Sevgili kardeşim…

Kalbi kirleten, haktan uzaklaştıran, şımartan, kibirlendirten, ahireti unutturan ve kendisini bir şey zannettiren etkenlerden biri de zenginliktir… Çok zengin olan insan yarını garantiye almış gibi rahatlar. Çünkü zenginlik bilinç altında insana yarın garantisi vermiş gibi bir zan sahibi yapar...!

“… Zalimler ise, kendilerine verilen refahın peşinde koştular ve suçlular oldular.” (Hud suresi 116.ayetler)

Bolluğun birer hak ediliş olduğunu zanneden insan o bolluğa alışır ve o zenginliğin elden çıkmasını asla istemez… Bunun için ölümüne kavga verir… Çünkü zenginlik nefsine düşkün olan insanlar için bütün haram kapılarını açar ve haramlara ulaşımı kolaylaştırır…

“Sonra bu peygamberlerin ardından öyle bir nesil geldi ki, namazı terk ettiler, heva ve heveslerine uydular. Onlar, bu taşkınlıklarının cezasını yakında göreceklerdir.” (Meryem suresi 59.ayet)

Sevgili kardeşim…

Hayatınızın bazı dönemlerinde Allah sizleri bollukla imtihan edebilir… Bu ne sizin ticari zekânızla elde edilmiştir ne de tecrübenizle… Elinizdeki mallar size verilmiş birer emanetten başka bir şey değildir… İçinde bulunduğumuz beden dâhil, bizim zannettiğimiz her ne varsa bize ait değildir… Bize at olmayan bir şeyin havasını nasıl atabiliriz?

Bugün dünyanın dört bir yanında adaletsizlikler ve zulümat varsa bolluktan şımaran ve daha da zengin olmak isteyen bazı insanlar yüzündendir…

Şımarıklık kalbe misafir olunca ne hak ve hukuka dikkat edilir, ne fakirler gözetilir, ne geleceğe dair plan ve projeler düşünülür, ne nefis muhasebesi yapılır, ne tövbe edilir, ne tevazu sahibi olunur ne de yaradılış gayesi akla gelir… Tam bir ziyan ve tam bir iflas hayatı…

Sevgili kardeşim…

Malınızın çokluğu sakın şu ayeti size muhatap kılmasın:

“Ey iman edeler, mallarınız ve çocuklarınız, sizi, Allah’ı anmaktan alıkoymasın. Kim bunu yaparsa işte onlar hüsrana uğrayanlardır. “ (Münafikun suresi 9.ayet)

Kalbe zarar veren etkenlerden “Nifak”

Sevgili kardeşim…

Kalbe en fazla hasar veren hastalık hiç şüphesiz ki nifak hastalığıdır… Kalbe nifak tohumu atıldığı an o kalpte hayır namına hiçbir şey kalmaz… O kalpte din de gider iman da… Nifak öylesine kötü bir hastalıktır ki inanmadığı halde inanmış gibi görünmeye çalışarak aşağılık bir seviyeye düşer…

Kalbinde nifak tohumu olanlar yeryüzünün en korkak insanları gurubundadırlar… Bu sebeple inkârlarını hep gizlemeye çalışırlar… O kişiler inanmadıkları halde namaz kılarlar, oruç tutarlar, hacca giderler, cihada çıkarlar, Kur’an okurlar, zekât verirler ve daha birçok ibadeti ifa ederler… Ama onların bütün uğraşıları boşa çıkar ve cehennemin en alt tabakasına ağırlanırlar;

“Onların kalplerinde hastalık vardır. Allah, bu hastalıklarını daha da artırmıştır. Yalan söylediklerinden dolayı, onlar için can yakıcı bir azap vardır.” (Bakara 10.ayet)

“Onlara: "Gelin de Allah’ın peygamberi sizin affınızı dilesin." dendiği zaman (alay ederek) başlarını sallarlar ve sen onların, büyüklenerek yüz çevirdiklerini görürsün.

“Sen onlar için af dilesen de dilemesen de fark etmez. Allah onları bağışlamayacaktır. Şüphesiz ki Allah, doğru yoldan çıkanları hidayete erdirmez.” (Münafikun suresi. 5-6.ayetler)

Sevgili kardeşim…

Münafıklığın alametlerini öğrenin ve kalbinizi yoklayın… O alametlerin % kaçı sizde var… İtikadi olarak nifak sahibi olmayabilirsiniz ama ameli nifak denen bir şey var! O da büyük bir hastalıktır. Ameli nifak için bakın Allah’ın resulü aleyhisselam bizlere nasıl bir uyarında bulunmuş:

“Dört huy var ki, onlar kimde bulunursa o tam bir münafık olur. Bu huylardan birisi kendisinde bulunan kimse ise, o huyu terk edene kadar münafıklıktan bir huy taşımış olur. Bu huylar şunlardır: Konuştuğu zaman yalan söyler. Söz verdiği zaman sözünü tutmaz. Kendisine bir şey emanet edilince ona hıyanet eder. Birisi ile çekişmeye girince hak yer, haddini aşar.” (Buharî, Müslim, Ebu Davud, Tirmizî)