Kur’an’ın model şahsiyetleri Peygamberler (1)
23 yıllık vahyin nüzul sürecinde, Kur’an’ın isimlerini anıp hayatlarına ait bazı tablolara yer verdiği peygamberlerin hepsi, evvel emirde o silsilenin son mührü olan Efendimiz’in (sav) şahsiyetini inşa etmeye yönelik mesajlar taşımaktadır. Efendimiz (sav) bu mesajı çok iyi anlamış ve sürekli kendisinin, Hz. Adem’den başlayan bir yürüyüşün en son halkası olduğunu birçok kez beyan etmiştir. Mesela, Buhari’de geçen bir hadiste, Efendimiz (sav) bu birlikteliğin nasıl olduğunu çok veciz bir örnek ile şöyle açıklamaktadır: "Benimle, benden önce gelip, giden peygamberlerin durumu aynen şuna benzer: Adamın birisi çok güzel bir ev yaptırmıştır. O, bu evi tamamlamış, süsleyip donatmış, ancak duvarında bir köşe taşının yerini eksik bırakmıştır. O şâhâne evi görmeye gelenler, binânın içinde gezip dolaşırken, gözleri bu eksik kalan yere ilişince: ‘Bina çok güzel olmuş ama keşke şu köşe taşının yeri de boş bırakılmış olmasaydı!’ demekten kendilerini alamazlar. İşte ben, yeri boş bırakılan o köşe taşı gibiyim. Ve ben, gönderilen tüm peygamberlerin sonuncusuyum."
Efendimiz’in (sav) büyük bir tevazu ile anlattığı bu örnekten bizler, geçmiş peygamberlerin Efendimiz (sav) ile olan bağını daha iyi anlıyoruz. Biz buradan hareketle diyoruz ki: Siyer-i Nebi’den hakkı ile istifade etmek için, kesinlikle Siyer-i Enbiya’yı doğru bir düzlemde anlamak zorundayız.
Öyleyse gelin, biz Kur’an’da adı geçen 27 peygamberin, Efendimiz’in (sav) şahsiyetini inşa etme noktasında verdikleri en temel mesajları birer cümleyle de olsa anlamaya çalışalım.
- Hz. Adem: Eğer bir gün Allah’ın koyduğu sınırları ihlal eder de sürçersen, sakın hatanı savunma, hatan da ısrar etme. Hemen tevbe et, günahını itiraf et ve Adem gibi adam ol. Allah’ın mağfiretinin sınırsızlığını hiçbir zaman unutma.
- Hz. İdrîs: Eğer Allah katında yüce bir mekana ermek istiyorsan, İdris gibi hayatı bir ders, dünyayı bir medrese, ilahi vahyi bir müfredat, Cebrail’in ise bir müderris olduğunu unutma.
- Hz. Nûh: Eğer bir gün karada gemi yapmak zorunda kalırsan; “hani bunun denizi” diyenlere kulak asma. Sen tahtalara çivi çakmaya devam et; yeri ve zamanı gelince Allah denizi senin ayağına getirecektir.
- Hz. Hûd: Eğer bir gün senin kavminde Hûd’un kavmi Âd gibi, duyurduğun mesajlara karşı büyüklenirlerse, “bizim elimizdeki imkânlar bizi kurtaracak” diye yersiz kuruntularla seni yalanlayıp dururlarsa, sen “Ben ecrimi Allah’tan bekliyorum” de ve yoluna devam et. Zamanı gelince Allah onlara hak ettikleri karşılığı verecektir.
- Hz. Salih: Eğer bir gün senin kavminde Salih’in kavmi Semûd gibi kamunun malına hürmetsizlik ederlerse, Allah’ın dokunulmaz kıldığı şeylere el uzatırlarsa; sen Salih gibi işine bak. Onlar dağların içlerinde kendilerine sağlam saraylar bile yapmış olsalar, Rabbinin azabından kaçamayacaklar, zamanı gelince korktukları o dehşetli son onları çepeçevre kuşatacaktır.
- Hz. Lût: Eğer bir gün dünya ahlaksızlıkta sınır tanımaz bir hale gelirse, her türlü çirkinlik meşruymuş gibi takdim edilmeye başlanırsa; sen Lût gibi ol. Allah’ın sınırlarına riayet et ve o hudutları çiğneyenlerden yüz çevir; unutma ki Allah sana kesinlikle bir çıkış yolu gösterecektir.
- Hz. İbrahim: Eğer bir gün can ciğer akrabalarınla karşı karşıya gelirsen, sen İbrahim gibi ol. Eline bir balta al ve o cansız cisimleri, ateşe atılma pahasına birer birer yere devir. Ateşe atıldığın zaman ise; sen “ben yandım” diye atla, göreceksin o ateş sana serin ve selamet olacaktır. Eğer bir gün imanın, doğup büyüdüğün yerlere sığmaz ise, Allah’ın arzı geniştir, durma hicret et. Unutma ki, hicret sana Hacer’i, Hacer sana İsmail’i kazandırtacaktır.
- Hz. İsmail: Eğer bir gün boynunu keskin bıçağın önüne uzatmak zorunda kalırsan, sakın bundan geri durma. Sen de İsmail gibi uzat ve “Kes baba! Yoksa sen Allah’ın emrine karşı mı geleceksin” de; göreceksin ki, teslimiyet kurtuluştur. Sen, atan İsmail gibi teslim olursan, fidyen sema ehlinin bir hediyesi olarak ayağına gelecektir.
- Hz. İshak: Eğer bir gün elindeki tüm imkânlar tükenirse, yani bıçak kemiğe dayanırsa yine de sen “imkânım yoktu” deme. Unutma ki, iman en büyük imkândır. Yeter ki, iman olsun; o oldu mu, gün gelir, yaşlı ve kısır bir hanımdan insanlığa ihlâsı öğretecek bir İshak doğabilir. O halde sen neticeye bakma; hedefe varmaya bak ve yoluna devam et.
Bu altın silsilenin Efendimiz’e (sav) verdikleri mesajları anlamaya devam edeceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.