Ahmed Davuoğlu Başbakanlığı bırakacağını ifade etti. Bu Türkiye’nin pek alışık olmadığı bir hâl..

Ülkemizde en küçük hemşeri derneklerinden tutun da en yüksek idarî makamlara kadar bir koltuğa oturan bir daha kalkmak istemiyor.

Hususen siyaset sahasında liderlerin değişmesi için emr-i Hakk’ın vaki olması beklenir. Türkiye’de koltuktan direk kabre giden çok lider vardır.

“Hizmet kapısı” olması icab eden ve “en çok hizmet edenin, en çok çalışanın, gayret edenin” hakkı olan o makamlar birileri tarafından âdeta parsellenir.

İçimizde taşıdığımız “nefs” bizi böyle davranmaya sevk eder.

Bu hususta İmâm-ı Rabbânî Hazretlerinin müthiş bir tespiti vardır:

“Nefs-i emmâre hiç kimsenin emri altına girmeyip, herkese emretmek ister.”

Nefs-i emmâreden geçemeyen insanoğlu o makamlardan da geçemez.   

Tarihimize baktığımızda II. Murad Hân “makamdan geçme” hususunda güzel bir misaldir.

II. Murad Hân en kudretli zamanında tahtından feragat ederek oğlu Şehzade Mehmed’in Hakanlığının önünü açmış ve “büyük fetih” o genç padişaha müyesser olmuştur.

Davudoğlu da en güçlü zamanında Başbakanlık koltuğunu bıraktı. Bu hâliyle bize II. Murad Hân’ı hatırlattı. Bu feragat yeni fetihlere vesile olur mu onu da zaman gösterecek..

Bizim yazımızda asıl dikkat çekmek istediğimiz mevzu Sare Davudoğlu hanımefendi..

Bize göre Davudoğlu’nun Başbakanlığı döneminin en büyük kazanımlarından biri Türkiye kamuoyunun Sare Davudoğlu gibi hanımefendiyi tanımış olması..

Sare hanım lider eşleri arasında tevazuu ile öne çıkan kıymetli bir isim.

Giyim-kuşamda hem aşırıya kaçmayan hem de bulunduğu konumun vakarını yansıtan görünümüyle müslüman hanım imajına katkıda bulunmuştur.

Büyük kongrede erkeklerin elini sıkmaması zenginleştikçe Avrupaîleşen, inanç değerlerimizden uzaklaşan kitleye karşı güzel bir mesajdır.

Bir erkek mahremi olmayan bir kadının elini neden sıkar? Yahud tam tersi bir kadının mahremi olmayan bir erkeğin elini sıkması ne demektir?

Böyle bir selamlaşma bizim dinimizde töremizde yoktur. 

Son asırda cemiyetimize yerleştirilmeye çalışılan bu gibi haramlara karşı evvela ön planda olan şahısların azamî derecede dikkat etmesi çok elzemdir.

Sare Davudoğlu dört yaşındayken doğum esnasında annesi vefat etmiş. Bunun üzerine kadın doğumcu olmaya karar vermiş.

Liseyi birincilikle bitirmiş, üniversiteyi İstanbul Tıp’ta okumuş.

Ahmed Davudoğlu, doktora için Mısır ve Ürdün’e gittiği senelerde İstanbul’da çocukları ile beraber kalmış.

Davudoğlu’nun Malezya İslâm Üniversitesinde ders verdiği 1990-1995 senelerinde Malezya’ya yerleşmişler.

Sare Davudoğlu Türkiye’ye döndüklerinde kendi hususî muayenehanesinde çalışmaya devam etmiş. 

Kürtaj ve sezeryan karşıtı kampanyaları destekleyerek normal doğumu teşvik eden açıklamalarda bulunan Sare Davudoğlu, teröristlerin şehit ettiği bir askerimizin hanımının doğumunu da katılmıştır.

Hem dört çocuk annesi, hem bir liderin en büyük destekçisi; hem yüksek tahsilli, hem de muhafazakâr bir Anadolu kadını olan Sare Davudoğlu genç kızlarımız için bir numune-i timsaldir.