Orhan Karataş

Orhan Karataş

Böyle devam edemeyiz

Böyle devam edemeyiz

Türkiye'nin içinde bulunduğu şartlar, akıl ve vicdan sahibi herkesin, ama en başka ülkeyi yönetme sorumluluğu taşıyanların oturup her şeyi yeni baştan düşünmelerini, kurgulamalarını ve uygulamalarını mecbur kılıyor. Bugüne kadar yapılanlar doğru ve haklı olsaydı, bu duruma gelmezdik. Yanlışta ısrar etmenin bir faydası olmadığı gibi, içeride ve dışarıda çok daha ağır sorunlar doğuracağı kesin bir gerçektir. Nitekim, dışarıdaki kahpe kuşatma büyük acılar verirken, içeride de çok ciddi ve herkesi endişelendiren gelişmeler yaşanıyor. Yeni yılın hemen öncesinde ve sonrasında yaşananlar, ayrışmanın, kutuplaşmanın, tahammülsüzlüğün, dayatmanın çok tehlikeli boyutlara ulaştığını, acı biçimde ortaya koydu.

SÖYLEMEK YETMEZ

          Böyle devam edemeyiz. Birlik ve bütünlüğe ihtiyacımız olduğu, ayrılıklarımızın, farklılıklarımızın değil, ortak değerlerimizin öne çıkarılması gerektiği herkes söylüyor. Ama sıra gereğini yapmaya gelince, kimse geri adım atmıyor. Kendisini, söylediklerini, yaptıklarını ve hedeflerini tek ve değişmez doğru olduğunu görüp, birlik ve bütünleşmeyi bunun üzerine kurgulamaya çalışmak, bir samimiyetsizliğin ötesinde, bugün yaşadıklarımızı daha da derinleştirmektir. Unutmayalım ki, "Yaşam tarzlarını saygılı olacağız, ama bizim gibi yaşamaları şartıyla" anlayışı ülkeyi bu hale getirdi. Bu dayatmayı yapanlar da bunun bedelini artık gördüler ve gördüler. Daha fazla ısrar etmek, bu ülkeye ve millete yapılabilecek en büyük kötülüktür.

VERECEK BİR ŞEY KALMADI

          Neresinden bakılırsa bakılsın, istisnasız her alanda bir yenilenmeye ihtiyacımız var. Nitekim, istemeyerek de olsa yönetim sorumluluğu taşıyanlar bu değişim ihtiyacına uymak zorunda kalıyorlar. Dış politika da çok çarpıcı değişimler yaşanıyor. Sıfır sorun yolunda, sorunlar bataklığına yuvarlandığımızı, ülkenin Başbakan Yardımcısı söylüyor. Keşke, bu yola çıktıkları gün, "sıfır sorun olabilmesi için, bütün iddialarınızdan, menfaatlerinizden vazgeçmeniz ve herkese istediğini vermeniz gerekir. Bunun sonu kaybetmek ve teslim olmaktır" diyenler dikkate alınsaydı. Verecek, feda edecek hiçbir şeyimiz kalmadı. Hep kaybeden taraf olduk. Daha da acı olanı, saygınlığımız, itibarımızın ve ciddiyetimizin yerlerde sürünmesidir. İtirazlarımız bu yüzden dikkate alınmıyor. Bu yüzden gözümüzün içine baka baka, bütün beklentilerimizi, önceliklerimizi yok sayıp bildiklerini okuyorlar. ABD'nin PKK uzantısı PYD'ye aleni desteği de, IŞİD'i kışkırtıp kenara çekilmesi de, AB ülkelerinin koalisyon sözlerini unutup, bir anda ortadan kaybolmaları da bunun sonucudur.

