İnsanları yoktan var eden, insana bilmediğini öğreten, doğru yolu gösteren, kendisine ulaşan bütün sesleri karıştırmadan işiten, kendisine yapılan bütün duaları da karıştırmadan işitip dilediği kişinin dilediği duasına dilediği tarihte cevap veren, bütün kalplerden geçenleri bilen, yeryüzünün her karesine hâkim olan, dilediği hükmü koyan, dilediğini zengin dilediğini fakir kılan, dilediğini aziz dilediğini rezil eden, dilediğine hidayet veren dilemediğine vermeyen, mutlak otoriter sahibi olan Allaha hamdolsun milyarlarca insan arasından bizlere hidayet nasip etti…

Aksi halde biz kendi aklımızla ne doğru yolu bulabilirdik ne de doğru yolda sabit kalmaya çalışırdık… Hayvanlar gibi yaşar hayvanlar gibi ölür giderdik…

Ama Allah bizlere merhamet etti ve peygamber akrabalarına bile nasip olmayan hidayeti verdi… Düşünsenize 950 yıl Allah’ın davasına hizmet eden bir peygamberin (Nuh aleyhisselamın) eşine ve çocuğuna hidayet verilmedi..! Son peygamber olan Allah resulü aleyhisselam’ın amcasına hidayet verilmedi..! İbrahim aleyhisselam’ın babasına hidayet verilmedi ama Allah bizlere hidayet nasip etti… Bu yüzden Allah’a sonsuz kez hamdolsun…

Allah’ın bizlere hediye ettiği hidayet sebebiyle;

• Allah’ın haklarına
• Peygamberinin
• Anne ve babamızın
• Eş ve çocuklarımızın
• Akraba ve komşularımızın
• İslam’la tanışmamış olanların ve
• Hayvanların haklarına riayet etmeye çalıştık…

Vallahi İslam dini insanı karanlık bir hayattan koparıp güneş gibi hatta daha da aydınlık bir hayata konuk ediyor… Ama gelin görün ki aydınlığa alınan biz insanlar bazen karanlığı özler gibi oluyoruz…

Hidayetin ve hidayette kalmanın değerini bilemeyince bazı amellerden uzak kaldık… Hatta bazı salih amellerimizi terk eder olduk! Düne kadar asla yapmam dediğimiz haramları işler olduk!

Neler oluyor!

Buna rağmen Allah’u Teâlâ hala bizleri hidayette tuttu… İnsanı utandırırcasına…

Hamdolsun ki hala hidayetteyiz ve bunun da farkındayız…

Aksi halde şu an nerelerde kime ne zulüm yapardık/yapıyorduk bilemiyorum… İnsanoğlu gerçekten de çok farklı bir yaratık… Ne kendini yaratanın kim olduğunu merak ediyor, ne yaradılış gayesini ne de hak ve hukuku biliyor… Sanki başıboş olarak yaratılmış gibi…