Halil Mert

Halil Mert

BAĞRIMIZA SOKULAN FİTNE “İSLAMİ TERÖR!”

BAĞRIMIZA SOKULAN FİTNE “İSLAMİ TERÖR!”

“İslami Terör!” tabiri bir Müslüman için ne kadar kötü değil mi?

İnsanın tüyleri diken diken oluyor adeta. Nereden çıktı IŞİD, nereden çıktı bu Selefi akımlar.. “Allahüekber” nidaları ile birbirini vuranlar, Müslüman kanı akıtmaktan geri durmayanlar..

Aslında bunlar yeni değil.

Sıffin’den, Cemel’den, Kerbela’dan bu yana maalesef kavga var.

Geçmiş kavgaların özünde itikat sorunu yoktu. Kerbela’da kan dökenlerin derdi sadece şahsi menfaat, İslam öncesinden kalan düşmanlıklar vb. idi. İslam Tarihi içindeki mezhep savaşlarına baktığınızda da arka planında siyaset ve menfaat olduğu görülecektir.

 

Ya günümüz?

Günümüzde maalesef, sadece ameli farklar değil, İtikadi sorunlar da oluşturuldu. En tehlikelisi de bu. Düşünün Selefilikte aşırı giden bazı guruplar var artık Mısır’da, diğer İslam Ülkelerinde, namaz kılan ama Allah Resulü (SAV)’in risaletini kabul etmeyen…

Daha öncede yazmıştım. Gerek Şia’da gerek Ehl-i Sünnet’te oturmuş geleneksel, çoğunluğu kucaklayan orta yol diyebileceğimiz duruşlar vardı. Güçlü Osmanlı İslam Devleti ile de gerek itikat, gerek amel, İslam’ın emirleri ve duruşlar korunuyordu. Medreseler arası irtibatlar vardı. Hatta alimler İstanbul’a da gelirdi, Bağdat’a, Kahire’ye de giderdi, Kum’a, Necef’e de.. Halife’nin Cihad-ı Ekber çağrısına Sünni-Şii birçok ulema iştirak etmişlerdi zamanında.

 

Peki, bu gün ne oluyor?

Merhum Koca Sultan diyor ki; “Hangi taşı kaldırsam altından İngilizler çıkıyor.”

Vahhabiliğe bakın, İngiltere var. IŞİD’e bakın İngiliz, ABD operasyonu. Selefi akımların arkasında da onları bulursunuz. IŞİD’in insan kaynağının çoğu Avrupa ülkelerinin yurttaşları. Cellâtların çoğu İngiliz Vatandaşı. Sizce bu normal mi?

Araplar’ı ayaklandıran Lavrens’i düşünün. Çölde şeyh ilan etmemişler miydi?

Günümüze gelince farklı mı?

Orta yol üzere olmayan yani radikal ve ılımlı, diyalogcu diyebileceğimiz iki sulandırılmış ve yozlaştırılmış akım var. İkisinin de arkasında İngilizler var. Türkiye’de Paralel Yapı oluşturup darbe yapan vaiz ABD’nde yaşıyor, Pakistan’ın darbeci, diyalogcu vaizi Kanada’da.. Düşünün lütfen!

 

Ya Saddam’ın hızlı yenilişinde orta yol üzere zannettiğimiz tarikat, cemaat yapılarının parmağı? Bize hiç duyurulmuyor değil mi? İnternete sadece “Irak İşgali’nde tarikatlar”, “Irak’ta İslami Tarikatlar” yazın, mesela; “Kesnizani Kadiri Tarikatı”nı inceleyiniz. İngiliz-ABD Eksenli işgale katkılarını, tarikat mensubu general ve askerlerin Irak’ı nasıl sattığını gözyaşları ile okuyunuz.

