Ben yüzde 65 demiştim!
Hafta içi ne kadar futbolseverle karşılaştıysam, malum soruya, “Maçı Fenerbahçe kazanır. Benim oranım yüzde 65” diye cevap vermiştim. Kimine de soruları karşılığı gerekçe olarak şöyle şunları söylemiştim: “Başakşehirspor Arda’yı alarak kendi ayağına sıkmıştı. Şimdi de hem Mossoro yok, hem de Emre... Yani orta alan iflas etmiş gibi duruyor... Eh Arda’nın malum maliyeti nedeniyle de acaba takımın onun dörtte biri kadar para alan yıldızları ne oynar...”
Ev sahibi sahaya tam da beklediğimiz gibi çıkmaz mı? Üstüne üstelik Eprueanu gibi bir sigorta da hastalanıp yatağa düşmüş. Yerine de aylardır oynamamış Chedjou oynamıyor mu? Karşılığında mı? Fernandao’nun oynaması yukarıda saydığım savunma zaafına karşı bir zehir... Guiliano da takımda değil mi, oyun kurucu olarak? Öyle olunca da Valbuena yok... Yani savunma yönü de ağır Fenerbahçe’nin... Tabii ki Topal-Sousa ikilisinin yeniden kurulmuş olması da bir garanti...
Devam edelim mi? Üstüne üstelik anlaşılan o ki fazla övüldüğünden dolmuşa binmiş Avcı da acayip bir kurgu peşine takılmaz mı? Nasıl mı? Sen, kalecinden başlatarak savunmanın tamamına, “Pres de olsa paslaşarak çıkın” demişsin ey Avcı! Dua et de ilk yarım saatte direkler ve şans sebebiyle yarım düzinelik olmadın... Aykut Kocaman belli ki bir hafta önceki Konyaspor maçını dikkatle izlemiş ve bu illaki pasla çıkma illetini cezalandırmayı planlamış...
Hele hele Avcı birader üçlü savunmaya dönmez mi? Hemen kafa golünü yiyiverdi bir dakika sonra... Arda mı? Tam 75 dakika kaldı sahada... Öyle anlar var ki, onu alanlara gösterilecek, sormayınız... İsla kaçıyor, Arda oralara yakın bir arkadaşına bakın gidiyor diyor... İkinci Fenerbahçe golü nasıl oldu ey Başakşehirsporlu yöneticiler ve sponsorlar?
Fenerbahçe eldeki elemanlarla sahaya sürülebilecek en sağlam kadroyu sürmüştü. Yukarıda da değindiğim gibi Topal-Sousa sigortası vardı bir kere... Van Persie’ye kurban edilen Fernandao da aslan gibi sahadaydı. Ön taraf karşı tarafın savunmasına oyuna dengeli çıkma iznini bir türlü vermedi. Rakip üçlüye döndükten sonra ilk on beş dakika içindeki pozisyonlara benzerler kazanıldı ama gol olmadı.
Hakeme mi gelelim? Gelelim... Neto’nun kucakladığı top net penaltı. Ama bir kere hafta içi Fenerbahçe’den fırça yemişti ya düdüklü genç, maç mekânı değişikliği sebebiyle... Bakın maç 2-0 bitti. Yani yarın puan eşitliğinde, Fenerbahçe ikili averajı sahip oldu. Penaltı verilip gol olsaydı 2-1 ne idi? Eşitlik... Hani Karadenizlinin dediği gibi “mesela deduk!”
Son not! Bizim ülkede hiç bir yerli hocayı fazla övmenin işe yaramadığı bir kere daha ortaya çıktı...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.