Halil Mert

Halil Mert

Güncel.. Katar, Zehir, Adalet..

Güncel.. Katar, Zehir, Adalet..

Bölgemiz çok hareketli.

ÖNCÜ MİLLET, LİDER DEVLET olduğumuz için ve dünyanın merkezinde bir coğrafyada yurdumuz olduğundan… En önemlisi de Devlet-i Aliye ve Selçuklu gibi iki büyük dünya devletinin mirasçısı olduğumuzdan hedefteyiz.

 

Öncelikle, CHP’nin adalet yürüyüşünün arkasında da FETÖ olduğu ortaya net olarak çıktı. CHP’ni FETÖ’nün kaset operasyonu ile gelen biri yönetiyor. CHP’li milletvekilleri her türlü terör gurubuna destek veriyorlar. Bir gurubu sözde Atatürkçü, bir gurubu solcu, bir gurubu Alevi oylara talip.. Düşünün FETÖ’nün medya kuruluşlarının önünde Türk Polisi ile yaka paça kavga eden onlardı. HDP ile seçim ittifakı yaptılar.

FETÖ son iki genel seçimlerde Batıda CHP’ni, doğuda HDP’yi desteklediler. Malum Tetikçi Gazeteci ve Milletvekilini Hürriyete yönetici olarak atatan FETÖ.. Bu gazeteciyi daha önce bizzat Solcu yazarlar FETÖ ilişkileri kapsamında deşifre etmişlerdi. Ama şimdi yiğit geçinen bu gazeteciler de sus-pus..

MİT Operasyonunu, batıya servis eden, medyaya servis edenler ortada. Toplantıları ortada. Ne ilginç, Zaman Gazetesi’nin yöneticisi Ekrem Dumanlı, CHP Genel Başkanı K. Kılıçdaroğlu, Malum ihanet eden Gazeteci ve Milletvekili, Almanya’daki hain kaçak gazeteci bir araya geliyorlar. Sonuç, Milli sırlarımız jandarma Operasyonu ile komuoyuna duyuruluyor. Onlardan medyaya. Medya mensupları kendilerine bu bilgileri verenleri ifşa etmiyorlar. Düşünün 25 yıl hapis cezası alıyor. İtirafçı olsa sorun yok. Buradan ülkeyi getirmek istedikleri noktaları düşünebiliyor musunuz?

Hatırlarsanız Deniz Baykal’ın kaseti de benzer şekilde servis edilmişti. Hem de Siyasal İslamcı bilinen bir gazeteci aracılığı ile. Sonra bu adamda da Bylock çıktı. Allah bu namussuzlardan bizleri korumuş, korusun.

Şimdi; Adalet diye ETÖ, FETÖ, CHP, HDP, PKK, Dev-sol, DHKPC vs. bir araya geldiler. Aslında bu resim tek başına yetiyor. CHP’ne oy verip sonra kimse “Ben Atatürkçüyüm.” demesin. Kimse “Ben Vatanseverim.” demesin. Bu örgütlü bir ihanettir. Sonuçları Gezi Olaylarına dönüşmemelidir.

Ülkedeki kamplaşmada netleşmiştir. Kimler MİLLİ ve YERLİ, kimler İŞBİRLİKÇİ ve HAİN… Milli ve Yerli olan cephe Millet, Devlet ve Ümmet menfaatleri için bir araya gelmelidir. Artık Sol, Sağ, Alevi, Sünni, Türk, Kürt, Çerkez, Arnavut vs. ayrışmaları da ihanettir.

 

Katar mı?

Aklıma iki hikâye geldi.

İşte 'Sarı Öküz' hikâyesi…

Otlakların birinde bir öküz sürüsü yaşarmış. Çevredeki aslan sürüsünün de gözü öküzlerdeymiş. Ancak, öküzler saldırı anında bir araya geldiği zaman, aslanların yapacak bir şeyi kalmazmış. Bu yüzden küçük hayvanlarla beslenmek zorunda kalan aslanlar,  bir çare düşünmüşler. Topal aslan yanına bir iki aslanı da alarak, beyaz bayrak çekmiş ve öküz sürüsüne yanaşmış.

