Çetin bir sınava tabi tutulduğumuzu unutmak ne acı verici bir durum… Ne oldu bize de basit bir sıvı olan meniden yaratıldığımızı unuttuk… Ne oldu bize de bir gün bu dünyadan her şeyimizi bırakarak göç edeceğimizi, geride kalanların normal hayatlarına kaldıkları yerden devam edeceğini unuttuk…

Ne oldu bize de sağ ve sol tarafımızdaki meleklerin yaptıklarımızı harfiyen kaydettiklerini unuttuk. Ve ne oldu bize de yarın mahşerde hesap defterimizin açılıp yaptıklarımızın tek tek hatırlatılacağını unuttuk… Yoksa bunlara iman mı etmedik!

Eğer iman etmişsek neden hayatımıza gereği gibi çekidüzen veremedik?

Değerli okuyucu kardeşim!

Buna inanın sizler gibi ben de her ne kadar da iman ettiğimi söylesem de gel gör ki yaşantımızda ‘yarın’ korkusu maalesef pek hissedilmiyor.

Bir yerde büyük bir arıza var. Bu arızanın acilen tespit edilmesi gerekiyor… Aksi halde pişmanlıkların karşılık bulamadığı bir durumla karşılaşırız Allah muhafaza…

Bugün yerin iki metre altındakilerin büyük bir çoğunluğu hesap kitabı düşünmeden can veren insanlarla dolu… Karşıdan karşıya geçip gecikmiş faturasını yatırmak isteyen bir insan geciktirdiği amellerden sorguya alınacağını hesaplamadan araba altında ölüm meleğiyle karşılaştığında durumu ne olur acaba?

Yeryüzünde kalış süresi sınırlı olup ta sınırsız bir âleme yolcu olacak olan insan hangi mantıkla sınırsız bir gelecek için hazırlık yapmayı düşünmez? Kalan ömrümüzde tüm dünyanın hâkimi olsak ne yazar? Geceli gündüzlü nefsimizin tüm isteklerini yerine getirsek ne yazar?

Sonuçta vakti geldiğinde ölüm meleği kesinlikle karşımıza çıkacak ve haydi gidiyoruz derken;

• Şimdi gelmeyi düşünmüyorum
• Yarım kalan işlerim vardı
• Ertelediğim ibadetlerim vardı
• Daha gencim
• Hayallerim vardı
• Hiç beklemezdim

Gibi sözler mi çıkacak ağzımızdan acaba? Bugün Tv’lerde alt yazıda filan yerde şu kadar kişi öldü denildiğinde kesinlikle birçoğu hazırlıksız yakalanmıştır…

• Henüz ölmedik!
• Bir fırsat daha verilmiş bizlere
• Geçmişteki günahlarımız için tövbe kapısı henüz kapanmamış
• Hala salih ameller işleme fırsatımız var
• Hala kalplerini kırdıklarımızdan özür dileme fırsatımız var
• Hala yarın başımıza nelerin gelebileceğini öğrenme fırsatımız var…

Değerli kardeşim!

Şu ayeti kerime beni çok çok düşündürdü… Gelin hep birlikte bir daha düşünelim;

“Nihayet onlardan (müşriklerden) birine ölüm gelip çattığında: "Rabbim! Der, beni geri gönder; Ta ki boşa geçirdiğim dünyada iyi iş (ve hareketler) yapayım." Hayır! Onun söylediği bu söz (boş) laftan ibarettir. Onların gerisinde ise, yeniden dirilecekleri güne kadar (süren) bir berzah vardır.”[1]

Evet… Şuan nefes alıyorsak yeraltındaki milyarlarca ölüden avantajlıyız demektir. Yapmamız gereken şey kalan ömrümüzün her saniyesini kontrollü harcamak… Yani, Kur’an ve sünnet ışığında hareket etmek…

Buraya kadar hemfikirsek yapmamız gereken ilk işin sahih kaynaklardan ölüm sonrası bilgilere ulaşmak olduğunu bilelim… Ölüm ötesi bilgiler bizlere dünya ve içindekilere farklı ve olması gereken bir bakış açısı sunacaktır. Böylelikle kalbimizdeki dünya sevgisini minimum seviyeye düşürüp ahiretimiz için hazırlık yapmaya başlamış olacağız inşaallah.

Evet…

Kabirde sorulan üç soru…

1. Rabbin kim?
2. Peygamberin kim?
3. Dinin ne?

Şimdiden hazırlığını yap kardeşim….!