KENDİ İŞİMİZE BAKALIM

          AB ve ABD ile restleşmek, İncirlik üssü ve hatta NATO üyeliğini gözden geçirmek, yolun sonu değil, yeni bir başlangıç olabilir. Yeter ki, bundan sonra hata yapılmasın ve milli duruştan taviz verilmesin. Nitekim, Rusya ile yakınlaşmak, bölgede yeni ittifaklar aramak ve saplantıları bir kenara bırakıp şartlara uygun çözümler geliştirmek, sınırlarımıza sahip çıkıp terörle mücadeleyi gerekirse sınır ötesine de taşıyıp adam gibi ve kararlılıkla sürdürmek, İncirlik gibi avantajlarımızın kullanılacağını açık biçimde hissettirmek, anında sonuç vermiştir.ABD'nin terörü destekleyen ve BOP yolunda Türkiye üzerindeki hesaplarını açık biçimde hayata geçirmek rezilliği karşısında kararlı bir duruş ortaya koymaktan başka bir yol kalmamıştır. Kaldı ki, Trump'ın ne yapacağı, nasıl bir yol izleyeceği ve Obama yönetimini aratıp aratmayacağını kimse kestiremiyor. Dolayısı ile biz kendi işimize bakmalıyız. Yeni yönetimin tavrı, tarzı işimize gelirse mesele kalmaz. Aksi halde yolumuza devam ederiz ve buna da hiç kimse engel olamaz. Türkiye gibi bölgede her zaman etkili olabilecek bir devleti gözden çıkarmaları mümkün değildir. Yeter ki, biz bunun kıymetini bilelim.

SURİYE'NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ

         Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunmak ve bunun gereğini yapmak zorundayız. Orada ki belirsizlik, bölünme veya mevcut durumun devamı en çok bize zarar veriyor. Bu durumda Suriye'nin kendi sınırlarına ve topraklarına sahip çıkacak bir yönetime kavuşması en çok bizi ilgilendirmektedir. Esad saplantılarından kurtulmak önemli bir kilometre taşı olacaktır. Kaldı ki, Rusya ile kurduğumuz ittifakın devamı da bunu gerektiriyor. Rusya Esad'ın arkasında duruyor. Eğer oluşturduğumuz ittifak daha ileri aşamalara taşınacak, ateşkesin kalıcı olması ve Suriye'nin bütünlüğü yolunda adımlar atılacaksa, Esad'lı Suriye'yi en azından şimdilik yeniden gözden geçirmekten başka bir yol kalmamış gibi görünüyor. Hem Rusya ile yola devam edip, hem Esad'ı yok saymak, gerçekçi olmayacaktır. AKP nelerden döndü, nerelerden çark etti. Bir çırpıda onlarca örnek sayabilirim. Esad konusunda yeni bir yol izlemek belki de şimdiye kadar ki en hayırlı dönüş olacaktır.

İÇERİSİ DE FARKLI DEĞİL

          Durum değerlendirmesi yapıp, yeni bir siyaset geliştirmek içerideki gelişmeler için de geçerlidir. Terörle mücadele de çok ciddi zafiyetlerin olduğu Ortaköy saldırısı ile birlikte bir defa daha anlaşılmıştır. Yılların yanlışını bir anda ortadan kaldırmak mümkün olmuyor. Buna bir de FETÖ'nün yıkım eklenmiştir. Yapılması gereken çok şey var. İstihbarat yapılanmasından, güvenlik bürokrasisinin yenilenmesine kadar birçok ihtiyaç belirmiştir.Bunları daha önce ayrıntılı olarak değerlendirdik. Ama en ivedi ihtiyaç, toplumsal bütünlüğün sağlanması ve terörle mücadele edenlerin moral-motivasyonunun yükseltilmesidir. Daha önce çözülme yolunda yerle bir edilen milli ve manevi değerleri yeniden yerine koyarak işe başlanabilir. Türk milleti kimliğine sahip çıkmak, "Ne Mutlu Türküm Diyene" ilkesi etrafında buluşmak, yok edilen milli bayramları, milli değerleri yeniden sahiplenmek, şart olmuştur. Manevi değerlerin bu milletin ortak faydası olduğu unutulmamalı, pasta yapılıp yenilen Kabe gibi kutsallarımız artık istismar edilmemelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Orhan Karataş Arşivi