Su-i zan demek bir varlık hakkında olumlu şeyler düşünmemek demektir… Bu varlık bir insan olacağı gibi Allah da olabilir… Su-i zan yapmak kalbi bir arızadır… Hele de tanımadığımız bir varlık hakkında yapılan su-i zan tam bir kalp hastalığının ispatıdır… Elde bir veri olmadan hükmetmek birçok açıdan kişiye zarar verir;

• “Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur.”[1]

Bir konuda uyarı yapılıyorsa eğer ve bu uyarıyı da Allah’u Teâlâ yapıyorsa bilin ki oracıkta şeytanın bir tuzağından bahsediliyor…

Bir İslam davetçisi, muhatabına illa ki Allah’tan ve Allah’ın insan üzerindeki haklarından bahsedecektir… Bunu bilen şeytan İslam davetçisinden önce davranıp Allah hakkında çok olumsuz bilgiler verip Allah’a karşı su-i zan beslemesini sağlayacaktır… Her vakıada suçlanan Allah’u Teâlâ olacaktır;

• Çocuğun mu olmadı, suçlu olan Allah!” (haşa!)
• Çocuğun mu öldü? canını erken aldığı için suçlu olan Allah’u Teâlâ!” (Haşa!)
• Zarar mı ettin? Başkasına o zararı vermediği için suçlu olan Allah!” (haşa!)
• Fakir mi kaldın? Suçlu olan Allah!” (haşa!)
• İşlerin hep ters mi gidiyor? Suçlu olan Allah!” (haşa!)
• Dualarına cevap mı gelmiyor? Suçlu olan Allah!” (haşa!)
• İstediğin gibi hayat yaşamana izin mi vermiyor? Suçlu olan Allah!” (haşa!)

İşte bu gibi sıkıntılı gibi gözüken durumlarda suçlanan hep Allah ya da kader olacaktır… Bir insan Allah hakkında su-i zanna başlamışsa eğer o insanın hidayete dönmesi hakikaten çok zordur… Çünkü Allah’a karşı su-zanda bulunduğu andan itibaren Allah ile bağlantısı-iletişimi tek taraflı kesilecektir artık… Boşluğa bırakılmış deli danalar gibi dolaşıp duracaktır…