Halil Mert

Halil Mert

Pastör Brunson, McKinsey ve Suudi Gazeteci

Pastör Brunson, McKinsey ve Suudi Gazeteci

Genel ve yaygın bir hata yapıyoruz.
 
Her önümüze geleni müspet ya da menfi abartıyoruz.
 
Hangi manada mı?
 
Propaganda yönü ile..
 
McKinsey!.. 
 
Emperyal çetenin ayakçısı.. Ayakçıyı argo anlamı ile anlayın. McKinsey tutar, emperyalist güç iğfal eder.
 
Sayın Bakan, bir anlaşma yapıyor. Son seçimde bile “ceket koyar oy alırız.” iması ile malum.. McKinsey ile.. Anında beşe ona bölündük. Daha da kötüsü taraflar birbirini anında Vatan Haini ilan etti. Ama bunu bir Bakanın yapmasını hele de Muhterem Babaları Sadık Albayrak Ağabey ile yıllarca yan yana çalışmış Dilipak Ağabeye rağmen yapması çok düşündürücü. İnanın Irak, Suriye, Libya vd. İslam Ülkeleri böyle sebeplerle tarafgir oldular. Düşman oldular. Emperyal oyunlar böyle başlıyor ve ısıtılıyor.
 
Hükümet halkı ötekileştirmek değil, hesap vermekle mükelleftir. Nitekim Cumhurbaşkanımız en doğrusunu yaptı ve McKinsey konusunu kapattı. 
 
Pastör Brunson ise!
 
Tehdidin durumunu ifade eden bir yazı yazmıştım ve başlığını “Pastör Brunson=G. Fuller+Evanjelizm” atmıştım. Çünkü karşımızdaki adam aynı zamanda bir Özel Kuvvet Subayı, Psikolojik Harp Uzmanı, İstihbaratçı, Rahip… Yani her şey.. Hani bizim hedefleyip de bir türlü yetiştiremediğimiz türden.. Hani bize yetişiyor zannedip de FETÖ’nün ABD ve Evanjelistlere yetiştirdiği tip…
 
“Al papazı, ver papazı..” söylemi hataydı. 
 
Hem hukukun üstünlüğünden söz ediyoruz, hem de siyasi dalaşma yapıyoruz. Daha da önemlisi, adamın papazı 20 lira, senin FETÖ papazın 100 lira. Adam böyle zararlı bir takasa girer mi? Senin papazının dünyanın birçok ülkesindeki papazları Pastör Brunson kadar etkin. Dolayısı ile teklifimiz baştan aşağıya yanlıştı.
 
Üzerine bir de ekonomik sorunlarımıza ve krize sebep olarak bu papazı gösterdik. Yani tüy diktik. Bunca abartıdan sonra da adamı gönderdik. Algı ne peki? Devletimiz itibarsızlaşıyor. Neden böyle olsun. Bu ülkenin MGK, MİT Medyadaki sağduyulu insanlar teklif üretemez mi?
 
Medyanın yersiz tetikçiliği de insanları bıktırmak üzere. Gözü kapalı taraf ya da karşı olmak ne kadar insani, İslami, ahlaki? Bu gün yandaş diye sınıflandırılan medya kesimleri de itibarsızlaşma riskiyle karşı karşıyadır. Toplum yakın geçmişteki gibi izlemiyor. Söylenenler nakarata dönüşmeye başladı. Hükümetin görüşleri papağan gibi ve abartılarak tekrarlanıyor sadece. Oysa toplum fıtratı gereği daima tekâmül ister.
 
Suudi Gazeteci Olayı..
 
Adam Suudi Vatandaşı. ABD’inde yazıyor. Suudi toprağında, Suudi Konsolosluğunda öldürülüyor. ABD özetle; “Haberdarız ama menfaatlerimiz gereği bize ne?” diyor. Biz yine Suriye’de, Libya’da olduğu gibi “Etten önce çömleğe düşüyoruz.” Kimse kusura bakmasın.
 
Suudiyi de, Ortadoğu’yu da İsrail’e doğru itemeyiz, itmemeliyiz. Seyredelim. Acaba, ABD Suudi Prensini ateşe doğru itiyor olamaz mı? Başka hesaplar olamaz mı? Anlayıp dinlemeden taraf olmak!...
 
Çok benzememekle beraber anlayıp, kendi çözümlerimizi üretemediğimiz önemli bir sosyal olayı hatırlatmak istiyorum. Irak’ta Osmanlı Şiası’nı ABD ile el ele ve farkında dahi olmadan hatta IŞİD’i de başlangıçta seyrederek İran’ın kucağına doğru ittik.
 
Şimdi Irak’ta Sadr Ailesi tavır koyuyor. Biz hala Arap Şiası deyip farklı konumlandırıyoruz. Allah aşkına Telafer’deki Şii Türkmen de Türk Şiası mı? Hayır!
 
Bunların tamamı Osmanlı Şiası. Bizim hesabımız onlara sahip çıkmak olmalı, yanlarına da Azeri Gardaşlarımızı, Pakistan ve Afganistan’daki Şii Gardaşlarımızı konumlandırıp Farisi Ayetullahlardan kurtarmanın hesabını yapmalıyız. Geçmişte tüm bu unsurlar Osmanlı ve Babur gibi büyük Sünni Türk Devletleri ile hareket etmiyor muydu?
Halifenin Cihad-ı Ekber çağrısına icabet etmediler mi?
 
ÖZET, SUUDİ GAZETECİ CİNAYETİNİN TÜRKİYE TARAFI DEĞİLDİR. GEREKSİZ
ÇIKIŞLARLA ALAN VE ZAMAN KAYBETMENİN GEREĞİ YOKTUR. İNSANİ TAVIR ELBETTE
GEREKLİDİR. BIRAKIN ONU STK YAPSIN. DEVLET KENDİ SORUMLULUĞU İÇİNDE
DAVRANMALIDIR.
 
Hâsılı, ekonomik krizle birlikte bazı şeyler toplumun gözüne batmaya başladı.
 
Hükümetimiz dikkatli davranmalıdır. İlave olarak İnönü’nün ABD Bayraklı diye sunulan resmini Cumhurbaşkanımızın eline tutuşturanları da ayıplıyorum. Kendileri de hesabını ilgili medya koordinatörlerinden sormalıdır.
 
Devletimiz ETÖ, FETÖ vs. derken çok kan kaybetti. Devletin itibarına önce yöneten siyasi hareketin sonra aziz milletimizin her ferdinin her yerde ihtiyacı var.
 
Tüketilmemeli, itibarı iade edilmeli.
 
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile hiçbir mazeret kalmadı. Eski Türkiye hikâyeleri artık geçmişteki gibi etkili değil. Tasarruf, Üretim ve İhracat ile ilgili sözler söylenmeli. Market dolaşan zabıta görüntüsü ekonomik tedbir değildir.
 
Olaylar bütünlük, tarihi süreklilik ve devamlılık içinde değerlendirilmelidir.
 
Çözümler de bu bakışla üretilmelidir.
 
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Mert Arşivi