Volkan’ın gecesi..
Şampiyonlar Ligi'ndeki temsilcimiz Fenerbahçe, grubundaki dördüncü maçı olan Arsenal deplasmanında 0-0 berabere kalarak 1 puanı adeta söktü aldı.. Arsenal'den bir puanın koparılmasındaki baş aktör kaleci Volkan’dı.. Volkan Demirel, belki de kariyerinin en iyi maçlarından birini çıkardı diyebiliriz...
Bu sütundan kötü oynadığı bazı maçlar sonrası da Volkan’ı eleştirdik.. Ancak bu defa Volkan kendisine “Türk Panteri” dedirten bir oyun ortaya koydu.. Bize de aslan gibi korkusuz oynayan bu kaleciyi elbette alkışlamak düşer!..
Evet, Fener kalecisinin iyi oyunundan ötürü müsaadenizle biraz daha “Volkan sohbeti” yapmak istiyorum..
Arsenal'e tek başına duvar ördü Volkan!..
Öyle ki, takım arkadaşlarının gardının düştüğü anlarda sahne aldı ve takımı rahatlattı.. Gerçekten inanılmaz toplar çıkardı, yüzde yüz 5-6 net pozisyon önledi.. Arsenal forvetlerinin açısını iyi kapattı. Yerden ve havadan gelen tüm topları armut toplar gibi topladı.. Bu defa, bazı maçlardaki zaafı olan yan ve havadan gelen toplardaki hatalı çıkışlarını yapmadı..
Takımın bir diğer iyileri olan Edu ve Lugano ile, aralarında eski müsabakalara nazire yaparcasına uyum vardı.. Topu oyuna eliyle sokmadaki çabukluğu ise bir başka artısıydı Volkan’ın!..
Evet değerli okuyucularım, ilk yarıda skor eğer 4-0 olmadıysa, bir başka ifadeyle Arsenal maçı daha ilk yarıda koparıp almadıysa, Fener takımı bunu öncelikle Volkan'a borçlu!.. Arsenal eksikti.. Bu da ister istemez Venger’in oyun planını zora soktu; ancak Arsenal yine de çok bastırdı.. Yukarıda belirttiğimiz gibi Volkan faktörü bir yana, Fenerbahçeli futbolcular da doğrusunu konuşmak gerekirse iyi direndiler.. Doğru bir biçimde kapandılar.. Ve kuvvetleri nispetinde de pres koydular..
Kısacası, Fenerbahçe takım olarak iyi oynadı..
Şunu da belirtelim ki, bu maçta Alex olmalıydı.. 0ynamaması Fenerbahçe için şanssızlıktı.. Arsenal’in bitmek bilmeyen hücumları ve devamlı olarak defansını öne çıkartması, Fener’e hücum şansı verdi ama Fener’de kim Alex gibi adrese teslim ince paslar atacak?..
Aragones, orta saha göbeğine Selçuk ve Maldonado’yu koymuş.. İyi ama bu ikiliden Semih ve Güiza’ya gollük pas çıkmaz ki..
Bunlar sadece top keser, tevziat yapamazlar!.. Bunlardan birisinin yerinde Alex oynasaydı, belki de Fener Emirates stadından galibiyetle dönebilirdi.. Neyse, “kora kor, dişe diş” bir mücadele sonunda alınan puan, altın değerinde bir puan oldu..
Şimdi ise, gerek Şampiyonlar Ligi’nde bir üst tura çıkma, gerekse de UEFA Kupası’na katılma şansına Fenerbahçe ortak oldu..
Öncelikle 25 Kasım’da Kadıköy’de Porto’yu yenmesi, ardından da çetin kış şartlarına rağmen 10 Aralık’ta Dinamo Kiev deplasmanından 3 puan çıkartması gerekiyor.. Tabii rakiplerinin de kalan diğer maçlarını kaybetmeleri şartıyla!.. Şampiyonlar Ligi’ne Porto mağlubiyeti ile başlayan, ardından Kadıköy’de Dinamo Kiev ile berabere kalıp Arsenal’den 5 yiyen Fenerbahçe, yine pek çok kişinin “Bu sene Avrupa defterini kapattı..” dediği Fenerbahçe, var mısınız Şampiyonlar Ligi’nde 2. tura çıkma şansını yakalasın!..
0lur mu?..
Futbol oyununda her şey olur..
Yeter ki, Londra’daki gibi dişe diş oynasın!..
Ve de golcülerini konuştursun!..
Hiçbir şey olmazsa da canı sağ olsun..
•
NOT: Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Danışmanı Nihat Eren kardeşimden, 9 Kasım 2008 Pazar günü Ankara Atatürk Kapalı Spor Salonu’nda yapacağı “7. Olağanüstü Büyük Kurultayı”nın haberini ve davetini aldım... Teşekkür ediyorum... Kurultayın BBP camiasına ve aziz milletimize hayırlar getirmesini diliyorum...