Kimin hakkı?
Dünyaya gözlerini açan bir insan kendisini kuralları, emir ve yasakları çok olan bir sistemin içinde bulur… Birileri kendisine danışmadan kanunları koymuş, iktidar değişikliklerinde bazı kanunlar değiştirilmiş, bazı kanunlar başka ülkelerden transfer edilmiş, bazı kanunlar insan fıtratına ters iken bazı kanunlardan sadece mutlu bir azınlık faydalanır olmuştur…
Evet…
Allah’a ait olan bu dünyada kanunları Allah değil de insanlar koymuş, ama bu kanunlar tarih boyunca çoğunluğu mutlu edememiş ve toplumsal huzursuzluklara yol açmıştır…
İnsanların koyduğu kanunların yanında Allah’ın da koyduğu kanunlarla karşılaşırız… Allah’ın koyduğu kanunlara baktığımızda genelde şu ifadeler göze çarpar;
- Şunu söylemek yasaklanmıştır/haramdır
- Şunu yapmak yasaktır/haramdır
- Şunları yemek yasaktır/haramdır
- Şunları düşünmek yasaktır/haramdır
- Şöyle inanmak yasaktır/haramdır
- Şunları giyinmek yasaktır/haramdır
- Koku sürüp dışarı çıkmak yasaktır/haramdır
- Şu görüntülere bakmak yasaktır/haramdır
- Şöyle ticaret yapmak yasaktır/haramdır
Evet…
Hem Allah’ın hem de insanların koydukları kanunların olduğu bir beldede dünyaya gelmişiz… Allah’ın koyduğu kanunlarla insanların koyduğu kanunlara baktığımızda birbirleriyle çatıştığını görürüz… Mesela,
- Allah, sarhoşluk veren içeceklerin tamamının satılmasına ve içilmesine ‘haram!’ derken, bir bakmışsın içinde bulunduğun devlet, kendi eliyle içki fabrikaları açmış ve içki reklamların yapılmasına müsaade etmiş.
- Allah, ‘faiz haramdır!’ derken, içinde bulunduğumuz devlet kendi elleriyle bankalar açmış ve faiz reklamlarına izin verir hale gelmiş…
- Allah ‘zina haramdır!’ derken, içinde bulunduğumuz devlet, zina yerleri açarak zinayı meşrulaştırmıştır…
- Allah, ‘harama bakmayın’ derken, devlet yol kenarlarına çıplak resimlerin konulmasına izin vermiş ve onlardan vergiler almıştır.
- Allah, ‘gıybet etmek haramdır’ derken, devlet gıybet hakkında hüküm koyamayacak kadar zavallı olduğunu ispat etmiştir.
- Allah, ‘laf taşımayı yasaklarken’, devletler laf taşımak hakkında kanun koyaktan aciz kalmışlardır…
Hülasa, Allah, insanların ve hayvanların zulme uğramadan, adilce ve huzurlu bir şekilde yaşamaları için en ince detayına kadar kanunlarını, tavsiyelerini, emir ve yasaklarını bütün insanların anlayacağı bir şekilde, hem de uygulamalı olarak öğretmiş ve insanları bu kanunlara uymalarını da emretmiştir…
Allah’ın insanlar üzerindeki haklarını göz ardı eden bazı insanlar dünyayı boşluğa atılmış bir kara parçası olarak algılayıp kendi kafalarına göre kurallar ve kanunlar belirlediler… Bu kanunlara baktığımızda hemen hemen tamamının Allah’ın kanunlarına ters olduğunu görürüz…
Hem Allah insanın hayatına yön vermek istiyor hem de bazı insanlar… Maalesef dünyanın her yerinde Allah’ın yönetim ile alakalı bütün kanunları sanki bulutların üzerinde kaldı…
İşte böylesine karma-çorma bir dünyaya gelmişiz…
Hm Allah insanın hayatını Kendi kanunlarıyla yönetmek istiyor hem de insanın kendisi kendi üreteceği kanunla insanı yönetmek istiyor…
Allah hükmünde ortak kabul etmek istemezken insan Allah’a danışmadan kanunlar koydular…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.