Sigara yasak, ya puro?..
Yeni yılla birlikte sigarayla ilgili yasaklar da genişletiliyor. Kamu binalarının kapalı alanları, buna koridorları da dahil, her türlü eğitim, sağlık, ticaret, sosyal, kültürel, spor, eğlence ve benzeri amaçlı binaların kapalı alanları, taksi hizmeti verenler de dahil olmak üzere, karayolu, demiryolu, denizyolu ve havayolu toplu taşıma araçları da yasak kapsamına giriyor.
Ve bunların açık alanları da yasağa dahil. Hepsine eyvallah!.. Ve bunları planlayan kişilere de bilseniz ne kadar teşekkür ediyorum. “Sigarayı 20 yıl kadar içen, (hemde günde 2 pakete yakın) daha sonra da Allah’ın yardımıyla bırakmayı başaran bir insan olarak, ömrümün sonuna kadar sigaranın zararlarını anlatacağım. Bu benim insanlık borcum çünkü.”
İnsanlar sigarayı bıraktıktan sonra yaşamlarının çok daha kaliteleşeceğini bir anlasalar, inanın ki anında paketi yırtar atarlar. Ama ah bir anlasalar!.. Neyse devam edelim muhabbete. Yasak spor alanlarını da kapsıyor, dedik. Yani maç seyreden insanlar da artık öyle “sigaramın dumanı, yoktur yarin imanı” misali, sigaralarının dumanlarını savuramayacaklar.
Ancak, benim sigaradan da, daha fazla içerlediğim bir şey var. 0 da puro!.. Gidin stadyumların VIP tribünlerine, üç kişiden birinin elinde 15 cm’lik puro görürsünüz. Fenerbahçe stadında da, Ali Sami Yen’de de, İnönü’de de bu sahneler bolca görünür. Meşhur laftır; “Görmemişin oğlu olmuş, çekmiş bir tarafını koparmış.”
Puro işi de aynen böyle. Gösterişten başka bir şey değil. Birbirine hava atma!.. “Vay canına!.. Ahmet Bey’in içtiği puroya bak, harbi Havana!.. Ya Mehmet Bey’in?..
0nun ki Kolombiya. Yüzdeyüz Bogota.” 0lay bu!..
Adam içmesini bari bilse, gam yemeyeceğim.
İki fırt çekiyor, yanındakini duman içinde bırakıyor, ardından da etrafı kesiyor, “Var mı bana bakan” diye!..
Bir de acayip kokuyor o puro, tam mide bulantısı.
Bosna-Hersek’le oynadığımız son Milli maçta, sonradan görmüşün biriyle az daha münaşaka ediyordum. Sanki dumanı kasıtlı üflüyor yüzümüze. Neyse, biz konuşunca yanımızdakiler de bizi arka aldı ve adam purosunu söndürmek zorunda kaldı. Millet de bir acayip. Karnından konuşan bir toplum olduk. Tabii lokomotif önemli.
çıkcak bir fedai. Ardından da millet konuşacak.
Bizimkisi de aynen öyle oldu. Netice-i kelam; hükümetin “dumanaltı olanları kurtarma operasyonu” olarak nitelediğim bu kararlarını destekliyorum. özellikle bu sigara yasağının stadyumlara da yansıtılmasından duble keyif aldım. Sporun ve sporcunun dostu olduğunu bir kere daha ispat eden “Başbakan Tayyip Erdoğan” ve ekibini kutluyorum.