Öküzlerin lideri Boz Öküz ve yanındakilere tatlı dille konuşmaya başlamış: “Saygıdeğer öküz efendiler. Bugün buraya sizden özür dilemeye geldik. Biliyorum bugüne kadar sizlere zarar verdik. Ama inanın ki, bunların hiçbirini isteyerek yapmadık. Bütün suç hep o Sarı Öküz’de. Onun rengi sizinkilerden farklı ve bizim de gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor. Biz de barışseverliğimizi unutuyor ve saldırganlaşıyoruz. Sizle bir sorunumuz yok. Verin onu bize, siz kurtulun, yine barış içinde yaşayalım.”

Boz Öküz ve heyeti bu sözler üzerine aralarında tartışmış ve teklifi haklı bularak, Sarı Öküz’ü vermişler aslanlara. Bir tek Benekli Öküz karşı çıkmış ama kimseye derdini anlatamamış.

Bir süre sonra aslanlar yine aynı yöntemle gelip, bu kez Uzun Kuyruk’u istemişler: “Gördünüz mü ne kadar barışseveriz. Sizi de kararınızdan dolayı kutlarız. Ancak, şu sizin Uzun Kuyruk var ya, kuyruğunu salladıkça nereden baksak görünüyor ve aklımızı başımızdan alıyor. Size saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz. Oysa sizler normal kuyruklusunuz. Verin onu bize, bu konuyu kapatıp, barış içinde yaşamaya devam edelim.”

Boz Öküz ve heyeti, Uzun Kuyruk’u teslim etmiş, yine Benekli Öküz karşı çıkmış. Uzun Kuyruk, aslanların pençesi altında can vermiş.

Bu olay sürekli tekrarlanmış, her seferinde farklı bahanelerle. Sonunda öküzler zayıflamış, aslanlar küstahlaşmış. Artık, hiçbir bahane ileri sürmeden, doğrudan müdahale ederek, “Verin bize şunu, yoksa karışmayız.” demeye başlamışlar.

Birer birer aslanların pençesinde can verirken, Boz Öküz ve birkaç öküz kalmış geride. İçlerinden biri liderlerine, “Ne oldu bize, nerede kaybettik biz bu savaşı? Oysa vaktiyle ne kadar güçlüydük.” diye sormuş.

Boz Öküz, Benekli Öküz’ün sözlerini hatırlayarak, gözleri nemli “Biz” demiş, “Sarı Öküz’ü verdiğimiz gün kaybettik bu savaşı..”

Öküz örneği 250 yıllık son süreçteki manda ve himayeci hainleri ne güzel anlatıyor değil mi?

 

Diğer hikaye de şöyle..

Kerkük’te bir Şii, bir Kürt, bir Arap yolda giderken susamışlar. Bir üzüm bağı görmüşler, dayanamayıp girmişler. Bağın sahibi gelmiş birazdan yanında adamlarıyla. Kızmış bunlara ve kim olduklarını sormuş. Üç kafadar tanıtmış kendilerini. Bağ sahibi de Sünni Arap olduğunu söylemiş. Ellerinde birer salkım üzüm varmış arkadaşların. Üç-dört kat yüksek fiyatla ellerindeki üzümlerin parasını almış önce.

 Sonra dönmüş bu üç arkadaşa.. “Hadi siz ikiniz Sünni’siniz. Üzümlerimden yediniz. Ulan Şii sen kimsin benim bahçeme girdin, zındık!” deyip saldırmış. Diğer iki arkadaş, onlara bir şey yapılmadığı için arkadaşlarının öldüresiye yediği dayağa müdahale etmemişler. Adamlar Şii’yi yere sermiş, kan revan.

Sonra dönmüş Kürt’e.. “Ulan demiş hadi bu Arap. Benim soyumdan. Sen kimsin benim bahçeme girdin. Arap sen yanıma gel.” demiş ve saldırmış Kürt’e. Kürt’ün akıbeti Şii arkadaşlarından farksız. Arap ses etmiyor, “Ben kurtardım!” diye.. Arkadaşları yerde sereserpe.

