Ümmetin Sevdası, Türk’ün Kavgası
Allah (CC) “İman Kardeşliği, tüm kardeşliklerin ve dostlukların üzerindedir.” diye emretti. “Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin. HUCURAT-10” Namaz cemaatle kılınırsa 27 kat sevabı var diye öğretti Gülümüz (SAV). Kime peki?
Hepimiz tahlil yapıyoruz. Hepimiz çok biliyoruz. Hepimiz maşaAllah müftülerden aşağı değiliz. Sonuç!...
Hz. Ömer ve sonrasından günümüze kadar fitne bir şekilde sürdü İslam Dünyasında. Sebeplerini sorgulamayacağım. Ancak en temel fitne sebebinin “Menfaat” ve kullandıkları kesimlerinde “Kaba yobaz, Ham softalar” ve “Cehalet” olduğunu söylemekle yetineceğim.
İslam Dünyası’nda fitne güçlü İslam Devletleri varken yok edilebilmiştir.
Genel olarak Emeviler, Abbasiler, Selçuklular ve Osmanlı İslam Devletleri’nin güçlü olduğu zamanlarda fitnenin başı ezilmiştir. Burada en uzun süre hükümdarlık yapan Osmanlı her yönü ile incelenmelidir. Yine Asr-ı Saadet’ten sonra İslam Dünyasında en uzun süre hükümdarlık yapan Müslüman Türkler ve devletleri olmuştur. Osmanlı’nın güçlü olduğu dönemde Avrupalı Barbarlar uzun yıllar durdurulmuştur. Bilinmelidir ki, Osmanlı zayıflamaya ve gerilemeye başlayınca Afrika’nın ve Asya’nın Haçlılarca işgali ve yağması başlamış, köle ticareti başlamıştır.
Türk Milleti aynı dönemde birden fazla büyük devletler kurmuştur. Osmanlı İmparatorluğu (1299-1922). Sınırları herkesçe malum. Doğusunda İran yine Türkler’ce yönetildi. Safevî Devleti, Oğuz Türkleri’nin kurduğu bir İslam devletidir (1501-1736). Akabinde Kaçar Hanedanı (1796 1925). Peki, İran’ın doğusunda.. Yani Afganistan, Pakistan ve Hindistan’da.. Yine Türkler.. Babür İmparatorluğu (1526–1858).
Baktığınızda genel olarak bu büyük İslam Türk Devletlerin yıkılmasında baş aktör İngilizler. Babür’ü yıkıp, tüm Hindistan ve Pakistan’ı işgal ettiler. İran’da Kaçar Hanedanlığı’nın yerini Fars Pehlevi Hanedanı aldı ve Farslar ülkeyi yönetirken ülkenin yarıya yakın nüfusuna sahip Türkler yok olmaya devam ediyorlar. Osmanlı malum. Evlatları ve toprakları talan edildi.
Düşünün Hindistan’dan Viyana’ya kadar İslam Türk Devletlerinin topraklarından geçiyordunuz. Şimdi ise coğrafyada iç çatışmalar, kan ve gözyaşı var. Ezan seslerinin yerini bomba sesleri ve çığlıklar almış.
İslam Dünyası’nın ve insanlığın en büyük düşmanı İngilizlerdir.
Bu gün Dünya Haritasına bir bakın. İngiltere’ye doğrudan bağlı Avustralya ve Kanada’dan tutun, İngiliz Milletler Topluluğundan çıkın. Bu arada dünyanın ortak dili İngilizce. Küresel Güç ve sermaye İngiltere’de. ABD diye bir jandarması var. Ortadoğu’ya sapladığı İsrail gibi bir hançer var. Geçmişte işgal ettiği S. Arabistan ve Mısır İngiltere ve jandarması ABD’ne tam bağlı. Halen müstemlekeler. Kimse kusura bakmasın ama Arap Ülkelerinin orduları ve bayrakları var değil mi? Ancak Milli Ordunun gereğine inanmayan subayları var bu Arap Ülkelerinin…
Ümmet, İttihad-ı İslam’a sevdalı, Türk bunun kavgasını vermiş.
