Ahmet Varol

Ahmet Varol

Halid Meş'al ile

Halid Meş'al ile

Allah’ın izniyle Şam ziyaretimiz bayağı faydalı oldu. Faydalı olmasını sağlayan önemli faaliyetlerimizden biri de Filistin İslâmî Direniş Hareketi’nin Siyasi Birim başkanı Halid Meş’al’le görüşmemizdi. Meş’al’le görüşmemizde Filistin’in son durumu ve yaşanan gelişmeler hakkında kendisine sorular sorup bilgiler almaya çalıştık. Bugünkü ve inşallah yarınki yazımızda da onun verdiği bilgilerden bazı notlar aktaracağız.
Meş’al, Filistin’in genel durumuyla ilgili sorumuza verdiği cevapta Filistin topraklarında bugün ciddi bir kriz yaşandığını ve bunda değişik çevrelerin farklı ölçülerde sorumluluğunun olduğunu dile getirdi. Tüm insanlığın birlikte sahip çıkması gereken Filistin’de genel bir ihmal ve ilgisizlikten dolayı böyle büyük bir sıkıntının yaşandığına dikkat çekti. Haksız bir işgal sebebiyle Filistin halkının yarısının kendi topraklarında işgal altında mağdur edildiğine diğer yarısının da dünyanın değişik bölgelerinde dağınık bir vaziyette mülteci hayatı yaşadığına dikkat çeken Meş’al bunun sona ermesi için mücadele ve direnişin Filistin halkının en meşru hakkı olduğunu vurguladı. Filistin halkının topraklarının işgal edilmesine, haklarının gasp edilmesine ve insanlarının yurtları dışına çıkarılmalarına sessiz kalanların, bu halkın verdiği meşru mücadeleyi mahkûm etmeye ve bu meşru mücadelesinden dolayı onu cezalandırmaya kalkıştığını dile getirdi. Meş’al cevabında Filistin’de ortaya çıkan durumun bugün uluslar arası toplumun, tüm dünya ülkelerinin alnında bir kara leke olduğunu söyledi.
Halid Meş’al, Filistin halkına yönelik ilgisizlikte veya onu hedef alan tecrit politikasına destek verilmesinde ABD baskılarının birinci derecede rol oynadığını ifade ederek bu halkın sadece işgalden dolayı değil aynı zamanda bir uluslar arası acziyetten dolayı böylesine büyük bir sıkıntıyla karşı karşıya olduğuna dikkat çekti. Bu acziyetin İslâm ülkelerinin ve Arap dünyasının diplomatik çizgisinde de etkileyici rol oynadığını belirtti.
Meş’al’le sohbetimizin ikinci önemli konusu Gazze’ye uygulanan ambargo ve artık tam anlamıyla bir insanlık dramına dönüşen kuşatmaydı. Biz sohbetimizi yaparken Gazzeli hacıların birkaç gün süren dönüş sorunları yeni sonuçlanmış ve hacılar Rafah kapısından giriş yapmışlardı. Hacıların işgal devletinin kapı oyununa gelmemeleri ve çıktıkları kapıdan giriş yapmak için her türlü zorluğa katlanarak direnmeleri de önemli bir başarı ve fedakârlıktı. Hacılara oynanan kapı oyunu sadece onları değil tüm Gazze ahalisini ilgilendiriyordu ve aynı zamanda bütün insanlığın şu an karşı karşıya olduğu durumu gözler önüne seriyordu.
Hacıların ısrarlı direnişlerinin sonuç vermesinde birtakım uluslar arası kuruluşların onların seslerini duymalarının, direnişlerine sahip çıkmalarının, destek vermelerinin ve özellikle Mısır’ın ihanetine tepki göstermelerinin de önemli rolü olmuştu. Bu gelişme, Filistin halkının haklı ve meşru mücadelesine etkili uluslar arası organların, insanî kuruluşların, insan haklarıyla ilgilenen organizasyonların destek vermesi halinde baskıcı ve hileci tarafların dize getirilmesinin mümkün olduğunu göstermektedir. Bu da, Gazze’de ortaya çıkan durumda insan hakları konusunda sorumluluk üstlenmiş kuruluşların ihmallerinin de bir payı olduğuna delalet etmektedir.
Hacıların, Hüsni ile Olmert’in kapı oyunlarına gelmeyerek Rafah sınır kapısından giriş yapmadaki ısrarları ve mücadeleleri sonuç vermişti ama bu Gazze’deki dramın sona ermesi anlamına gelmiyordu. Hacıların dramı tüm bölgede yaşanan insanlık dramının sadece çok küçük bir parçasını oluşturuyordu. Biz de Meş’al’le sohbetimizde bu konu üzerinde durduk.
Halid Meş’al, bugün Gazze’de sadece HAMAS’ın veya İsmail Heniyye hükümetinin değil bir buçuk milyon insanın sırf siyasî tercihlerinden dolayı insanlık dışı bir metotla cezalandırıldığına, Gazze ahalisinin asla tasvip edilemeyecek bir politikanın cezalandırma metodunda kurban seçildiğine dikkat çekti. Uluslar arası ambargonun, işgal devleti muhasarasının ve askerî saldırıların devam etmesi sebebiyle Gazze halkının ciddi bir problemle, tüm insanlığın utanç duyması gereken bir büyük dramla karşı karşıya olduğunu vurguladı. Kuşatma yüzünden tedavi için dışarıya çıkamamaları sebebiyle elliden fazla hastanın hayatını kaybettiğine dikkat çeken Meş’al: “Biz burada sohbet ederken, sadece bugün gerek işgalcilerin saldırıları sonucunda ve gerekse komployla on Filistinli hayatını kaybetti” dedi.
Dediğimiz gibi sohbetimizden notlar aktarmaya inşallah yarın da devam edeceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Varol Arşivi