Arap, iki arkadaşının yediği dayağı seyretmiş. Bağ sahibi son olarak dönmüş Arap olana.. “Ulan kimsin sen, girdin benim bağıma talan ettiniz bağımı..” Aslında talan yok, aldıkları belki birer salkım üzüm. Arap olanı da indirmiş aşağıya.

Üç arkadaş çıkmışlar bahçeden.

Sonra demişler “Biz nerede hata yaptık?” “Biz yıllardır biriz, arkadaşız. “Bir zalim kopardığımız üzümlerin parasını bizden dört kat olarak aldı bizden, hem de bir güzel dövdü bizi.” Oysa birlikte dik dursalar böyle perişan olmayacaklardı.

 

Emperyalizm, bizi öküz sürüsü gibi görüyor, dağlı, cahil ve aptal görüyor. Peki, haklılar mı? Maalesef.. Bu gün S. Arabistan’ın yaptığının Boz Öküzden farkı nedir?

İslam Dünyası özellikle de Türkiye, İran, S. Arabistan, Mısır ve Pakistan birlikte hareket etmez ise Ortadoğu ve İslam Coğrafyası’nda kan durmaz. Orta Asya’da Kazakistan da bu birliktelikle hareket etmez ise, İslam Türk Dünyası için de tehdit devam eder.

 

Katar’a asker göndermek çok doğru bir karardı. İlginçtir ablukaya alanlar, Katar’daki 10.000 kişilik ABD Askeri için gıkını çıkarmazken, 500 Türk Askeri Katar’dan çıksın diye dayatıyor. Boz öküz misali.. Aslanları sürüye sal. Kendi kardeşlerin arasında husumet çıkart..

 

Günlerdir, kışlalarda zehir vakası gündemde..

Aslında Ergenekon Sürecinden bu yana FETÖ bu yöntemi kullandı.

Balyoz kumpasında adı geçen ve görevinden istifa eden eski Deniz Harp Okulu Komutanı Emekli Tuğamiral Türker Ertürk de FETÖ’nün zehir taktiğine dikkat çekti. “Gıda zehirlenmesi yapmak FETÖ’nün eski taktiğidir, Manisa’da üst üste tam dört defa gıda zehirlenmesi vakası meydana geldi. Bu normal değil. Zehir, Gülen Cemaati’nin saldırısı. Amacı ise birlik komutanına yönelik itibarsızlaştırma yanında kaos yaratmak, Türkiye’de her şeyin çığırından çıkmasını sağlamak, örgütsel güç ve dış destek nedeniyle durumsal üstünlük elde etmek, “Bizimkiler gitti, artık TSK bu işi yapamıyor” dedirtmektir!

Gıda zehirlenmesi saldırısı; Gülen Cemaati’nin eski bir yöntemidir. 2010’da benim komutanlığım sırasında, Deniz Harp Okulu’na yaptılar! Hem de Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın Deniz Harp Okulu’na denetlemeye geldiği gün. Amaç beni itibarsızlaştırmak ve yok etmekti. Çünkü cemaate direnç gösteriyorduk. Yaklaşık 500 öğrenci etkilendi! Denetlemeye gelenler de! Hatta ben de; ama komutandım, ayakta kalmam lazımdı! Allah korudu, yaşamını kaybedenler bile olabilirdi!”

DEVLETİMİZ VE MİLLETİMİZ ORTAK HAFIZA, ORTAK AKIL, ORTAK İRADE VE BİRLİKTE HAREKET refleksini geliştiremezse, her zaman kaos ve kriz çıkacaktır.

