FUTBOLDA Avrupa Kupaları’nda takımımız yok. Kimi kafadan gitti, kimi Mart’ı ancak çıkardı. Milli Takım ise yüzde bir olan şansının yardımı ile Fransa-2016’ya direkt katılma başarısını elde etti. Yani bu başarıyı da derinliğine incelersek, artık kurtulduk, bundan sonra rahat yürürüz yorumu yapmak mümkün müdür?

Peki, 80 milyonluk bu ülkede başka spor branşı yok mu? Var... Hem de futbolun mali portresinin, bütün branşları toplasan, değer, yatırım olarak onda biri kadar bile değildir. Ama ne var ki, bugün hem basketbolda, hem de voleybolda, kadın veya erkek Avrupa’da finaller oynamaktayız, final gruplarında parkelere çıkmaktayız.

En son Galatasaray basketbol takımı Avrupa’nın kulüplerarası iki numaralı kupasında finale dayandı. Hem de ne yarı final maçından sonra. İzlerken şakır şakır ter döktüğümü söyleyebilirim. İstanbul’da 14 sayı ile kazanılmış maçın rövanşını uzatmada 13 sayı farkla kaybetti Galatasaray... Olsun, finale çıktı ya... Başta Ergin hocam olmak üzere sporcusundan yöneticisine kadar hepsini kutlarım.

Fenerbahçe ve Vakıfbank Kadın voleybol takımlarımız Avrupa’nın bir numaralı kupasında dörtlü finaldeler. Ve ne büyük talihsizlik ki, yarı finalde birbirleriyle karşılaşacaklar. Ne yapalım kader bu... Ama olsun benim bir Türk takımının finalde salona çıkacak ya... Bu da büyük bir başarıdır.

Fenerbahçe’nin erkek basketbol takımı da Avrupa’nın birinci kupasında son sekiz takım arasına girmeyi haftalar önce kazandı. Şimdi sırada son dört takımın şampiyonluk için oynayacağı final-four’da... Ben bu takımın, hele hele Vesely de ucundan kenarından biraz yetişirse, bu sezon bu kupayı kazanabileceğine inanıyorum. Bu inancımın en büyük dayanağı da Fenerbahçe takımının dış şutlarından oluştuğudur. Antiç’le bile...

Bildiğiniz gibi Kadınlar Avrupa Birinci Kupası dörtlü finali de İstanbul’da oynanacak. Bu final oyunlarında temsilcimiz Fenerbahçe var. Hem de açık ve net olarak ve de sahibi konumu ile... Maçlar Ataşehir’deki Arena’da oynanacak... Ben bu takımımızın da bu dörtlü kapışmadan en büyük favori olduğuna inanıyorum.

Özetlersek, futbol sadece ve sadece Milli Takım’la nefes alabilmişken, basketbol ve voleybolda önümüzdeki günlerde, sayıyı bilmem ama en azından iki Avrupa Kupasını müzemize getirebiliriz görüşündeyim. O halde bu maçlara odaklanalım. Ve de “Amatör branşlar paralarımızı emiyor” gibi çağ dışı yakınmaları da artık bırakalım. Bu kafada olanlar da kendilerini spor kulübü olarak lanse etmesinler. Ya da” Biz artık sadece futbol kulübüyüz” deyip İngiltere sınıfına geçsinler... Nasılsa bu ülkede spora gönül vermiş birçok büyük iş adamımız, firmamız var. Onlar ellerini futbol dışı sporların altına sokup, bize nice şampiyonluklar getirebilirler. Sanki şimdi bu firmaların, şahısların payı yokmuş gibi yazıyorum ben de... Ne yapalım ama acı gerçek de bu değil mi?