Kendi çözümlerimizi konuşmalıyız
Suriye, Irak, Libya… Ortalık tozduman.
Nereler buralar peki?
100 yıl önce bizim topraklarımızdı. 100 yıl önce bizim vatandaşlarımızdı.
Yapılan ne?
Hasta Adam’ı öldürmeye çalışıyorlar. Olay budur.
IŞİD ve YPG, şimdi Barzani’yi de ekleyin bu adamlara Türkiye güneyinden de kuşatılıyor. Kuşatmakla kalmıyorlar ayrıca Medeniyet Coğrafyasından da kopartıyorlar.
1. Dünya Savaşı sonucu bağrımıza sokulan İsrail hançeri Barzani ile büyütülmeye çalışılıyor. Bu proje 40 yıldır oluşturuluyor. Sadece Irak ve Suriye topraklarından mı ibaret? Hayır! PKK ile doğu ve güneydoğu istikrarsızlaştırılıyor. Bölgenin ülkesine bağlı Türk ve Kürtleri ülkenin batısına göçmeye devam ediyor. Yani şimdi Suriye ve Irak’ta yapılan göç faaliyetleri ülkemizde 40 yıldır yapılıyor.
Yapılan diğer şey de bölgenin petrol ve enerji kaynakları Türkiye üzerinden batıya gidiyor. Ülkemiz bu gelirlerinden de olacak. Çünkü yapılmak istenen Basra Körfezinden Akdeniz’e kendi kontrollerinde bir koridor oluşturmak. Bunu yaparken de maalesef Kürtleri önce sekülerleştirip ardından da kullanmayı planlıyorlar. Bu tezgâh daha önce Türkiye üzerinde de oynandı. Laik Türkiye’yi kurup reddimiras yaptırarak bölge ve medeniyetinden uzaklaştırdılar. Sonra Arap BAAS partileri aracılığı ile Arapları hepten kopardılar. Şimdi sıra Kürtlerde..
Biz ne yapmalıyız?
Yok ABD bunu yaptı, Rusya şunu dedi, İran şöyle, S. Arabistan böyle..
Geçmişte laiklik diye bir bela ile baktık bölgeye. Şimdi ise, İttihad-ı İslam’ı önceleyerek bakmaya çalışıyoruz. Ancak bir sorunumuz var. Bir yıl önce İslam Ordusu kuracağımızı zannettiğimiz S. Arabistan Arap Dünyasındaki en büyük muhalefetimiz oldu. Nedeni açık. Bu sülale 150 yıldır bize karşı kullanılmıyor mu? Ben “Hiç beklemiyorduk!” havalarımıza şaşıyorum. Aynı şekilde İran.. Allah aşkına 700 yıldır yaptığını yapmıyor mu? Bölgedeki istikrarsızlığı sürükleyerek Akdeniz hayalleri kuruyor. Osmanlı Şiasını kazanma derdinde.
Kimse kusura bakmasın, biz hariç herkes bölgede ciddi kazanımlar elde etti. Biz ne kazandık? Üç milyon göçmen… El Bab’dayız. Peki, siyasi ya da iktisadi kazanımımız ne? Yok. Tek teselli, bölge insanının teveccühünü kazandık. Bunu elde tutmak için bir çalışmamız var mı? Yok..
İdlib’e bir harekât planlıyoruz. “Geç kaldık!” dedi Cumhurbaşkanımız. Çok doğru. Hata nerede? Sürekli karşıdan hamle bekleyip vaziyet almaya çalışıyoruz. Rahmetli Erbakan Hocam 40 yıl önce “Bize ne AB’den, ABD’den, BM’den.. Biz gereğini yapmalıyız.” diyor. Çok doğru. Kıbrıs Harekâtı’na bu düşünce ile ve iktidarın küçük ortağı olarak karar veriyor.
Cumhurbaşkanımızın Danışmanları, Genel Kurmay Başkanı, MİT, MGK vb. görevliler artık silkelenmeliler. Bu kurumlar üzerlerinde hala kara bir ayıp olarak duran FETÖ yapılanmasına göz yumma ya da görememe ayıbını da üzerlerinden atmalılar. Böyle vaziyet alma bir yöntem ve çözüm değildir. Afrin dibimizde. Neden hareket etmiyoruz?
Şöyle bir tenkit var. İdlib’te halen İslamcı muhalifler var. Neden ÖSO ile çatıştırıyoruz? Mantıklı gibi görünen bu sorunun altında başka tuzaklar var. Her şeyden önce ve önde Millet ve Devletimizin menfaatleri vardır. Bu guruplar bizimle menfaatlerini paydaş ve paralel hale getirmiyorlarsa, Müslüman ve Mücahid Türk Milletinin Ordusunu KAFİR ilan ediyorlarsa biz hangi İslami guruptan söz ediyoruz? Gereği yapılmalıdır. Dün IŞİD’de çok mübarek bir Sünni Hareketti öyle değil mi?
Şunu görünüz.. R. Tayyip ERDOĞAN’lı Türkiye’ye muhalif bir İslami yada İslamcı bir hareket varsa bilin ki arkasında İngiltere, ABD, Fransa, Almanya, Rusya vb. ülkelerden biri var. Hemen o pis ilişkiyi deşifre edin. Halkımıza ve ümmete gösterin.
Özetle, Batının Basra Körfezi-Akdeniz Koridoruna engel olunmalıdır. Kerkük’te bizim Erbil’de. Tıpkı Diyarbakır, Hatay, Urfa gibi.. Farklı bir söylem Türkiye’nin bölünmesinin de önünü açacaktır.
İran Sorunu, Tebriz’de çözülür. Yeni söylem “TEBRİZ TÜRKTÜR, TÜRK KALACAK!” olursa, İran yumurtlamaya başlar.
Unutmayın; en iyi savunma taarruzdur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.