Askerlerin görüntülerinin FETÖ'cüler tarafından sosyal medyada paylaşılıp hükümet aleyhine propagandaya dönüştürülmesi dikkatleri Pensilvanya'ya çekti. Hain örgütün elebaşı F. Gülen'in son dönemlerde yayınlanan videolarında birçok şifreli “ZEHİR!” mesajı verdiği ortaya çıktı. İşte o mesajlardan bazıları: "Bir sürü insanın canına zehir zemberek gibi cinas işiyor."  "İftarınızı zehir edenler. İmsakınızı zehir edenler..."  "Zehirleyen faktörler çoktur."  "Ama izin henüz Sen’in tarafından çıkmadığından dolayı, ‘emre itaatteki incelik’e bağlılık içinde Sen’den ferman geleceği âna kadar bu zehir-zemberek firkate, bu dâüssılaya katlanmaya çalışıyorum.” “O kadar çok şeyden zehirlenmiştir ki bu zehrin panzehirinin olduğunu sanmıyorum. Ölen mezara geride kalan da yoğun bakıma." "İstediğimi yaparım mülahazasına kapılma... Zehirlenmelerdir bunlar."

FETÖ denen şeytanın son bir ay içindeki zehir talimatları…

6 ayda yaşanan zehirlenme olayları:

 8 OCAK: Van Başkale Albayrak 3’üncü Hudut Piyade Birliği’nde 3 asker zehirlendi. 1’i hayatını kaybetti.

13 OCAK: Isparta’da 40. Piyade Er Eğitim Alayı’nda 250 asker zehirlendi.

 23 MAYIS: Manisa 1. Er Eğitim Tugay Komutanlığında 1047 asker zehirlendi, 1’i hayatını kaybetti.

 27 MAYIS: Manisa’da 177 asker zehirlendi.

 9 HAZİRAN: Manisa’da 69 asker zehirlendi.

 11 HAZİRAN: Diyarbakır 7’nci Kolordu Komutanlığı’nda 25 asker zehirlendi.

 17 HAZİRAN: KKTC’de 35 asker zehirlendi.

 17 HAZİRAN: Manisa’da 731 asker zehirlendi.

 20 HAZİRAN: Kastamonu’da 8 asker zehirlendi.

 

Gördüğünüz gibi, Katar tezgahının da, Adalet bahaneli kaos yürüyüşünün de, Mehmedimizin zehirlenmesinin de arkasında bu ihanet şebekesi var. Siz hiç geri adım atan FETÖ’cü ya da yalakası görüyor musunuz?

Bu arada, TSK, devlet ve adliyemizde operasyon yapan siyasiler ya da bu operasyonlarda kullanılan büyükbaşların yerel siyasette referans ve önayak olduğu Başkanlar ve Meclis Üyeleri var.

Mesela Arınç!.. Süikast bahanesi ile kozmik odalara girildi, 17-25 Aralık’tan sonra FETÖ Militanı bazı yargı mensuplarını tayin yoluyla kaçırdığını bizzat kendisi TV programlarında ifade etti. Peki, bunların yerel yönetimlerde referans oldukları siyasiler? Bunları da hatırlatıyorum.

Artık aptallar gibi kördöğüşü ile birbirimizi yemeyelim. Ortak akıl ile Ortak İrade beyan edip, birlikte hareket edelim.

UNUTMAYIN. “SU UYUR, DÜŞMAN UYUMAZ…”

 

Korkak her gün ölür, yiğitse bir gün..

Hain korkuyla yaşar, yiğitse dimdik.

Vatan, Millet diyen ve gayret eden,

Rabbimden iltifat görür.

Tuzak kuran mı, ihanet eden mi?

Hani münafıklıkla tanımlanan mı?

O karşılığını mutlaka bulur.

Çoğunluk dünyada hem rüsva hem rezil olur.

Malum şeytan da âlim, şeytan da makbuldü.

Ya kibri, ne hale getirdi şeytanı..

Kıyamete kadar rezil şeytan.

Duyurma zamanı aramızdaki şeytanları,

İki ayaklı şeytan ve münafıkları.

Oyuna gelme, boz oyunları.

Eğer İ’lay-ı Kelimetullah deyip uyarsan fermana..

Allah yalnız bırakmaz seni..

Tuzak kurar hasmına..

 

İşte ibrettir dünya.

İşte ibrettir Kur’an ve nasihattir okuyana.

 

Yarınlar bizim olsun, ufuklar bizim..

Hainler rezil olsun, istikbal bizim…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Mert Arşivi