Tabii ki maçın gidişatından, yani tekniksel gelişmelerinden yazacağım. Ama önce şu Fenerbahçe Teknik Direktörü Cocu ile ilgili geniş bir paragraf yazarak başlamak daha doğru olur sanırım. 

Cocu’nun daha ismi açıklandığında, bu satırların yazarı ne demişti... Şunu demiştim: Günümüzde Avrupa’nın hiçbir yerinde artık Hollandalı hoca kalmadı. Bu oluşum yaklaşık 3,5 senedir böyle... Fenerbahçe hangi akla hizmettir ki Hollandalıları göreve getirdi diye de sormuştum. Tabii ki yüce ve ustalar dolu Türk spor basını karşısında bu görüşüm, bu fikrim yine tek başına kalmıştı. Neyse, önemli değildi. Efendim; Cocu diyor ki, “Guiliano çok iyi idi ama kulübün durumu da belli idi. Bu yüzden gitti...” Peki, be Hollandalı o zaman neden bu adamı Malatya’da yedek kulübesine oturttun? Madem çok usta ve yetenekli idi, neden maça sokmadın yenik durumda iken? Devam edelim... Slimani diyor ki maçtan sonra, “Uzun zamandan beridir hiç doksan dakika oynamadım...” Ünlü sportif direktör size bu durumu hiç mi iletmedi Cocu bey? Sen Cocu, bu Ayew’den kanat oyuncusu olabileceğine gerçekten de inanıyor musun? Şu Elyif denen 19 yaşındaki yetenekli olduğu kadar çalışkan orta saha oyuncun neden acaba bir maç oynadıktan sonra dört gün dinlendiriliyor? Hani takımdaki 35’likler falan dört günde bir oynamalarına rağmen... Barış neden çıkarıldı? Ayew’den kötü mü idi? 78. dakikada Elyif oyuna girdikten sonra Topal’ın sağ beke doğru geçmesi de bir Hollanda harikası mıdır? Bana göre elinde sadece üç veya dört Süper Lig oyuncusu olan Malatyaspor’a yenilirken acaba transferde stoper yenileme çalışmasının bir numaralı şart olduğunu hâlâ göremedin mi? 

Yazının başında maçın gelişimine, teknik değerlendirmesine daha sonra yer vereceğimi yazmıştım. Vazgeçtim... Zaten şu yukarıdaki uzun ve yoğun paragraftan sonra ne yazılır ki? Kısaca, Malatyaspor Fenerbahçe savunmasının arkasına attığı her topta tehlike buldu. Fenerbahçe mi? Zamana ihtiyacı var... Geçen sezon da öyle deniliyordu, sonra ezeli rakibe bir on milyon avro daha kazandırıldı.