirliği mücâhidlerinden 304 kişi, İslâmî Şerîatin uygulanabilmesi için şehîd oldular.” (Alemara, 30.12.07)
Bu hesâba göre ise ölen 4680 kişiden 2160 NATO askeri, 2216’sı Karzaî’nin kuklaları imiş. AP’nin 6500 sayısını esâs alırsak, geriye kalan 1820 cesedin Afgan sivillere âit olduğu söylenebilir ki, iki açıklamanın biribirine tek yaklaşan rakamı bu. Şimdi NATO’nun kaybı 221 mi, 2160 mı? Tâlibân askerleri 304 şehîd mi verdiler, 4500 zâyiat mı? Rakamlar arasında bu kadar farklılık olur mu? Bir mes'ele hakkında iki ayrı açıklama varsa ve bunların ikisi de biribirisine taban tabana zıtsa; elbette ortada bir yalan olduğunu anlamak için müneccim olmak gerekmez.
Fischer mezkûr yazısında diyor ki:
“Batı'nın Afganistan'da başarı şansını taahhüt ve siyasi öngörü eksikliği nedeniyle harcaması, trajediden daha fazlası, benzersiz bir siyâsî budalalık anlamına gelir. Böyle bir durumda Avrupa'nın kabul edilemeyecek derecede yüksek bir bedel ödemesi gerekecek ve NATO'nun geleceği de büyük olasılıkla tehlikeye girecek.”
NATO’nun geleceği dahi tehlikede ise, o zamân AP yalan, Tâlibân da doğru söylemiş olmuyor mu? 2007 senesi işgál kuvvetleri için bir “cehennem” olmuşsa, ya 2008, ya 2009, ya 2010 ne olur acabâ? Şunun şurasında Hicrî 1429’a ne kaldı ki...