Faili meçhul cinayetler ülkede gündemini koruduğu sürece bilin ki ülkemiz yeni suikastlara gebedir. Son 25 yılın cinayetlerine bakın. Org. Eşref Bitlis, Albay Kazım Çillioğlu, Uğur Mumcu, Necip Hablemitoğlu, Aytunç Altındal, Muhsin Yazıcıoğlu, Tahir Elçi, Cem Ersever, Gaffar Okkan, Hulusi Sayın, ASELSAN Mühendisleri… ve sayamadıklarımız...

Bu insanlar farklı zamanlarda katledildiler.

Cinayetlerde dış güçler, farklı gurupları kullandılar.

Şahsi kanaatim Ergenekon Sürecine kadar eski Özel Harp kökenli unsurları kullanmış olabilecekleri. Sonrasında ise, FETÖ unsurları. Özellikle Jandarma ve Polislerden yararlanıldığını değerlendiriyorum. Şunu da ifade edeyim FETÖ Unsurları sanıldığı gibi son 15 yılda çıkmadı. 1985’ten itibaren her türlü eylemi yapacak kadar güçlüydüler. 1986 yılında Askeri Liseye girenlere soruları temin edip, öğrenci sokacak kadar güçlü bir yapı.

Bu cinayetlere aslında Arınç Suikastı bahanesi ile Kozmik Odalara girilmesi sonucu isimleri yabancı istihbarat servislerine ve PKK’ya verilip katledilen Türkiye ile hareket eden Kuzey Irak’lı Türkmen, Kürt ve Arap vatanseverlerimizi de ekleyiniz.

Ayrıca cinayetlere, devlete muhbirlik yapan ve ilgili terör guruplarına isimlerinin verilmesi sonucu katledilenleri de ekleyin.

ASELSAN Cinayetleri, H. Dink Cinayetinde jandarma ve polisin durumu ortadadır. Bu manada sadece savcılıklar kadar, kolluk kuvvetleri de incelenmelidir.

Bu cinayetlerin faili meçhul kalması devletin ayıbıdır.

Malum FETÖ’cü devlet memurları atılıyor. Peki ya PKK’lı ve diğer terör gurupları üyesi memurlar, öğretmenler… Belediye Başkanları, siyasiler… Bunlarla ilgili işlem yapılmayacak mı? OHAL’den bu yönü ile de yararlanılmalıdır. Güneydoğu’da okul müdürleri vuruldu terörist lideri olarak. Devletin okullarından, üniversitelerinden bölücü, FETÖ’cü teröristler çıkıyorsa sorun devletin ihmali, zaafa uğratılması değil midir?

Terör gurupları sosyal medyada çok etkindir. Kahvede, camide, köy, kasaba derneklerinde.. Düşünün camide bölücü ve ateist PKK, devletten daha etkin. Burada sizce de bir sorun yok mu? Hem de sadece Doğu Anadolu’da değil, İstanbul’da, doğudan gelen insanlarımızın yaşadığı mahallelerde…

Hemşehri dernekleri Bölücü unsurların en güçlü olduğu yerlerdir. Buralarla örgüt hem doğudaki ilgili mahalli, hem de Batıdaki şehirlere göçmüş ve yerleşmiş insanları eşzamanlı kontrol etmektedir.

FETÖ temizliği devam ediyor. Aşırı sol örgüt ve gurupların içine sızdırdığı insanlar yakalandı. Peki, siyasi partilere hiç mi sızamadı? Diğer cemaat ve tarikat yapılarına hiç mi sızamadı?

“Cemaat yapıları incelenmeli!..” diyoruz. Hemen cemaat ve tarikat düşmanı ilan ediliyoruz. Yetmedi! İslam Düşmanı ilan ediliyoruz. Çok acımasız tenkitler alıyoruz. Lütfen düşünün Bu ülkede “Besmele çekemeyen” uyuşturucu imalatçısı Ali Kalkancı tarikat şeyhi ve lideri oldu. Adamın biri çıplak kızlarla dini program yapıyor, bir başkası aleni İngiliz Devlet ricali ile iç içe.. Cemaatini istediği siyasi partiye oy vermeye yönlendirmeyen cemaat ve tarikat yok denecek kadar az. Bir başka büyük cemaatin içinde işlenen hocaefendi cinayetlerinin arka planında hangi hesaplar vardı?

