Öyle bir dar zaman kalıbından geçiyoruz ki, darlık zamanın kendisinden değil; bizatihi insanların kafasının içindeki bulanıklıktan kaynaklanıyor.

Bulanıklığı servis eden “merkez”, değişik kollardan haçlı saldırılarının bir başka versiyonu gerçekleştiriyor. 

Birinci aşama: Bu saldırıların asıl amacı peygamberimiz Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi vesellem)’in hayatını ortadan kaldırmaya yönelik. O’nun mübarek hayatını etkisiz kılarak, Müslümanların peygambersiz bir yaşam sürmeleri amaçlanıyor.

Peygamber toplumundan koparılan Müslümanlar, bütün sancaklarını kâfir âlemine teslim etmek zilletiyle köle haline getirilecektir.

Peygambersiz İslâm, İslâm’ı İslâm ile vurmanın ilk adımıdır.

İkinci aşama: Kılavuzunu kaybeden Müslüman dünyası Kur’an- Kerim’in geçerliliği sorgulamaya başlayacaktır.

Kerim Kitabımızın ayetlerinin geçerliliğinin “çağ”ımıza uyup uymadığı daha gür tartışılacak. En nihayetinde -hâşâ-  Allah Teâla’ya “hata” yapabilme olasılığını ekleyecekler. “Aslında Allah bunu demek istememiştir.” gibi yorumlarla Kur’an’ın istikâmetini değiştirme gayretine daha güçlü sarılacaklar.

Kur’an ile İslam’ı vurmak ikinci aşmadır.

Üçüncü aşama: Hıristiyan, Yahudi ve putperest yaşamları örneklendirmek ve ideal nokta oluşturmak. Bu üçüncü aşama çalışması, yıllardır birinci aşamanın kaldırılması için tezgâhta işleniyor. Müslüman toplumu peygemberî yaşama halkasından koparılmak isteniyor.

Üçüncü aşama olan: Kâfir İslâm’ı oluşturmak ancak peygambersiz İslâm’la mümkündür.

***

Bütün bu aşamaların halli içinde tarikatlar ve cemaatleri ortadan kaldırmaktan geçiyor. Çünkü Ehl-i Sünnet bir yaşam biçimini kendisine şiar edinmiş bir İslâm dünyası sarsılsa bile yıkılamayacağı ortadadır.

O yüzdendir ki “Kur’an talebesi, Kur’an Müslümanlığı” gibi kavramlarla Peygamberimiz Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi vesellem) ’i kendisine örnek almış yaşamlara saldırıyorlar.

Dikkat: Bütün aşamalardan aynı anda organize bir şekilde İslâm’a saldırmaktadır!