Ümmet, özgürlüğe sevdalı, Türk savaşıp harp meydanlarında Müslümanları korumuş.
Ümmet, temsil eden Abdulhamid denen Halifeye sevdalı, Türk, Abdulhamidler doğurmaya ve asırların ötesine ulaşmaya kararlı. Boşuna mı Batı, Cumhurbaşkanımıza Osmanlı Padişahı ve İslam Halifesi yakıştırması yapıyor?
Ümmet, Bedir Misali yiğitlere sevdalı, Türk bedir Misali dirilmiş Çanakkale’de, Kafkas’ta, Mısır’da, Balkan’da, Yemen’de….
Hasılı Türk, İ’lay-ı Kelimetullah demiş Kızıl Elmasına…. Türk Sevdaları için ümmetin, kavgaya devam ediyor. İşte Kudüs.. Kudüs’e İngiliz Bayrakları ile ve zafer naraları ile giren Şerif Hüseyin ve avanesi, Osmanlı İslam Ordularını arkadan vuran Suudiler.. Görünen o ki bir şey değişmemiş henüz. Halk sindirilmiş. Gerçi bu sindirilmişliğe bir tepkileri de yok…
15 Temmuz, Anadolu’nun dirildiğinin en büyük göstergesidir. Sıra üretmeye, ekonomik büyümeye, daha güçlü ve yerli silahlarla donatılmış güçlü bir orduya, teknoloji ve bilişim alanında çağ atlamaya gelmiştir. Müslümanlar hep beraber akıl, ilim, fen ve teknoloji de devrim yapmak zorundadırlar. Çağ ancak böyle yakalanabilir. Ekonomik büyüme şarttır. Artık motivasyon videolarında, müziklerinde mazinin nal sesleri, kılıç şakırtıları değil, istikbalin motor horultuları ve modern silahlarının gümbürtüleri olmalıdır.
Biz, “Kim var?” diye sorulduğunda tereddütsüz ileri atılacağız. Biz böyle gördük ve öğrendik.
Biz, zulme asla rıza göstermeyeceğiz. Dünyanın neresinde olursa olsun tavrımız mazlumdan yana olacaktır.
Biz, dünyanın neresinde biri “Müslümanım” diyorsa, biri “Türküm” diyorsa orada olacağız ve ilgileneceğiz. Bu gün ABD’nde, AB’nde diaspora açısından en kalabalık Milletlerden biriyiz. Tüm Müslümanları ve Türkleri örgütleyeceğiz.
Biz Ümmet-i Muhammed’e sadece sevdayı değil, sevdaları için kavga etmeyi de öğretmeliyiz. En makbul dua fiili olandır. Cihad kavramı bizde Gaza ile, Mücahid kavramı Gazi ile meczolmuştur. Ecdada layık olacağız.
Biz geçmişteki kardeş kavgalarına fırsat vermeyeceğiz.
Ne Sıffin, ne Kerbela?
Ne de Çaldıran, Otlukbeli.
Ne de Ankara Savaşları?
Hiç birine fırsat vermeyeceğiz.
FETÖ gibi hainlerin Türkiye’de belini kırdık da peki ya Kırgızistan, ya Arnavutluk, ya Kazakistan?.. Meselelere tüm yurtlarımız için aynı zaviyeden bakacağız. Düşman hepimiz için tehdit. İslam Dünyası’nda düşman bilinci oluşturulmalıdır. İngiliz hayranlığı ne enteresan. Anana tecavüz edene, babanı öldürene hayran ol! Nasıl bir ahmaklıktır bu? Milletimize ve ümmete düşman gösterilmelidir. Medya çok iyi kullanılmalıdır.
Büyük şair en zor zamanda Ne diyor;
“Surda bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes
Ey kahpe rüzgâr artık ne yandan esersen es...”
Milletimize ve Ümmete öğretmemiz gereken şey; “SEVDALARIMIZ KAVGAMIZDIR. ELİNİ UZATANIN ELİNİ KIRARIZ, DİLİNİ UZATANIN DİLİNİ KESERİZ.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.