 

Ülkemizde de devletimiz zayıflasa Allah Korusun, farklı bir sonuç beklemiyorum. Bildiğim hiçbir cemaatin İttihad-ı İslam gibi bir davası ve sevdası yok. Milletimizin ve Devletimizin güçlü, bölgesinde etkin olması gibi bir hesabı yok. A cemaatinin paralel yapılanmasına karşı mücadele ediyorsunuz, B Cemaati yapılanmaya çalışıyor. “Bunda ne kötülük var?” diyebilirsiniz. Yapılanırken adalet yok, liyakat yok, ehliyet yok. Peki, bunlar olmazsa dirlik olur mu? Birlik olur mu? Uhuvvet olur mu? İhlâs olur mu?

Bana şu anda Ülkemizin, Ümmetin, Milletimizin birliği için bir araya gelen, istişare eden, birlikte görüntü veren iki tane cemaat, tarikat vb. lideri söyleyin. Böyle bir şey olsa hemen el altından birinin diğerine tabii olduğu dedikodusu yayılır endişesi ile bunu asla yapmazlar. Müridler ise kimin Müctehit, müceddit vs. olduğunun derdinde ve iddiasında. Sanki Allah (CC) Risalet benzeri böyle bir makam ve statü tahsis etmiş gibi.  

      

MÜSLÜMANLAR BÜYÜK BİR ŞÜRA VE İSTİŞARE HEYETİ OLUŞTURMALIDIR. TABİİ PARALELİNDE İSLAMİ İLİMLER AKADEMİLERİ VE FETVA HEYETİ. BU YAPILMAZSA ÜMMET VE İTİKADIMIZ SULANDIRILMAYA DEVAM EDECEKTİR. BUNA ÖNCÜLÜĞÜ TÜRKİYE YAPMALIDIR. İRAN, MISIR, S. ARABİSTAN, MALEZYA GİBİ BÜYÜK İSLAM ÜLKELERİ’NDEN ÂLİMLER VE İSLAMİ EĞİTİM KURUMLARI BU ÜST YAPININ ÜYESİ OLMALIDIR. BU YAPILMAZSA İNGİLİZ, ABD, RUSYA VB. ÜLKELERİN ŞEYHLERİNİ BEKLEYİNİZ.

İtikadımızı bozarak sokulan fitne kıyamete kadar büyür. Sonuçta Müslüman Kimlikli kişiler ve kurumlar birbirini düşman görüp asıl düşmanı görmemeye hatta onlara alet olmaya devam edecekler.

 

İsrail ile anlaştık. Burada bile elli parçaya bölündük. İsrail, İslam Coğrafyasına sokulmuş bir hançerdir. Kabul!.. Peki, bu hançeri kim soktu? Neden hançeri sokana düşman değiliz? Hiç İslamcı gruplardan İngiliz ve ABD karşıtı bir söz duyuyor musunuz? Yahudi’lere tarihte en büyük katliamları Katolikler yapmıştır. Tarihin her devrinde de Hıristiyan zulmünden Müslümanlara sığındılar. İsrail hançeri Katoliklerin elinden alınabilir. Ülkemiz artık büyük hesap yapacak güce ulaşmaktadır. Tek eksiğimiz Milli Birlik’tir. Milli Birliğe muhalif sadece SOL unsurlar mıdır? İyi düşünelim. Acaba muhafazakâr zannettiğimiz kesimler Milli Birlik’ten yana ne kadar samimidir?

Ülkemizdeki mevcut İslami Yapılar mazinin Çanakkale Kahramanları gibi, Fetih Orduları’nın yiğitleri gibi münevverleri çıkartabilecek iradeye ne kadar sahiptir? Mensuplarının asıl kaygısı “ Biz İ’LAY-I KELİMETULLAH’ın ne kadar davacısıyız?” olmalıdır.

 

Mübarek Ramazan’ın şuurlanmamıza ve Milli Birlik ve Beraberliğimize vesile olması temennisi ile Kadir Gecemizi ve Bayramımızı tebrik ederim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Mert Arşivi