Yok yok futbolun beşiği İngiltere’den Milli Takım olarak yine sekiz yemedik... O dönemlerin müthiş Polonya’sından yine milli takımlar bazında sekizlik tarife olmadık... Yeni bir 7’lik yaşamadık tıpkı 1975 yılının kaliteli Benfica’sına karşı oynanan maçta olduğu gibi... Ama bu defa ilk maçta 3-0 kaybedilen Neuchatel’i 5’lik yaptığımız gibi bu Makedon mahalle takımını aynı akıbete uğratıp yolumuza gruplarda devam etmeliydik...

Benim bazı okurlarım Fenerbahçe’ye yaptığım bazı eleştirileri, fanatizm yüzünden, eleştiriyorlardı. Acaba şimdi ne düşünüyorlar merak ederim doğrusu... Bende amigoluk yoktur. Bende gördüğünü yazmak, yorumlamak vardır. Ona dokunur, buna dokunmaz, beni hiç mi hiç ilgilendirmez.

Şimdi faciaya dönelim. İlk maçtan sonra, Fenerbahçe bu takımı iki maçta toplam en az yedi-sekiz gol atarak elemeliydi şeklinde bir cümle kullanmıştım. Çünkü bu Vardar takımı sadece savunmasında birikerek oynayabiliyor. Ve çok enteresandır, kazandığı veya kendisine ikram edilen topları da günümüz futboluna uygun biçimde ayağa pasla ve kısa kısa çıkarmak isterken de yeniden rakibe pozisyon kurma şansı vermektedir. Böyle bir takım son yıllarda hiç izlemedim. Sadece uzun ve yerden 40 metre gibi mesafelerde boş oyuncu bulabilirse oraya top attığında kontra geliştirebiliyor. Goller böyle oldu, direklerde patlayan iki şut da aynı işin ürünü idi.

Peki, ya Fenerbahçe... Değerli okurlar; beni eleştiren, beğenenler herkese yazıyorum... Ağırlıklı olarak kazanmaya oynayan, dolayısıyla da baskı kurar gibi olsa da, zaman zaman kuran bir ekip önce çok iyi bir son adama ihtiyaç duyar. Yani santrfora... Bu oyuncu takımın yapısına göre iyi duvar olabilen veya sağa sola çabuk kayıp rakip defansın dengesini bozan tiptir. Veya yüksek toplarda çok hâkim olup, tehlikeli indirmeler yapar. Bulduğu her boş topu, karşısındaki rakibi eksiltip kaleye şutu düşünen adamdır... Sorarım şimdi, Fenerbahçe’de böyle bir santrfor var mıdır? Bu tip takımda, rakibi çalım veya iyi pas alış verişi yaparak orta elemanları bulunmalıdır. Fenerbahçe’de var mıdır? Bu takımların stoperleri de genelde iki ayrı sınıftan oluşur. Biri topu kullanan, diğeri rakibi bozan, dağıtandır. Var mıdır Fenerbahçe’de bu tip oyuncular? Büyük takımlarda sadece tek bir oyuncu her topa maydanoz olup diğerlerini seyirci halinde bırakmaz. Tamam Valbuena klastır. Ama bu tip oyunla istenilen işi yapamaz ve bitap düşer. Allah’tan duran toplar vardır da, zaman zaman alkış olabilir.

Makedonya’nın Vardar takımı iddiam odur ki, bizim alt liglerde bile tutunamaz. Yayıncı kuruluştan son izlediğim Altınordu, Elazığspor gibi takımlar çig çiğ yer bu takımı...

Evet, Fenerbahçe Avrupa Kupaları’nda bu sezon yoktur. Olabilir. Ama keşke Strum Graz’a elenseydi... Transferde para saymak gerekebilir ama bu paralar doğru adrese gitmelidir. Ben bu Fenerbahçe’de bir yönetici kafasıyla ki, hâlâ görevdedir, çamurdan topu çıkartıp 30 metre ileri vurduğu için alınan Brezilyalı Simao’yu da bilirim. İki maç oynayıp Ankara’ya kiraya verilmişti, orada da tutunamayıp ülkesine dönmüştü. Vah ki vah! Eleştiren okurlarıma saygıyla sunarım...