Tekrar soruyorum, Ümmetin ve Milletimizin birliği için bir araya gelen, birbirini “Kardeşimdir.” deyip Allah rızası için ziyaret eden iki tanecik hoca, şeyh, dede, pir, üstad vb. söyleyin bana..

AKPARTİ başta olmak üzere, MHP ve CHP’nin içinde de çok FETÖ’cü olduğunu değerlendiriyoruz. Ancak özellikle de AKPARTİ de… Bir zamanlar AKPARTİ’de FETÖ’cü olmak Cumhurbaşkanımıza rağmen itibar ve üstünlüktü. Ne oldu da bir anda yok oldular? Çok açık yazıyorum 17-25 Aralık’tan sonra bile FETÖ’cü savcıları, hâkimleri himaye ettiğini tv’de bile ima eden, Kozmik Oda Operasyonunun bir parçası olmuş B. Arınç ifadeye demi çağrılmayacak? İtirafçı ifadelerinde isimleri geçen eski bakanlar, mevcut milletvekilleri… Belediye Başkanları..

İBB Başkanı ile ilgili sosyal medya kaynıyor. Kendisi bizimle dalga geçer gibi, FETÖ’cü damadının “17-25 Aralıktan sonra irtibatını kesti.” diyor. Ama TUSKON’da en ön safta Cumhurbaşkanımızı ayakta tehdit ediyor, alkışlıyor. Neden zalime zalim diyemiyorsunuz? Neden sahipsiz garibanlar suçlu hep? Askeri okullardan atılan 15-16 yaşında çocuklar kadar da mı suçlu değil bu zevat? Bekliyoruz.

Bir daha yazıyorum, Jandarma tayin Listesini birisi incelesin. Okullarda onların adamları vardı. Okullardan da personel ve İstihbarat birimlerine tayinleri yapılmış. İhraç edilenlerin listesine baktım. Bir tane ihraç yok. Kuvvet Komutanlıklarının tayinleri zaten darbe öncesinde yapılmıştı. Hem de FETÖ’cü tayin subaylarınca.. Tedbir almak ve kamuoyunu bilgilendirmek ilgililerin üzerine borçtur.

Devleti yeniden yapılandırıyoruz iddiası şekil değişikliğinden ibaret kalırsa sadece kandırmaca olur. Daha da kötüsü yürüyen devlet düzeni de sulandırılmış olur. Yani kaş yaparken göz çıkar. Esas olan ihaneti silip süpürmek ve devletin dışına cezalandırıp atmaktır. Gereğinin ihanetin organize edildiği, himaye edildiği seviyelerde de yapılmasını bekliyoruz. Kuzuları kurtlara teslim edenler ve zamanında Cumhurbaşkanımızın karşısına çıkanlar da dershane süreci dâhil hesap vermelidir, suçlu ise cezalandırılmalıdır. Sayın Nurettin Veren vb. kişiler birçok siyasiden, üst düzey yöneticiden bahsetti, bu adamlarda izzet ve şeref varsa, giderler kendileri savcıya ifade verirler, masum oldukları konusunda ancak o zaman halkta kanaat oluşur. Yoksa laf-ı gûzaf…

Necip Milletimiz her türlü saygı ve iltifata layıktır.

Lafa gelince Hz. Ömer’den, dağdaki kurttan onun kapacağı kuzudan bahsedenler, devletin, milletin mumu muhabbeti yapanlar.. Şehidlere, onların yetimlerine bir gün hesap vereceğinize inanıyorsanız gereğini yapın.. Şehidlerin kanları kurumadı, gözyaşları devam ediyor. Bilin ki zilletiniz de görülüyor.