Kürt meselesi aslında nedir?

Kürt meselesi aslında nedir?

Bir TV kanalında ikisi milletvekili, dört kişi Kürt meselesini tartışıyor.

Konuşmacıların Üçü, dönüp dolaşıp Kürt sorunu, Demokrasi, Anayasal perspektif gibi laflar ediyor.

Bir sürü laf ediyorlar ama bir çuval lafın arasında Kürt sorununun ne olduğunu bir türlü anlayamıyorsunuz.

Türkiye’de herkesin sistemden kaynaklanan sıkıntıları var.

Herkes bazı sorunlar yaşıyor. Ama bu genel sorunları kimse etnik sebeplere irca edemez. Çünkü sorun müşterek, Kürt de Türk de, Laz da, Çerkez de aynı sorunu yaşıyor.

Onca laf arasında fındıkkabuğunu dolduracak somut bir şey çıkmayınca, gazeteci Can Ataklı dayanamayıp, sordu: “Geldiğimiz noktada Kürtlerin ne sorunu var, hangi demokratik açılımı, hangi sorun için istiyorsunuz?”

Üç kişi ıkındı, sıkındı tek bir müşahhas örnek veremedi. Sonunda konuşmacıların içlerinden diğerlerine göre biraz daha TV umuru görmüş olanı, “ama geçmişte yapılanları da unutmayalım, lütfen” gibi bir şeyler mırıldandı... Ataklı, “Geçmişi bırakalım, bugün için soruyorum, bir Türk’ün sahip olduğu hangi hakka bir Kürt sahip değil” diye ısrar edince konuşmacılardan biri sözü evirip, çevirip, geçtiğimiz günlerde Manisa’da çocuklarının yemin törenine alınmayan başörtülü Annelere getirdi. Ağlamaklı bir üslupla, kaç gündür bu ayıptan dolayı uyuyamıyorum, dedi.

Yani Kürt sorunu diye kala, kala elde başörtüsü kalmıştı.

Evet, başörtüsü bir sorundur, ama Kürt sorunu değil.

Kürt’üyle; Türk’üyle kendini Müslüman hisseden herkesin sorunu.

Üstelik sadece Müslümanların değil, gerçek demokratların da sorunudur.

Geçen gün Zaman’da Ahmet Selim’de yazmıştı, demokrasi, özgürlük, insan hakları filan diyorlar ama içini bir türlü dolduramıyorlar… Ne istediklerini bir türlü anlamıyorum demişti.

Ben de anlamıyorum.

Kürtçeyi bilen, ama Kürtlerin Türklerle aynı ruh kökünden beslendiklerine ve aynı milletin çocukları olduğuna inanan biri olarak anlamıyorum.

Anlamıyorum çünkü kimse Kürt sorunundan ne kastettiğini bir türlü ortaya koyamıyor.

Ya da dilinin altındakini söylemiyor.

İnsan bu kadar konuşur da bir şey söylemez mi?

Herkes dilini konuşsun, buna kimsenin itirazı yok.

Kürt’ün Türk’ten ayrı bir kültürü varsa onu da yaşasın. Ama bu farkı bize de göstersin hangi kültürel farklar varmış bizde görelim? Çünkü müşahhaslaştırılmayan, yuvarlak, soyut ifadelerle geçiştirilen bir problemin çözümü de olmaz. Tarifi olmayan şeyin çözümü olur mu?

Bütün bu kaypak ifadeler sorunun ne olduğunu gösteriyor: Kürt sorunu dedikleri şey, aslında Kürt’ü Türk’ten ayırma sorunudur.

Geçmişte bazı sorunlar olduğu doğrudur.

Ama bunların çoğu çözüldü.

Bu gerçeğe rağmen, daha hala Kürt sorunu olduğu yerde duruyorsa, bunun başka izahı yoktur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi