ABD çekiliyor mu?

İlk tepki İngiltere’den. “ABD çekilmemeli, yoksa 100 yıl sonra İngiliz Ordusu, Türk Ordusu ile karşı karşıya gelecek.” dedi, Kraliçe’nin Adamları…

İkinci tepki İsrail’den. Türkiye’yi düşman olarak gören İsrail, arada oluşturulacak her tür kalkan ve tampon yapılara, hatta İsrail Kuklası yapılara destek verdiği için bölgede büyüttükleri gruplar için ciddi hesap ve kaygı duyuyor. Türkiye önce İsrail Bayrakları ile zafer naraları atan Barzani’yi zayıflattı. Şimdi sıra PYD/SDG terör yapılarında. Seküler duruş ortaya koyuyorlar diye Türkiye’deki sözde demokrat ve çağdaşlık iddialı gruplar kendilerine Uluslar arası terörist Che muamelesi yapıyor.

Üçüncü tepki, Fransa’dan. Fransa resmen, buradaki PKK+YPG+SDG yapısının bölgede Batı’nın çıkarları için mücadele ettiğini ifade edip, kendilerine teşekkür etti. Bu terör gurubuna borçlu olduklarını ifade etti.

Asıl tepki ABD’nin kendi içinden.

Savunma Bakanı istifa etti. Suriye Danışmanı istifa etti.

İngiltere ve Siyonizm’in kontrolü altındaki Derin ABD resmen başkana kafa tutuyor ve sıkıştırıyor. Trump bu yönü ile ABD kamuoyunda yalnız bırakılmamalıdır. Kavga Suriye Kavgası değil. Kavga, Küresel Güçlerin birbiri ile ve bizimle savaşı.  

Rusya ve İran sessiz.

Rusya kısmen Türkiye’nin Suriye’ye askeri harekâtına destek veriyor ve rejimi kontrol ediyor. İran her zamanki gibi bulanık ve samimiyetsiz. Bölgede kesinlikle Rusya ile birlikte politikalar üretilmelidir. Hatta Rusya ve Türkiye Trump ABD’ni destekleyerek, Suriye’den ve diğer İslam Yurtlarından ABD’nin çekilişine dolaylı da olsa destek olmalıdır.

Peki, Orgeneral İsmail Metin TEMEL Paşa ile kimin zoru var?

Bir askeri 2015 yılında şöyle yazmış, “Daha öncelerde 28'nci Mknz. P. Tugayı’nda Tugay Komutanı iken (2007) geceleri koğuşları dolaşır. Üstü açılan askerlerin üstünü örterdi. Şaka değil bu adam o zaman tuğgeneraldi. Hiç beklemediğiniz anda er gazinosunda bitiverir ve askerlerle sohbet ederdi. Bir keresinde taburun kaloriferleri arıza yaptığında gecede 5 defa geldiğine şahit olduk. Büyüksün Metin Baba.”

Bir adam aynı anda PKK’nın ve FETÖ’nün hedefindeyse bunun anlamı nedir?

Sayın Cumhurbaşkanım.

Biz sizin aleyhinizde konuşmalar yapanlara “Düşmanın oku dostu gösterir.” der ve menfi konuşmaları sustururduk. Tıpkı sizin gibi Milli vasıflarından emin olduğumuz Temel Paşa ile kimin zoru var? Tıpkı sizin gibi 15 Temmuz’da canına kast edildi. Tıpkı sizin gibi mazlum bir ailenin izzetli ve fedakâr bir evladı. Tıpkı sizin gibi görevlerini çok iyi yapan bir adam. Hele de sınır ötesinde ve bölgede çok tecrübeli, ömrü yurdunun dağlarında geçmiş bir şerefli subaya kim kast eder? Niçin?

Malum birileri apoletini sökmeye kalktı. Rütbesini veren kişinin “Ne kıymetli apoletlerin varmış.” diyerek Orgeneral Rütbesini takdim ettiği fısıltısı duyuldu. Ne ayıp şeyler bunlar!

Sayın Cumhurbaşkanım.

Bizler vaktiyle “Yalan Söyleyen Tarih Utansın” kitabını okuyup, “Haksızlık ve adaletsizliklerle mücadele edeceğiz, Müslüman ve Muharip Milletimizin hak ve hukuku için Ümmet-i Muhammed’in menfaat ve hürriyeti için çalışacağız.” diye yemin etmiş bir nesiliz. Size bu kitapta da anlatılan bir yiğit adamı “Özdemiroğlu Osman Paşa”yı hatırlatacağım. Bu milletin yiğit insanları Karargâh Kulis ve Oyunlarına yem edilmemelidir. Birileri tıpkı Özdemiroğlu Osman Paşa gibi kahraman ve fedakâr millet evlatlarını etrafınızdan ve gözünüzden dolayısı ile gönlünüzden uzaklaştırıyor gibi geliyor bize ve konuştuğum birçok insana.

Sayın Cumhurbaşkanım.

Sınır ötesi harekât birçok riskler taşır, sınır içindeki askeri harekâtlara benzemez. Hele de terör örgütleri içinde Çanakkale Cephesi’nde olduğu gibi 50-60 ülkeden terörist ve askeri unsur, istihbaratçı karşınıza çıkartılıyorsa. Emperyalistler her noktada cirit atıyorsa…

Sizin yerinizi dolduracak birini bilmiyoruz. Bağışlayın ama İ. Metin TEMEL Paşa’mın yerini kim doldurur? Paşa, kendisini görevden azleden herkesin yerini doldurur ama.. Belki de karargâhlardaki rahatsızlığın sebebi budur.

Sayın Cumhurbaşkanım.

McKinsey hatasından devletimizi kurtarırkenki ferasetinizi burada da sizden bekliyoruz. İnanın bu görevlendirme, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı’ndan daha kritik. Daha da önemlisi Atalar Öğüdüdür “Dere geçerken at değiştirilmez.”

Devlette her seviyede atama, “Liyakat, ehliyet, sadakat, fedakârlık, şecaat” gibi kriterlerle yapılmalıdır. Devlette zaruretlerle hareket edilir, keyfiyetlerle değil. Cumhurbaşkanımıza İ. Metin TEMEL Paşa’nın azil kararını arz edenleri de Aziz Milletimin, terörle mücadele gazi ve şehidlerin vicdanına tevdi ediyorum.